Adalet Bakanı Bekir Bozdağ 28 Şubat hükümlüsüyken cezaevinde yaşamını yitiren Vural Avar’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan af istediğini dile getirmişti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in ise asgari ücretle ilgili “Sendikalar ‘8 binin çok üzerinde vermeyin’ dedi” çıkışı tartışmalara neden oldu. Programın devamında da yeni Anayasa tartışmaları ve ekonomideki beklentiler konuşuldu.
Programa Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, İktisatçı Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, Vural Avar’ın yeğeni Sinan Avar ve Anayasa Mahkemesi eski Raportörü Ali Rıza Aydın konuk oldu.
Çerkezoğlu: Asgari ücretli dünyada yüzde 3 biz de yüzde 50
Asgari ücret tespit komisyonunda hükûmet, işveren ve işçi tarafları olduğunu hatırlatan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ‘Asgari ücret tespit sistemi değişmeli. Hükûmet ile işveren ortak bir karara varınca işçi temsilcisinin masada olup olmaması hiçbir şeyi değiştirmiyor. Buna karşı itiraz veya grev mekanizmaları da yok’ ifadelerini kullandı.
Çerkezoğlu şu ifadeleri kullandı:
‘Asgari ücretin belirlenmesi süreci hem demokratik değil hem de uluslararası standartlara aykırı. O nedenle açlık sınırının altına gerileyen asgari ücrete yıllardır milyonlarca işçi mahkum edilmiş durumda. Türkiye’de asgari ücret dediğimizde ortalama ücreti konuşuyoruz. Dünyanın her yerinde asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 2-3 civarıdır. Türkiye’de yüzde 50’yi çoktan aştı. Asgari ücretin belirlenmesi süreci, devletin toplumla yaptığı en büyük toplu iş sözleşmesidir esasen. Asgari ücret hâlâ ailesiyle birlikte geçineceği bir ücret olması gerekirken, tek işçi üzerinden hesaplanıyor. Oysa Türkiye’nin imzaladığı bütün uluslararası belgeler - BM, ILO, Avrupa Konseyi kararları- hepsi işçinin ailesiyle geçineceği ücret olarak ifade eder.’
Kozanoğlu: Türkiye’nin sadece bugününü değil, on yıllarını etkileyecek bir süreç
Programın bir diğer konuğu İktisatçı Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu oldu. Kozanoğlu, iktisatın temel amacının insanların yaşam standartlarını yükseltmek olduğu ifade ederek ‘Fikirleri çok ciddi rağbet gören bazı liberal iktisatçılar ‘asgari ücret çok artarsa enflasyon daha çok artar, işçiler kaybeder’ diyor. Enflasyonun altında artarsa zaten kaybediyorlar. Demek ki ya geniş emekçi kesimler kaybetmeye mahkûm ya da bunun dışında bir çözüm daha var’ dedi.
Hayri Kozanoğlu sözlerinin devamında:
‘Sonunda fiyat dediğimizde üç birleşimi vardır. Bir bütün maliyetler, ikincisi emek maliyeti, üçüncüsü kârlar. Bakıyoruz emek kesiminin satın alma gücü düşmüş. Bakıyoruz banka ve şirket kârları artmış. Demek ki fiyatlardaki kâr bileşeni enflasyonun en önemli nedeni. O zaman bunları dizginleyecek bir mekanizma kurmak gerekiyor.’
Vural Avar’ın yeğeni: Cumhurbaşkanına ‘af dilekçesi’ yazmaları istendi, reddettiler
28 Şubat hükümlüsüyken cezaevinde yaşamını yitiren emekli korgeneral Vural Avar’ın yeğeni Sinan Avar da programa bağlanarak Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın sözlerini değerlendirdi. Avar, sözlerin bir kısmının doğru bir kısmının ise yanlış olduğunu söyleyerek şu açıklamayı yaptı:
‘Amcam ya da diğer silah arkadaşları hiçbir şekilde bu zamana kadar bir af dilekçesiyle asla başvuru yapmadı ama gelen bir talep var. Cezaevi müdürlüğü aracılığıyla rahmetli amcama ve diğer iki koğuş arkadaşına bir teklifte bulunuyorlar. Cumhurbaşkanlığına bir af dilekçesi yazmaları şartıyla cezaevinden çıkmalarının sağlanabileceği söyleniyor. Onlar da bunu kesinlikle reddediyor.
Amcam cezaevine girmeden önce hafif bir Parkinson başlangıcı vardı. Hafif bir titremesi vardı. Alzheimer ve demans ile ilgili süreçler sadece başlangıç aşamasındaydı. Bu hastalıklar cezaevine girdikten sonra ilerledi. Hiçbir şekilde yazı yazamaz hâle geldi. Adli tıp süreçlerinde hastanelere gidip gelerek tespit ettirmeye çalıştık ama maalesef olmadı.’
‘Hükûmet kanadından ya da TSK’dan kimse cenazeye gelmedi’
Hükûmet kanadından kimsenin aramadığını söyleyen Avar, “Birlikte görev yaptığı ya da yapmadığı ama onu tanıyan birçok emekli asker oradaydı. Üniformalı herhangi biri yoktu. Hava kuvvetlerinin de herhangi bir taziye mesajı veya çelengini de orada görmedik maalesef” dedi.
Ali Rıza Aydın: İktidar ve muhalefet bizi hukuksuzluğu esas alan bir ülkede yaşatıyor
Anayasa Mahkemesi eski Raportörü Ali Rıza Aydın da seçime bu kadar az zaman kalmışken yeni bir Anayasa yapılmasının meşruiyetini değerlendirdi.
Aydın, ‘Sadece siyasal iktidar değil, muhalefetiyle birlikte parlamentoda hukuksuzluğu esas alan bir ülkede yaşatıyorlar bizi. Bu çok anlamlı gelmeyebilir ama parlamento kanunları parmak sayısına göre çıkarıyor. Muhalefet ne kadar demokratiklik içinde kendisini savunsa da sadece ve sadece parmak sayısına dayanarak kanunları çıkarmış oluyor. Dolayısıyla hukuksuzluğu esas alan bir ülke derken sadece siyasal iktidarı kastetmiyoruz. Böyle bir parlamentodan zaten hukuksal meşruiyete sahip bir Anayasa beklenemez.’