YOLCU YOLUNDA GEREK

Angelfarm’ın kurucusu: Cinsel istismara uğrayan tavşan, ördek, at, inek var

Radyo Sputnik’te Enver Aysever ile Yolcu Yolunda Gerek programının bugünkü gündeminde Gezi tutukluları ve hayvan hakları vardı. Programa katılan konuklar hem cezaevindekilerle ilgili bilgi verdi, hem de son gelişmeleri aktardı.
Sitede oku
Enver Aysever’in Yolcu Yolunda Gerek programının bugünkü konukları, Gezi tutuklusu Mücella Yapıcı’nın kardeşi Müberra Zöhre, Angelfarm’ın kurucusu Sibel Çakır ve sanatçı Nilüfer Yumlu konuk oldu.

'Orada da boş durmuyorlar'

Ablası Mücella Yapıcı’nın sağlık durumunun iyi olduğunu fakat biraz zayıfladığını söyleyen Müberra Zöhre, “Ablamla haftada bir kapalı görüşümüz, ayda bir açık görüşümüz var. Yarım saat içinde altı kişi görüşmeye çalışıyoruz. Tabii kolay olmuyor. Diğer cezaevlerinde görüşme süreleri bir saatken Bakırköyde yarım saat. Bütün iletişimi de bu yarım saatin içine sığdırmak zorunda kalıyoruz. Çiğdem (Mater), Mine (Özerden) ve ablam birlikte kalıyorlar. Kendi açık hava dolaşım alanları var. Sadece üçü birbirini görüyor ama birbirlerine çok destek oluyorlar” diyerek cezaevi koşullarını anlattı.
“Orada da boş durmuyorlar. Cezaevinin depreme dayanıklılığı ne kadar gibi incelemeler yapıyorlar. Bulundukları çevrenin sorunlarıyla ilgileniyorlar” diyen Müberra Zöhre, şöyle devam etti:
Ablam görevini yaparken bunlar başına geldi. Gezi Parkı herkesin bilmesi gerektiği üzere Taksim bölgesinin deprem anında toplanma alanı. Deprem de gündemimizde. Bunu çok daha fazla vurgulamak mı gerekiyor bilemiyorum ama toplanma alanını korumak zorundaydılar mimarlar ve şehir plancıları olarak.”

Angelfarm’ın kurucusu Sibel Çakır: 3 bin 50 hayvan var, yüzde 75’i insan mağduru

Müberra Zöhre’nin ardından hayvan hakları savunucusu ve Angelfarm’ın kurucusu Sibel Çakır programa bağlandı. Angelfarm’da 150 farklı türde 3 bin 50 hayvanın bulunduğunu söyleyen Çakır, “Hayvanların yüzde 75i insan mağduru. Geri kalanları da doğada başına bir şeyler gelen hayvanlardan oluşuyor. Bunların içinde cinsel istismara uğrayan, şiddete maruz kalan hayvanlar var. Cinsel istismara uğrayan üç tane tavşan var, ördek var, at var, buzağı var, inek var… Darp edilerek, yakılarak ya da kimyasal maddelerin içine sokup eğlence olsun diye boyayarak işkenceye uğrayan canlılar var. Aklınıza ne geliyorsa var maalesef. Biz onlara çocuk diyoruz. Onlar bizim aile ferdimiz gibi” ifadelerini kullandı.

Nilüfer: Atatürkçü bir kadınım, Cumhuriyet sevdalısıyım

Son olarak yayına Türkiye’nin güçlü seslerinden Nilüfer Yumlu bağlandı. Konser öncesi kulisten yayına bağlanan Nilüfer, “Ben çok şanslıydım. Bu işe ömrünü vermiş, hayatını buna adamış insanların eserlerini yorumlama şansını yakaladım. Çok iyi müzisyenlerle çalıştım. O da benim hem doğru seçimlerin hem de büyük bir şansımdı. Hiç kimse tek başına bir şey yapamaz. İyi bir şarkı olmadan iyi bir şarkıcı da olunmaz. İyi şarkıcı olsanız, şarkı iyi değilse bir şey ifade etmez gibi geliyor bana” dedi.
Enver Aysever’in ‘modern kadın’ rol modeli olmasıyla ilgili soruya ise şöyle yanıt verdi:
“Bu tabii o kadar benim de önem verdiğim hassas bir konu ki… Maalesef toplumumuzun kanayan yarası olmaya devam ediyor. Hâlâ eğitim alamayan kızlarımız var. Ailede gördüğü yanlış eğitimle evden kaçan kızlarımız var. Hâlâ 15 yaşında evlendirilip 16 yaşında anne olan kızlarımız var. Tabii ki herkes bunu söylüyor ama öncelikle eğitim çok önemli. Eğitim almadan doğru düşünmelerine imkân yok. Annesinde babasında onu görmüyorsa, okulla da tanışmazsa doğru düşünmesi imkansız. Maalesef sonunda şiddet görmelerine, evden kaçmalarına, gencecik yaşta 3-4 çocuk sahibi olmalarına sebep oluyor ki bunlar çok üzücü.
Ben Atatürkçü bir kadınım. Bu hiçbir zaman değişmez. Tabii ki Cumhuriyet sevdalısıyım. Türkiye’ye yakışan da budur. Her zaman özgür, Cumhuriyetçi, Atatürkçü bir Türkiye istiyorum.”
Yorum yaz