ANKARA FARKI

Eski TBMM Başkanvekili Korkmazcan: İç siyasette Türkiye’nin kaosa sürüklenmesi planları yapılıyor

Eski TBMM Başkanvekili Korkmazcan, TBMM’de yaşanan gerilimin sebeplerini maddeler halinde sıraladı. Korkmazcan, söz konusu gerilimin sebepleri arasında ‘birtakım siyasi aktörler tarafından bilinçli olarak planlanma’ olduğunu iddia etti.
Sitede oku
Eski TBMM Başkanvekili ve Türk Parlamenterler Birliği Onursal Başkanı Hasan Korkmazcan, TBMM’de yaşanan gerilimlerin arka planını Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programında anlattı.

‘İç kargaşa planları Meclis’e de yansıyor’

TBMM’de yükselen tansiyonun sebeplerini; ‘15 Temmuz Darbe Girişimi, terörle mücadele ve Türkiye’deki bazı siyasi aktörlerin iç kargaşa planları’ olarak sıralayan Korkmazcan, şu açıklamaları yaptı:

“Şuan Türkiye’deki siyasi gerilimin arkasında başka sebepler var. 15 Temmuz’dan bu yana Türkiye dünyadaki herhangi bir demokrasinin altından kalkamayacağı kadar büyük yüklerin altına girdi. 15 Temmuz’da Türkiye doğrudan doğruya işgal girişimine uğradı. Bizim en büyük gerilim sebebimiz budur. 15 Temmuz’dan sonra başımıza gelen büyük felaketin, uçurumun kenarından dönmüş bir ülkenin şartları içinde siyasi partiler konumlanmadılar. Bazı siyasi partilerimiz hala buralarda Türk devletini hedef alan asıl güçleri göremez vaziyetteler. Bu bir gerilim sebebi. İkinci bir gerilim sebebi; Türkiye’nin yıllardan beri terörle mücadele ediyor olması ve bu terörün doğrudan doğruya kendi ittifak içinde bulunduğunu iddia eden ülkeler tarafından destekleniyor olması. Yani bir ülkede, bir parlamentoda teröre hayır demekte yüzde 100 değilse iradeler, orada bir gerilim tuzağı var demektir. Üçüncü bir faktör de; şu anda Türkiye’deki birtakım siyasi aktörlerin bu gerilimi bilinçli olarak ortaya çıkarmak planlarının yörüngesinde olmalarıdır. Yani Türkiye’nin bugün bir kaosa sürüklenmesi veya en azından kaotik bir ortamda siyasetini yürütmesi gibi planlar var. Bunu görmediğiniz zaman parlamento üyesi olarak birtakım yanlışlıkların içine düşmeniz an meselesidir. İç kargaşa planları Meclis’e de yansıyor.”

‘Vatandaşta uyanış Meclis’in önünde’

TBMM’de yaşanan gerilimin halkı nasıl etkilediğini yorumlayan Korkmazcan, “Halk esas tehdidin nereden kaynaklandığını biliyor” dedi. Korkmazcan, şöyle devam etti:

“Birtakım parti fanatiklerini bunlar tahrik edebilir. Bu ölçüyü kaçırabilir. Ama ben son 5-6 yıldan bu yana vatandaşta Meclis’ten de öne geçen bir uyanış görüyorum. Özellikle Ergenekon sürecinden itibaren kitleler çok daha kolay manipülasyona getirilebiliyordu. Mecliste bir kavga olduğunda onu kahvelere vs. taşımak gibi… Ama halk bu siyaset esnafının bilincinden daha öne geçen bir sağduyu içerisinde. Ya günlük sıkıntılarıyla meşgul ya da çözümler üretenlere daha kulağı açık vaziyette. Meclis'te eğer birileri dışarıdan aldıkları ilhamlarla ‘Kargaşa çıkarırsak, gerilimi arttırırsak tabanda da kargaşa çıkmış olur. Türkiye yönetilemeyen bir ülke konumuna gelir. Komşumuz İran’ın son aylarda yaşadığı gibi veya daha önce Türkiye’de yaşadığımız gibi durumlara sevk ederiz’ zannediyorlarsa bu mümkün olmayacaktır. Halk artık esas tehdidin nereden kaynaklandığını biliyor. Bu tehdidin çözümünün de kendi içinde, kendi iradesinde olduğunu yavaş yavaş fark etti. Benim görebildiğim halk artık buradan yapılacak tahriklere kulak asmayacaktır.”

‘Parti yöneticileri kapılarını birbirine açık tutmalı’

12 Eylül dönemine atıfta bulunarak siyasetçilerin, ülkenin ve milletin bütünlüğü için görüş birliği içerisinde olmaları gerektiğini savunan Korkmazcan, “Siyaset kurumunu yönetenler, siyasi partilerin başkanları, Meclis’teki temsilcileri vs. elbette bu kapıları açık tutmalıdır. Normal şartlarda böyle olur. En bunalımlı dönemlerde dahi siyasetçilerin diyaloğu vardır. 12 Eylül sabahı radyolardan genelkurmayın ülkeye el koyduğu ilan edildi. Arkasından ben o zaman siyasi bakımdan rakip olduğumuz Bülent Ecevit’i aradım telefonu kesikti, onun yerine İsmail Hakkı Birler’i aradım geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Aynı gün rahmetli Demirel’i aradım. Demirel’in telefonu da kesilmişti. Nahit Menteşe’yi aradım ve ona geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Yani bazı konularda siyasetçiler hiç olmazsa bu Gazi Meclis’in saygınlığına gölge düşmemesi bakımından, ülkemizin ve milletimizin bütünlüğü açısından bu konularda görüş birliği içinde olmak zorundadırlar“ şeklinde konuştu.

‘Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı 6'lı masadan sufle bekleyecek’

Millet İttifakı’nın Anayasa değişikliği metnini de değerlendiren Korkmazcan, “Bu metinle ilgili ben bir açıklama yaptım. ‘Anayasa hukuku ve Türkiye’nin anayasa birikimi açısından incelenmeye değmez’ dedim. Birinci cümlem buydu. Bu ortaya çıkan metin bir anayasa değişikliği teklifi olarak değerlendirilemez. Çünkü anayasalar bir teşkilat yapılandırmasıdır. Bir devletin teşkilatını ortaya koymak anlamıyla yapılır. Şu andaki Millet İttifakı’nın ortaya koyduğu şey devleti tahrip edici birtakım fikirlerin toplamından ibaret. Meclisi güçlendireceğiz diyorlar ama ortadan kaldırıyor. Üçte ikisi karar vermedikçe içindeki teröristi dahi dışlayamayan bir Meclis tahayyül ediyorlar. Bu olmaz. Bir cumhurbaşkanı tasavvurları var. 6’lı masanın gözünün içine bakacak, oradan gelecek fısıltılarla yetkilerini kullanacak. Hem yüzde 51 oy alacak ondan sonra da nereden sufle gelecek diye bekleyecek. Yani metni okumamış aktörün sahneye çıkması gibi bir konuma düşürülecek cumhurbaşkanı” dedi.
Yorum yaz