AP Başkan Yardımcılarından Eva Kaili'nin, AP'ye ev sahipliği yapan Belçika'nın başkenti Brüksel'de yolsuzluk operasyonunda gözaltına alınmasının ardından, ülkesi Yunanistan'daki mal varlıklarının dondurulduğu duyuruldu.
Yunanistan devletinin haber ajansı AMNA'nın haberine göre, Kaili ile eşinin adına bir ay önce kurulan gayrimenkul şirketinin mali faaliyetleri Yunanistan'ın Kara Para ile Mücadele Kurumu tarafından donduruldu ve şirket faaliyetleri mercek altına alındı.
Kaili ile eşi, annesi, babası ve kardeşlerinin tüm mal varlıkları da donduruldu.
Belçika Federal Savcılığı'ndan 9 Aralık'ta yapılan açıklamada, ismi verilmeyen (ancak basına Katar olarak yansıyan) bir Körfez ülkesinin birkaç aydır kararları etkilemek amacıyla AP'de stratejik konumdaki kişilere büyük miktarda nakit para verdiği ve maddi değeri yüksek hediyeler teklif ettiğinden şüphelenildiği duyurulmuştu.
Savcılık açıklamasında, yapılan aramalarda toplam 600 bin euro değerinde nakit, bilgisayar ekipmanı ve cep telefonu ele geçirildiği aktarılmıştı.
Medyada Kaili ve bazı parlamenterlerin, AP'nin ekonomik ve siyasi kararlarını etkilemek üzere Katar'dan rüşvet aldığı iddia edilmişti.
Katar işçi ölümleriyle anılırken, sendika lideri de gözaltında
Belçika medyasına göre AP'deki 'organize suç, kara para aklama ve yolsuzluk' soruşturması kapsamında 6 isim gözaltına alındı, bunlardan 4'ü resmen suçlandı, 2'si serbest bırakıldı. AP'nin 14 başkan yardımcısından biri olan Kaili, Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı'nın (S&D) eski İtalyan milletvekili ve İtalyan Articulo Uno Partisi Üyesi Pier-Antonio Panzeri, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu Genel Sekreteri Luca Visentini ve S&D grubundan asistan Francesco Giorgi gözaltına alınanlar arasında yer alıyor.
Katar'dan rüşvet skandalı, zaten üst düzey isimlerin dinlenmesi skandalıyla çalkalanan Atina'yı daha da karıştırdı. Muhalefet partisi Değişim Hareketi-PASOK, kendi seçim listesinden AP'ye seçilen Kaili'nin gözaltına alınmasına ilişkin "Yolsuzluk davası bizi üzmektedir, ancak PASOK'un Kaili ile ilişkileri uzun zamandır zayıflamıştı. Herkes kendi yoluna gitmişti" açıklamasını yaptı.
Yunanistan'daki dinleme skandalında 'Kaili'nin parti ile aynı duruşu göstermediği ve hatta iktidar partisi Yeni Demokrasi'nin görüşlerine daha yakın tavır sergilediği için parti ile ilişkilerinin gevşediği' söylenen açıklamada, 'PASOK Başkanı Nikos Andrulakis'in Kaili'nin sonraki seçimlerde partiden aday olmayacağını daha önceden bildirdiği' aktarıldı.
Açıklamada, 'Kaili meselesinin PASOK'u yaralamadığı, genel olarak politik sistemin güvenilirliğinin yaralandığı' dile getirildi.
Hükümet Sözcüsü Yannis İkonomu ise PASOK'un açıklamasının 'anlamsız' olduğu tepkisini verdi.
AP Başkan Yardımcılarından ve AP'nin SYRIZA Grup Başkanı Dimitris Papadimulis, Yunanistan'daki dinleme skandalının da AP'ye bağlı birimler tarafından ortaya çıkarıldığını hatırlatarak "Eğer yolsuzlukla Yunanistan dahil her yerde mücadele etmek istiyorsak, zira Yunanistan'da da var, daha etkili yolsuzluk kovuşturması ve kontrol mekanizmasına ihtiyacımız var" dedi. Papadimulis, Kaili'nin yolsuzluk gerekçesiyle gözaltına alınmasını 'üzücü bir olay' diye niteleyerek bunun 'Yunanistan'a zarar verdiğini' belirtti.