SEYİR HALİ

Beyoğlu Belediyesi’nin tarihi yetimhane yıkımı: ‘Mahkeme sürecini tanımıyorlar’

Zanaat Atelye’nin sahibi Cinbiz, atölyenin bulunduğu Saint Joseph yetimhanesine belediye müdahalesini “1867’de burası yetimhane olarak faaliyete giriyor. Haydar Ali Bey millet bahçesi yapmak istediğini söyledi. 300 kişi geldiler. Dükkanımızı dışarı çıkardılar. 23 Şubat’ta mahkeme var. Mahkeme sürecini tanımıyorlar. Tarihi eser yok oluyor" dedi.
Sitede oku
Saint Joseph Yetimhanesi’nde 1970’den bu yana bulunan ve kuruluşu 1800’lere dayanan Zanaat Atelye’nin dördüncü nesil sahibi Cemal Cinbiz, binanın bulunduğu durumu, Beyoğlu Belediyesi’nin müdahalesini, hukuki süreci ve atölyenin karşılaştığı zorlukları Radyo Sputnik’te Ali Çağatay’la Seyir Hali programına anlattı.

‘1867’de burası yetimhane olarak faaliyete giriyor’

Cinbiz, binanın geçmişini “Burası Abdülaziz Han tarafından Fransızların talebi ile yer tespiti Abdülhamit ile beraber yapılıp Beyoğlu’nda bir Fransız yetimhanesi kurmak istiyorlar. Tarih 1867, bu görüşmeden sonra Abdülaziz Han bu toprakları Fransızlara vermeye razı oluyor ve satıyor. 1867’de burası yetimhane olarak faaliyete giriyor. 1935’e kadar bu faaliyetini devam ettiriyor. Öğrenciler azalınca Bebek’te bulunan yetimhaneye yerleştiriyorlar. Buraları ticaret amaçlı, yetimhaneye gelir sağlayabilmek için işyerlerine kiraya veriyorlar. Burayı kiralayan ilk aile Akev ailesi, İstanbul’un ilk özel tütün depolarından bir tanesidir. Bu aile burayı 1970’e kadar kullanıyor. 1970’ten itibaren de biz Fransızlara kiracı oluyoruz. Fransızlarla kira sözleşmemiz o günden bu yana devam etmekte, kira makbuzlarının hepsi hem bizim, hem kayyumun hem de Belediye Başkanı Haydar Ali özellikle talep ederek bunları görmek istedi ve bizden aldı. Orjinalleri bizdedir” diye anlattı.

‘1970’den beri kira sözleşmem ve ödediğim makbuzlarımla buradayım’

Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız’ın yapıyı millet bahçesi yapmak istediğini ifade eden Cinbiz, kendilerine yöneltilen ithamları “Bunun üzerine bir yürütme başlatıldı. Buraya gelindi. Haydar Ali Bey burayı gezdi, millet bahçesi yapmak istediğini söyledi. Ben yetkim olmadığını, kiracı olduğumu söyledim. Fransızlarla görüşür verilirse kullanabileceklerini benim için fark etmediğini söyledim. ‘O kadar şeye giremem. Ben kendim burayı alırım, ederim’ dedi. ‘Siz bilirsiniz. Benim bu konuda yapacağım bir şey yok’ dedim. ‘Ben onlarla muhatap olmak istemem. Onlar da sizi kandırmışlar bu zamana kadar, işgal etmişler. Sizler de işgalci gözüküyorsunuz’ dedi. Biz nasıl işgalci gözüküyoruz. 1970’den beri kira sözleşmem ve ödediğim makbuzlarımla buradayım. Zaten gösterdim dedim. ‘Siz işgalcisiniz. Size burayı kiraya verenler suçlu, onlara suç duyurusu yapıp tutuklama kararı çıkaracağız’ dedi” diye aktardı.

‘Süreç devam etti, bir yıkıma girdiler’

Cinbiz, belediyenin binaya müdahalesini “Süreç devam etti. Bir yıkıma girdiler. Bize dava açtılar boşaltmamız için biz de buna karşı bir dava açtık. Bizim açtığımız davayı nasıl olduysa bir hafta sonra bir anda düşürdüler. Sabahın köründe 300 kişi personel, çevik kuvvet, kayyumdan iki eleman, kaymakamlıktan iki eleman geldiler bizim dükkanımızı dışarı çıkardılar. Bunların benim ailevi mallarım olduğunu, maddi ve manevi değer taşıdıklarını ve ellememelerini söyledim. Ben kendim boşaltabileceğimi onlara üst katları boşaltmalarını söyledim. Orayı boşaltmalarının yeterli olmadığını, görev görülmediğini, burayı boşaltacaklarını söyleyerek aldılar. Paketleyip bir kısmını evime, bir kısmını çöpe gönderdiler. Kapıları ben kitlemiştim, girilmesin diye, demir korkulukları söktüler. Beni dövdüler, darp ettiler” diye açıkladı.

‘Dolmabahçe Sarayı’nın bütün süslemelerinin orijinalleri bendedir’

Cinbiz, kendisinin dördüncü nesil olarak sürdürdüğü atölyenin geçmişini “Benim atölyem 1800’lü yıllarda kurulmuş. Abdülaziz Han ile Mimar Baylan ailesi babamın ustasının babasını Kayseri’den getiriyor. Ermeni Parseh Cezayirliyan Usta, Dolmabahçe Sarayı’nı temelden inşa ettirmek için getiriliyor. Bahçesine atölyeyi kurmuşlar. Burada üretimleri, modelleri yapmış. Bütün süslemelerin orijinalleri bendedir. 3.5 ay önce Dolmabahçe Sarayı’ndan bir ekip geldi. Abdülaziz Han’ın müzik odasının kapı girişinin modellerini burada tespit ettik. Rüşvet vermediğim için ihaleyi bana vermediler” diye tasvir etti.

‘Ben 53 sene burayı korumuşum, tarihi eser yok oluyor’

Fransız Büyükelçiliği’ne mahkeme haberi verilmediğini belirten Cinbiz, yıllar içerisinde binayı korumaya dair yaptığı çalışmaları “Kayyum ve belediye bir mahkeme düzenliyorlar, adamların haberi yok. Ben uyanmasam öğrenmesem Fransızların haberi bile yok. 23 Şubat’ta mahkeme var. 23 Şubat’ı beklemeyip, bir an önce bir şeyler yapıp ortaya bir şeyler çıkarmaya çalışıyorlar. Kayyumun yaptığı bir hareket bana çok yanlış geldi. Benim 53 senelik burada kiracı olduğumu kabul ediyor. Bana kira kontratı yapması gerekirken bunu belediyeye yapıyor. Bana yapması gerekiyor çünkü ben 53 sene burayı korumuşum. Burası yıkılıyordu. Tavan çökmüş, su alıyordu. 650 metrekare sıfır bir çatı yaptım. Büyükelçiliği aradım ve bana bunu yapmam için müsaade verdiler. Cephe yıkılıyor, su alıyordu. Sıfırdan cephe yaptım. Birebir orjinali gibi yaptım. Hiçbir değişiklik yapmadan yaptım. Mahkeme sürecini tanımıyorlar. 1876’da yapılmış kaynaksız demirleri söktüler götürdüler. Tarihi eser yok oluyor” diye betimledi.
Yorum yaz