Radyo Sputnik’te yayınlanan Meliha Okur’la Anlat Bana programına konuk olan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, çalışanlar ve emekliler üzerinden sosyal güvenlik sistemini ele aldı. EYT’nin ciddi bir toplumsal sorun olduğunu vurgulayan Çerkezoğlu, “1999’da sosyal güvenlik reformu adı altında yapılan düzenleme sonrasında deyim yerindeyse oyunun kuralı sonradan değişti ve emeklilikte yaşa takılanlar diye bir mağduriyet gelişti. İktidar uzunca bir zamandır bu konuda net bir tutum içerisindeydi, bu sorun için çözüm noktasında bir adım atılmayacağını söylüyorlardı. Fakat şimdi seçim öncesi bir çalışma yapıldığını görüyoruz. Hala EYT konusunda nasıl bir düzenleme yapılacağına dair taraflara bir bilgi paylaşılmış değil. Sorunun çözümüne ilişkin kamuoyu önünde şeffaf bir çalışma yapılamıyor. Bu konunun mutlaka bir diyalogla, bir müzakere ile çözüme ulaştırılması lazım. Aksi takdirde, (taşeron sorununda yaşadığımız gibi) bu tür ‘ben yaptım, oldu’ biçimindeki yasal düzenlemelerin ne tür sorunlar çıkarttığını biliyoruz. Öncelikle bizim siyasi iktidara çağrımız, sürecin taraflarıyla yani sendikalarla ve EYT dernekleriyle birlikte bu süreç müzakere edilmelidir” sözlerini dile getirdi.
Bununla beraber EYT sorununun çözümünden sonra da bir beklentinin oluşabileceğini belirten Çerkezoğlu, “Özellikle emekli maaşları. Yani emekli olduktan sonra da insanca yaşamaya yetecek bir ücret hakkımız var bizim. Oysa şu an Türkiye’de en düşük emekli aylığı 3500 lira, asgari ücretin bile yarısı. Bugün açlık sınırı 7600 lirayı, yoksulluk sınırı ise 25 bin lirayı geçti. Bir başka tehlike daha var. 696 sayılı KHK diye bilinen kamudaki taşeron işçilerinin kadroya geçirildiği düzenlemede bir zorunlu emeklilik maddesi var. Oysa bu anayasaya aykırı. Eğer EYT düzenlemesi yapılırsa birçok taşerondan kadroya geçmiş işçi arkadaşımız kendi isteği dışında zorunlu olarak emekli olacak. Bu da kendi gelirlerinin neredeyse yarı yarıya düşmesi anlamına gelecek. Özetle sosyal güvenlik sistemimizin bir bütün olarak, emeklilik hakkını herkes için tanıyan ama emekli olduktan sonra da insanca yaşayabileceğimiz bir ücret ve sosyal hakları da güvence altına alan bir sosyal devlet yaklaşımıyla ele alınması şart” ifadelerini kullandı.