‘İç kargaşa planları Meclis’e de yansıyor’
“Şuan Türkiye’deki siyasi gerilimin arkasında başka sebepler var. 15 Temmuz’dan bu yana Türkiye dünyadaki herhangi bir demokrasinin altından kalkamayacağı kadar büyük yüklerin altına girdi. 15 Temmuz’da Türkiye doğrudan doğruya işgal girişimine uğradı. Bizim en büyük gerilim sebebimiz budur. 15 Temmuz’dan sonra başımıza gelen büyük felaketin, uçurumun kenarından dönmüş bir ülkenin şartları içinde siyasi partiler konumlanmadılar. Bazı siyasi partilerimiz hala buralarda Türk devletini hedef alan asıl güçleri göremez vaziyetteler. Bu bir gerilim sebebi. İkinci bir gerilim sebebi; Türkiye’nin yıllardan beri terörle mücadele ediyor olması ve bu terörün doğrudan doğruya kendi ittifak içinde bulunduğunu iddia eden ülkeler tarafından destekleniyor olması. Yani bir ülkede, bir parlamentoda teröre hayır demekte yüzde 100 değilse iradeler, orada bir gerilim tuzağı var demektir. Üçüncü bir faktör de; şu anda Türkiye’deki birtakım siyasi aktörlerin bu gerilimi bilinçli olarak ortaya çıkarmak planlarının yörüngesinde olmalarıdır. Yani Türkiye’nin bugün bir kaosa sürüklenmesi veya en azından kaotik bir ortamda siyasetini yürütmesi gibi planlar var. Bunu görmediğiniz zaman parlamento üyesi olarak birtakım yanlışlıkların içine düşmeniz an meselesidir. İç kargaşa planları Meclis’e de yansıyor.”
‘Vatandaşta uyanış Meclis’in önünde’
“Birtakım parti fanatiklerini bunlar tahrik edebilir. Bu ölçüyü kaçırabilir. Ama ben son 5-6 yıldan bu yana vatandaşta Meclis’ten de öne geçen bir uyanış görüyorum. Özellikle Ergenekon sürecinden itibaren kitleler çok daha kolay manipülasyona getirilebiliyordu. Mecliste bir kavga olduğunda onu kahvelere vs. taşımak gibi… Ama halk bu siyaset esnafının bilincinden daha öne geçen bir sağduyu içerisinde. Ya günlük sıkıntılarıyla meşgul ya da çözümler üretenlere daha kulağı açık vaziyette. Meclis'te eğer birileri dışarıdan aldıkları ilhamlarla ‘Kargaşa çıkarırsak, gerilimi arttırırsak tabanda da kargaşa çıkmış olur. Türkiye yönetilemeyen bir ülke konumuna gelir. Komşumuz İran’ın son aylarda yaşadığı gibi veya daha önce Türkiye’de yaşadığımız gibi durumlara sevk ederiz’ zannediyorlarsa bu mümkün olmayacaktır. Halk artık esas tehdidin nereden kaynaklandığını biliyor. Bu tehdidin çözümünün de kendi içinde, kendi iradesinde olduğunu yavaş yavaş fark etti. Benim görebildiğim halk artık buradan yapılacak tahriklere kulak asmayacaktır.”