Evliya Çelebi Uygulama Oteli konferans salonunda düzenlenen "En İyi Narkotik Polisi Anne" programına katılan Bakan Soylu, dünyanın en büyük meselelerden biri olan uyuşturucuyla topyekun mücadele ettiklerini söyledi.
Herkesin hayatında duygularını ve motivasyonunu etkileyen anların olduğunu anlatan Soylu, insanların duydukları bir sözden dolayı başka bir noktaya evrilebildiğini belirtti.
Uyuşturucuyla mücadelede çok özel bir anısının olduğunu ifade eden Soylu, şöyle konuştu:
"Sık sık ifade ederim. Bir seçim çalışması esnasında vatandaşın arasındayken, kalabalıkta bir kadın kolumu tuttu ve sıktı. Dediki 'ne olursun, evladımı kurtar.' O anı hiç unutmuyorum. 'Ne oldu' dedim. Dediki 'sen devletin adamısın, güçlüsün, evladımı kurtarabilirsin. Ne olursun evladımı kurtar.' Evladı çok uzun yıllar uyuşturucu bağımlısı. Annesine, kardeşlerine şiddet uyguluyor. Evde var olanı alıp götürüyor. Öyle bir dramı anlattı ki belki de hayatımda en çarpıcı şekilde bu dramla böyle karşılaştım. Ondan sonra arkadaşlarımızla birlikte bu mücadeleyi daha üst bir noktaya taşıyabilmek için Cumhurbaşkanımıza anlattım. O günden itibaren bir büyük mücadele ortaya koyuyoruz."
Soylu, 2017'de Türkiye'de uyuşturucudan ölen insanların sayısının 941 olduğunu, bu sayının geçen yıl 270'e gerilediğini dile getirdi.
'Büyük bir mücadele gerçekleşiyor'
Avrupa ve Amerika'nın aksine Türkiye'nin uyuşturucuyla başarılı bir şekilde mücadele ettiğini kaydeden Soylu, dünyanın uyuşturucu konusunda teslim olduğu bir dönemde Türkiye'nin iyi bir mücadele örneği gösterdiğini vurguladı.
'Eroinin, captagonun ve bonzainin rotası Türkiye değildir'
Eroin, captagon ve bonzainin rotasının Türkiye'de olmadığını belirten Soylu, "Eskiden İran, Afganistan üzerinden, sınır hatlarından gelen eroinin rotası artık Akdeniz'e doğru indi. Akdeniz'den doğru Avrupa'ya gidiyor. Özellikle bonzai, Çin üretimiyle bu rotadan geliyordu, o da bizim rotamızdan artık gelemiyor. Captagon Suriye'den geliyordu, artık deniz üzerinden alttan Avrupa'ya gidiyor. Neden? Eskiden yakalanan her 4 kilogram eroinin 1 kilogramı Hakkari, Van, Ağrı ve sınır hattında yakalanırdı. Şimdi 4'ün 3'ü sınır hattında yakalanıyor. 4'ün biri ancak öbür tarafa gidiyor. Böyle hızlı basınca, sahada tedbir alınca, sahada yakalamaları artırınca mecburen rotayı değiştirmek durumunda kaldılar. Sadece bu olmadı. Büyük bir mücadele gerçekleşiyor. Uyuşturucu maddeye teslim olacak bir millet olmamalıyız. Çocuklarımızı uyuşturucu maddeye teslim etmemeliyiz. Öyle babalar gördüm ki, 'çocuğunu tedavi ettirelim' diyorum. 'Allah'ını seversen al hapishaneye koy, beni kurtar ne olursun' diyor. Şimdi böyle bir tabloyla karşı karşıyaysak bilmemiz gerekir ki bunu en iyi mücadeleyle değerlendirmeliyiz" diye konuştu.
'En İyi Narkotik Polisi Anne' projesinden söz eden Soylu, şöyle devam etti:
"Bu projede uyuşturucunun en çok nerde kullanıldığını sorduğumuzda yüzde 47-48'i evde kullanıyor. En çok kullanıldığı başka bir yer ise metruk binalar. Metruk binalarda yüzde 30 ile başladık. Türkiye'de ilk önce 50 bin metruk bina var denildi. Valilere, kaymakamalar, emniyet müdürlerine, belediye başkanlarına talimatlar verdik. Rakam en son 122 bin metruk binaya çıktı. Uyuşturucudan tutun da gecenin bir yarısına her türlü suç unsuruyla karşı karşıya bıraktıkları, mahalleliyi de sıkıntıya soktukları binalar. Bana kızıyorlar ama 'bunları gördüğünüz yerde yıkın' diyorum. 122 binanın şu an 90 binini yıktık. Aynı zamanda 18 binanın da rehabilitasyonunu yaptık. Geri 14 bin 500 bina kaldı. Onları yıkmaya devam ediyoruz. En İyi Narkotik Polisi Anne Projesinin kaynaklarından biri de annesinin olup olmadığı soruluyor. Yüzde 88-89'un annesi var. Biz de bu rakamı görünce En İyi Narkotik Polisi Anne Projesi'ne başladık. Bir taraftan metruk binaları yıkıyoruz, bir taraftan parkları ışıklandırıyoruz. Hiçbir şeyi boşta bırakmamaya çalışıyoruz. Bütün bunlarla birlikte En İyi Narkotik Polisi Anne Projesi kapsamında annelere ulaştık. Çocuklarının uyuşturucu kullandığı ilk anı tespit edebilirsek çocuğumuzu kurtarabiliriz. Böylece En İyi Narkotik Polisi Anne Projesi başladı. 1 milyon 300 bini aştık. Şimdi Milli Eğitim Bakanımızla bir karar verdik. Nisanın sonuna kadar 25 milyon insana ulaşacağız."
'Kökünü kurutma operasyonları yapıyoruz'
"Uyuşturucuyla mücadelede Avrupa ve Amerika pes ederken biz pes etmeyeceğiz. Bu uyuşturucu iletinin kökünü kazıyacağız." diyen Soylu, 2016'da 30 bin olan cezaevindeki uyuşturucu satıcılarının sayısının şu anda 121 bin olduğunun altını çizdi.
Projeli çalışmalarla uyuşturucu bağımlılarını ve satıcılarını uzun süre izlediklerini anlatan Soylu, şunları kaydetti:
"Dünyada hiç olmayan bir program yaptık. Adı Asena. Geçen mart ayından beri hiçbir ihbar, istihbarat almadan, milyonlarca veriyi kendi içinde yapay zeka programıyla gerçekleştirerek şu ana kadar 6 bin 400 yakalamayı gerçekleştirdik. Durmuyoruz, büyük bir mücadeleyi ortaya koymaya çalışıyor ve buna devam ediyoruz. Kökünü kurutma operasyonları yapıyoruz. Burada projeli operasyonlarla beraber birçok yerde bunu sağlamaya çalışıyoruz. 2022 yılı Avrupa'daki rapora göre 1 milyon kişi başına uyuşturucu bağlantılı can kaybı sayısı dünya genelinde 35, Avrupa genelinde 17, ABD'de milyonda 324, Norveç'te 89, Almanya'da 29, Türkiye'de milyonda 4,7. Bütün bunlarla birlikte bu mücadelemizi devam ettirdiğimizi söylemek istiyorum. Uyuşturucuya bağlı doğrudan ölenlerin 2017'de 941 olan sayısının 270'e, bu yıl da 10. ay vesilesiyle 146'ya düştüğünü söylemek isterim. Madde kullanım oranı Avrupa'da yüzde 29, yani 100 kişiden 29 kişi madde kullanıyor, Avrupa uçmuş gidiyor. Bizde ise yüzde 3.1. Yani madde kullanım oranımızda da düşüklük söz konusu. Yaptığımız en önemli meselelerden bir tanesi de ilk kez Adana'da başladık, 62 ilde kanalizasyonlardan atık madde alıyoruz. Üniversite ve Yeşilay yapıyordu. Şimdi Yeşilay'la yapıyoruz. 62 ilde kanalizasyonlarda atık madde alıyorlar ve her üç ayda bir ne kadar uyuşturucu kullanıldığı, ne kadar arttığı, ne kadar azaldığı, hangi maddenin kullanıldığını öğreniyoruz. Buna göre de illerimizde tedbir alıyoruz. Türkiye'de ilk defa her ilin 42 kriterle riskini ölçüyoruz. Her ilçeyi 32 kriterle ölçüyoruz. Bunu, ilgili kurumlarımızın tamamına gönderiyoruz. Ayrıca Bağımlıkla Mücadele Yüksek Kurulumumuzun il ve ilçelerde yansımaları var. Bunları değerlendiriyoruz. Risk haritaları yapılıyor ve bu risk haritaları üzerinden de büyük bir mücadele ortaya konulmaya çalışılıyor."
Son 6 yılda 100 olan AMATEM ve ÇEMATEM sayısını 136'ya çıkardıklarını dile getiren Soylu, bütün toplumu bu tehlikeye karşı uyarma konusunda bir irade ortaya koyduklarını ifade etti.
Soylu, "UYUMA aplikasyonu yaklaşık 600 bin sayısına yaklaştı. Yine 50 bin ihbar geldi. Kimsenin adını, soyadını almıyoruz. İhbara gideriz, yeter ki ihbar gönderilsin. Aynı kadına şiddetle mücadelede yaptığımız gibi. KADES diye bir telefon programı yaptık. Şu an 4 milyon 800 bin kadın bu telefon programını indirdi, 500 binin üzerinde ihbara gittik. Aile içi ve kadına şiddetle mücadele alanında da ölüm sayısını geçen senden bu seneye kadar yine topyekun bir mücadeleyle düşürdük. Hem iletişim kanalarını açtık hem de burada kadına yönelik ölüm sayılarını da yüzde 12, 13 civarında düşürdük. Bu işi sıfıra getirene kadar aynı şekilde mücadelemizi gerçekleştireceğiz. Türkiye'de 20 ilde alan denetimleri yapıyoruz. Bu işe başımızı koyduk. Bu uyuşturucuyu Türkiye sınırlarına sokmayacağız. Bu illetin kökünü kurutup kazıyacağız" şeklinde konuştu.
Okulların önünde uyuşturucu satıcılarına yönelik mücadeleye de değinen Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bir söz söyledim 'uyuşturucunun satıcısının bacaklarını kırın' dedim. Okulların önünde uyuşturucu satılıyordu. Bu söylediğim zaman ölüm sayıları 941'e gelmişti. Aynen Avrupa, Amerika nasıl teslim olduysa bu da FETÖ'nün ortaya koyduğu bir oyundur. Bunu da ifade etmem lazım. Bütün bunlar olurken elbette seyirci kalamazdık. Bizim irademiz ve kararlılığımız, Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği talimatlar. Narko timlerimiz 12 vilayette vardı. 81 vilayette her tarafa narko timlerimizi kurduk. Yani mücadelemizi Türkiye'nin her tarafına aynı şekilde yaymaya çalıştık. Orda 'ayakların kırın" dediğimiz noktada böyle bir tablo ve durumla karşı karşıyaydık. Şimdi 941 sayısı 270'e düştü. Daha da düşecek. Gençlerimizi, insanlarımızı bu tehlikeden kurtarmaya yemin ettik, söz verdik. Bu konudaki irademizi ortaya koyacağız. Bana ne kadar kızarsa da kızsınlar uyuşturucu satıcısını gördüğünüzde ayağını kırın. Bu kadar basit. Çocuklarımıza illet, musallat olmasın. Çocuklarımız, mühendis, doktor, öğretmen olsun. Annelerin, babaların dizinin dibinde hayırlı evlat olsunlar. Onlar da anne baba oldukları zaman bu millete hayırlı işler yapabilsinler. Nesillerimiz sağlıklı olsun. Dünya uyusa da biz bu mücadeleye her zaman devam edeceğiz."
'Güvenlik kuvvetlerimiz canla başla çalışıyor'
Vali ve Belediye Başkan Vekili Ozan Balcı da "Askerimiz, polisimiz, jandarmamız, güvenlik kuvvetlerimiz canla başla çalışıyorlar. Halkımızın huzur ve refahı esenliği için mücadele ediyorlar. Biz de canla başla çalışıyoruz. Allah'a şükür vatanımızda huzur egemen, gece yarılarına kadar insanlar sokakta caddede hür, özgür, devletine, milletine güvenerek yürüyorlar. Ekonomik hayat, tarımsal hayat yürüyor. Burada da bizlere verdiğiniz destekten dolayı sizlere müteşekkiriz. Allah askerimize, jandarmamıza, polisimize, güvenlik kuvvetlerimize güç kuvvet versin" dedi.
Konuşmaların ardından İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri ve Kızılay Bölge Koordinatörlüğünün uyuşturucu ve bağımlılıkla mücadelede gerçekleştirdikleri çalışmalar anlatıldı.
İl Emniyet Müdürlüğü korosunun konser verdiği, uyuşturucu madde arama köpeği "Altar"ın gösteri yaptığı programa, AK Parti Van milletvekillileri İrfan Kartal, Abdulahat Arvas, Osman Nuri Gülaçar, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Tümgeneral Aykut Tanrıverdi, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Bekmez, İl Emniyet Müdürü Atanur Aydın, AK Parti İl Başkanı Kayhan Türkmenoğlu ve kurum amirleri katıldı.