1995 yılında Müşterek Taarruz Uçağı (Joint Strike Fighter / JSF) ismiyle Amerikalı şirket Lockheed Martin’in ana yükleniciliğini üstlendiği F-35 programı aynı yıl Birleşik Krallık da kurucu üye olarak katıldı. İtalya, Hollanda, Danimarka, Norveç, Kanada, Avustralya ve Türkiye de programa, Konsept Gösterim Safhası’nda dahil oldu.
Ancak Beyaz Saray, 17 Temmuz 2019’da, Rusya’dan tedarik edilen S-400 hava savunma sistemlerini gerekçe göstererek Türkiye’yi F-35 Programı’ndan çıkardı ve program kalan üyelerle devam etti.
Nihayetinde 2023’e girerken F-35 projesi hala sorunlarla gündemde gelmeye devam ediyor.
Kusurlar bitmiyor
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Test ve Değerlendirme Ofisi, Kasım 2019’da F-35’te 873 kusur tespit edildiğini açıklamıştı. 14 Ocak 2021’de açıklanan raporda ise F-35’lerde tam 871 kusur tespit edildiği belirtildi. Bu kusurlardan 10’u, pilotların güvenliğini tehlikeye atabilecek ve askeri operasyonların verimliliğini düşürebilecek kadar önemli. Son rapor henüz yayınlanmadığından yeni kusurların ortaya çıkıp çıkmadığı ya da çıkan kusurların kaçının çözüldüğü bilinmiyor.
Halihazırda bugüne kadar arızalar nedeniyle kaza kırıma uğrayan F-35’ler de kusurların ne kadar ciddi boyutlarda olduğunu gösteriyor.
Arızalar kaza kırıma neden oluyor
2021’in Mart ayına kadar ABD'nin 3, Japonya'nın da 1 olmak üzere toplam 4 adet F-35 uçağı düştü.
12 Mart 2021’de ise gece görevi için havalanan F-35B’den ateşlenen 25 milimetrelik mermi, namlu ağzından çıktıktan hemen sonra infilak etti. Uçağın gövdesinde 2 milyon 500 bin dolar tutarında “A sınıfı” hasar oluştu.
17 Kasım 2021’de İngiliz Kraliyet Donanması’na ait bir F-35 savaş uçağı, İngiltere'nin amiral gemisi HMS Queen Elizabeth uçak gemisinden havalanırken Akdeniz’e düştü.
Ocak 2022’de Güney Kore Hava Kuvvetleri’ne ait F-35A, iniş takımında çıkan arıza nedeniyle Seosan hava üssüne zorunlu iniş yaptı.
Yine Ocak ayında Güney Çin Denizi'nde bulunan USS Carl Vinson uçak gemisine inmeye çalıştığı sırada ABD’ye ait bir F-35C savaş uçağı düştü. Uçağın enkazının denizden çıkarılması uzun sürerken enkazın Çin tarafından ele geçirilmemesi için bölgede geniş güvenlik önemleri alınmıştı.
Ağustos 2022’de Danimarka medyası, Lockheed Martin’in ülkeye teslim ettiği altı adet F-35 savaş uçağından en az ikisinin fırlatma koltuklarının arızalı olduğunu yazdı.
Ekim 2022’de ise ABD'nin Utah eyaletinde F-35 savaş uçağı, Hill Hava Kuvvetleri Üssü'nde piste inerken yere çakıldı.
Son olarak bu ay içinde de Japonya'nın Kadena Hava Üssü'nde konuşlu ABD'ye ait F-35 savaş uçağı, teknik arıza nedeniyle iniş takımlarının üzerine çöktü. Uçağın burun kısmının zarar gördüğü açıklandı.
3 bin 300 sipariş bekliyor
F-35’in kısa kalkış ve dikey iniş yeteneğine sahip F-35B ve uçak gemileri için tasarlanan F-35C versiyonları da bulunuyor.
F-35 projesinin ortağı olan Birleşik Krallık, İtalya, Hollanda, Danimarka, Norveç, Kanada, Avustralya’nın dışında İsrail, Japonya, Güney Kore, Belçika, Polonya, Singapur, Finlandiya ve İsviçre’ye F-35 satışı onaylandı. Son dönemde Almanya, Yunanistan, İsviçre ve Finlandiya da ABD’den F-35 satın almak için talepte bulundu.
F-35 ile Başlangıç Operasyonel Kabiliyeti’ne ilk ulaşan kuvvetler, sırasıyla Temmuz 2015’te Amerikan Deniz Piyadeleri, Ağustos 2016’da Amerikan Hava Kuvvetleri ve Aralık 2017’de İsrail Hava Kuvvetleri oldu. F-35’in ilk operasyonel kullanımını ise İsrail Hava Kuvvetleri gerçekleştirdi.
Bugüne kadar 875’ten fazla F-35 uçağı teslim edildi ve 3 bin 300’e yakın mevcut sipariş bulunuyor.
Ancak projede çıkan sorunlar nedeniyle hem teslimat gecikmeleri yaşanıyor hem de maliyetler giderek artıyor
Bloomberg: Maliyet artıyor, gecikme yaşanabilir
9 Aralık’ta ABD’li Bloomberg’te yayınlanan bir makale de bu sorunlara işaret ediyor.
2001 yılında 233 milyar dolarlık bir bütçeyi belirleyen Lockheed Martin, F-35’lerin maliyetinin 2020 yılında maliyeti 398 milyar dolara yükseldiğini son olarak 2021’de ise 412 milyar dolara ulaştığını açıkladı.
Şimdi uçağın kokpit bilgisayarına yapılan modernizasyon için ekstra maliyetler 712 milyon doları aştı ve bu da Temmuz 2023’de tamamlanması planlanan sürecin daha da uzayacağına dair öngörüleri artırıyor.