TBMM Genel Kurulu'ndaki 2023 bütçe görüşmeleri, Hazine ve Maliye ile Dışişleri Bakanlıklarının bütçeleri ile devam etti. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, yaptığı konuşmada Türkiye ekonomisinin salgına, jeopolitik risklere ve savaşa rağmen sergilediği güçlü büyüme ile ne denli sağlam temeller üzerinde yükseldiğini tüm dünyaya bir kez daha gösterdiğini söyleyerek, “Satın alma gücü paritesine göre 2002’de 730 milyar dolar olan GSYH, 2021’de 2,95 trilyon dolara çıkmıştır. Türkiye bu dönemde 7 basamak yükselerek dünyanın en büyük 11. ekonomisi olmuştur. Kişi başına gelirde gelişmiş ülkelerle aramızdaki makas kapanmakta olup, kişi başına gelirimiz AB ortalamasının yüzde 72'sine ulaşmıştır. Üretim ve istihdam kapasitesini artıran Türkiye, 2021 yılında yüzde 11,4 ile G-20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke olmuştur. Ülkemiz bu güçlü performansını 2022 yılında da sürdürmüş, ilk üç çeyrekte yüzde 6,2 ile dünya ortalamasının oldukça üzerinde büyümüştür” açıklamasında bulundu.
İhracatın kasım itibarıyla yıllık 253 milyar doları aşarak Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaştığını kaydeden Nebati, “Turizmde de ayrı bir başarı hikayesi yazıyoruz. Türkiye, en çok ziyaretçi çeken 4. ülke konumundadır. 2022 yılında 51 milyonun üzerinde ziyaretçi ve 46 milyar dolar turizm geliri bekliyoruz. İthalat ise yüksek enerji fiyatları sonucunda yıllık 360 milyar dolara ulaşmıştır. Cari açık, ihracat ve turizmin önemli katkısına rağmen enerji ve altın ithalatına bağlı olarak artmıştır. Ekim itibarıyla cari açık yıllık 43,5 milyar dolar gerçeklemiştir. Ancak enerji ve altın hariç cari işlemler 49 milyar dolar fazlaya ulaşmıştır” şeklinde konuştu.
Nebati, vatandaşları enerji fiyatlarına karşı korumaya yönelik dünyada eşine az rastlanacak adımlar attıklarını kaydederek, “Mesken aboneleri için elektrikte yüzde 50, doğalgazda ise yüzde 75 sübvansiyon sağlıyoruz. Yani vatandaşımız maliyeti 300 lira olan bir elektrik faturasının 150 lirasını, 500 lira olan bir doğalgaz faturasının ise sadece 125 lirasını ödüyor. Kalan maliyeti Hazine üstleniyor” ifadelerini kullandı.
Nebati sözlerine şöyle devam etti:
“2022 yılında zorlu küresel finansal koşullara rağmen Kur Korumalı Mevduat ve Katılma Hesapları, ülkemizde finansal istikrarın korunmasında son derece etkin bir rol oynamıştır. KKM ile döviz kurlarında oynaklığı azaltmayı, TL’ye olan güveni artırmayı, finansal istikrarı güçlendirerek sürdürmeyi ve vatandaşlarımızın tasarruflarını kur dalgalanmalarına karşı korumayı hedefledik ve bunu da başardık. Şu an 2,2 milyon mudiimiz yaklaşık 1,5 trilyon liralık tasarrufunu bu hesaplarda değerlendirmektedir. Bu büyüklük toplam TL mevduatların yaklaşık üçte birine, toplam vadeli mevduatların ise dörtte birine ulaşmış durumdadır. TL mevduatın ortalama vadesi ise yaklaşık iki katına yükselerek sektörün en önemli risklerinden olan vade uyumsuzluğunda önemli iyileşmeler sağlanmıştır. İlaveten döviz tevdiat hesaplarının toplam mevduat içindeki payı yüzde 70,9’dan yüzde 50’ye gerilemiştir. Bakın bu somut veriler, yapılan tüm eleştirilere rağmen KKM’nin finansal sisteme ve ekonomimize ne denli büyük faydalar sağladığını da açıkça ortaya koymaktadır. Altını çizmek isterim ki bir uygulamayı değerlendirirken, onun sadece maliyetine odaklanırken, katkılarını göz ardı etmek kesinlikle objektif bir değerlendirme değildir. Ayrıca bütün yıl boyunca dilinize pelesenk ettiğiniz KKM’nin maliyeti giderek azalıyor. Ocak-ekim döneminde KKM’ye bütçeden 91,6 milyar TL harcama yapılırken, kurdaki istikrar ile kasım ve aralıkta şu ana kadar bütçeden herhangi bir aktarım yapılmamıştır.”
Kamu borcuna değinen Bakan Nebati, “2023 yılı Hazine Finansman Programı'nda borçlanmanın ağırlıklı olarak TL cinsinden yapılması ve yurt içi döviz cinsi borç stokunun azaltılması hedeflenmektedir. Ayrıca güçlü nakit rezervi tutulması politikasına da devam edilecektir. Kamu borcuna ilişkin sizlerle paylaştığım veriler, borç yükümüzün azaldığını açıkça gösteriyor. Diğer yandan Türkiye brüt dış borç stoku da 444 milyar dolar seviyesinde yatay seyrederken GSYH’ye oranı azalmaktadır. Şimdi bir kamu borcu dedim, bir dış borç dedim, verilerin daha net anlaşılabilmesi için size Türkiye ekonomisinin tüm paydaşlarının toplam borcu nasıl seyrediyor onu da izah edeyim. Türkiye’nin toplam borçluluğu, kamu, özel, hane halkı ve finansal kesim olmak üzere ekonomimizin tüm aktörlerinde düşüş eğilimindedir. 2021 sonunda yüzde 163 olan toplam borç yükümüz üçüncü çeyrekte yüzde 140’a gerilemiştir. Peki, gelişmekte olan ülkelerin ortalaması kaç? Yüzde 254. Peki küresel ortalama ne durumda. O da yüzde 343” diye konuştu.
Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) ile ilgili çalışmayı da tüm paydaşların görüşlerini dikkate alarak titizlikle yürüttüklerini belirten Nebati, “Çalışmanın detayları Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından zamanı gelince kamuoyuna açıklanacaktır” dedi.