ANKARA FARKI

Prof. Dr. Konukman: Her gelir grubu için ayrı TÜFE belirlenmeli

Prof. Dr. Aziz Konukman, her gelir grubunun enflasyonunun birbirinden farklı parametrelere bağlı olduğunu bildirdi. Konukman, memurlara verilecek olan enflasyon farkının ortalama sepete göre verilmesinin yanlış olduğunu ileri sürdü.
Sitede oku
Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programına konuk olarak katılan Prof. Dr. Aziz Konukman, enflasyon sepetinin gelir gruplarına etkilerine, yeni açıklanan asgari ücrete ve 2023 enflasyon hedefine yönelik değerlendirmelerde bulundu.

‘Fonksiyonel gelir dağılımı yayınlanmalı’

Açıklanan enflasyon sepetine dahil olan kişi sayısının belirsiz olduğunu, bu nedenle bu sepetin işlevsel olmadığını dile getiren Konukman, çözümün fonksiyonel gelir dağılımının yayınlanması ve her gelir grubu için ayrı enflasyon rakamı hesaplanmasında olduğunu savundu:

“En yoksul yüzde 20 ile en zengin yüzde 20 arasındaki 5 gelir kategorisinin durumu yayınlanıyor. Bu gelir kategorileri için bir harcama sepeti belirlenip TÜFE bu sepet üzerinden hesaplanmalı. Tartışma böylece biter. En bilimsel, olağanüstü bir ortalamayı hesaplayan endeks hesaplansa bile sokaktaki adamı tatmin etmez. Çünkü ortalamada o sepette yaşayan insan sayısı tesadüf. Nüfusun içinde bu ortalama sepette yaşayan insan sayısı ayrı bir anket konusu. Gelir gurupları için TÜFE belirlenmeli. Örneğin ulaştırma fiyatları zengin bir insanı ilgilendirmez. Ama düşük, orta gelir grupları hop oturur, hop zıplar. Memurların enflasyon farkları yine ortalama sepete göre verilecek. Öyle bir vatandaş yaşamıyor. ‘Memura enflasyon farkı vereceğim’ demek o sepet üzerinden anlamsız. Fonksiyonel gelir dağılımı yayınlanmalı. Çalışanlar, çiftçiler, kar sahipleri ne alıyor? Birinci aşama bu. İkinci aşama da her bir gelir grubu için bir sepet hesapla. Biz de gerçeği görüp, toplu sözleşmede onu muhatap alalım. Enflasyonun doğru hesaplanması da sorunu çözmüyor. Ama memura, işçiye yeterli değil. Düzgün bir sepet yayınlanması gerekli.”

‘2023 enflasyon hedefi inandırıcı değil’

2022 yılı enflasyon hedefini ve gerçekleşen enflasyonu referans alarak 2023 enflasyon hedefini yorumlayan Konukman, Enflasyonda hesaplar tutmadığı için asgari ücreti artırmak durumunda kalındı. 2022’de 9,8 öngörülürken yılsonunda 65 olmuş. 2022’deki hesabın şaşması bu. Şimdiki hesap yılsonu 24,9. OECD kasım ayında ekonomik görünüm raporları yayınladı. Türkiye ile ilgili rakamları da orada yayınladı. 2022 için enflasyon hedefini 73,2 vermiş. Bizim 65’ten yüksek dikkat ederseniz. 2023 için de 44,6 demiş enflasyona. Özel sektörün 40-50 bandını izlerken nereye baktığını görüyorsunuz. Bizim OVP’ye (Orta Vadeli Program) bakmıyor iş adamları. OECD’nin, IMF’nin yayınladığı rakamlara bakıyor. Özel sektörü sizin OVP’nizi inandırıcı bulmuyor. 2022’de 9,8 enflasyon hedeflerken 65 oluyorsa neden 24,9 öngördüğünüz zaman 40-60 bandında olmasın?” şeklinde konuştu.

‘Enflasyon arttığı için asgari ücret arttı’

‘Asgari ücret arttığı için enflasyon arttı’ görüşünün yanlış olduğunu savunan Konukman, ayrıca asgari ücretin yılda iki kez belirlenmesinin mevzuata girecek bir durum olduğu yönünde görüş belirtti. Konukman, şunları kaydetti:

Cumhurbaşkanı ‘Gerekirse bir düzeltme yaparız’ dedi. Oraya doğru gidiyoruz. Artık bu mevzuata girecek bir durum oldu. Bir kez belirlenme işinin olmayacağı anlaşıldı. 2023’te de benzer bir durum olacak. Siz 2023’te yüzde 24,9 enflasyon hedefi açıklıyorsanız ve özel sektör bunu değil de yüzde 40-50 bandında bir enflasyon bekliyorsa yapacak bir şey yok. Özel sektörün OVP’yi ciddiye almayıp, öngörülenin 2 katı yükseltmesi bize şunu gösteriyor; piyasadaki davranışlar yeni zamları gündeme getirecek. Şu bakış açısını da değiştirelim; ‘Asgari ücrete zam geldi, dolayısıyla enflasyon arttı’ Bu yanlış. Enflasyon olduğu için asgari ücret arttı.”

‘Çözüm, yeniden KİT yeniden kooperatifleşme’

Fiyat düzenlemesi yapabilmek için piyasada üretici olmanın önemli bir faktör olduğunu bildiren Konukman, “Yeniden KİT’ler, yeniden kooperatifleşme. Bunun başka bir çözümü yok. Et-Balık Kurumu’nun adı var, kendisi yok. Regülasyon yapabilmeniz için sizin üretici olmanız lazım. Sadece fiyat değil, üretim yolu ile de müdahale. Uluslararası şirketlerin sözleşmeli çiftçileri var. Sertifikalı tohum diye bir şey getirildi. Sertifikalı tohuma mührü vuran çok uluslu şirket. Böyle bir şey olabilir mi? Dolayısıyla ciddi problemlerimiz var. Üretim boyutunu kaybettik biz” dedi.
Yorum yaz