Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısında konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
Hasar var ama vahim bir durumla karşılaşmadık.
Ülkemize gerçekten iftihar verici bir eseri, Yusufeli Barajı'nı kazandırdık.
G-20 Liderler Zirvesi'nde katıldım ve diplomasi çabalarında yeni mesafeler kat edilmesini sağladık.
Bugün sizlerle terör konusunda atacağımız yeni adımları paylaşmak istiyorum. İstiklal Caddesi'nde meydana gelen bombalı saldırı failleri ile kısa sürede aydınlatıldı. En tepeden en aşağıya kadar bu eyleme karışanlar mutlaka bulunacak, hesabı misliyle sorulacaktır.
Bu eylemi timsah gözyaşlarıyla kınayanların gerçek yüzleri operasyonlara verdikleri tepki ile ortaya çıktı. Suriye'de kontrolleri altında tutukları bölgeden ülkemize yönelik herhangi bir tehdit gelmeyeceğini söyleyenlerin bu sözleri tutamayacağı anlaşıldı. Biz Suriye sınırları konusunda söylediklerimize sadık kaldık ama madem karşımızdakiler sözlerini tutamıyor, öyleyse bizim kendi başımızın çaresine bakma hakkımız doğmuştur. Suriye sınırlarımızdaki Hatay Şanlıurfa Şırnak illerimize 764 havan roket füze saldırısı yapılmıştır. 32 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir, 261 vatandaşımız yaralanmıştır.
Yılbaşından beri terör örgütü, sivillere karşı eylemleri teşvik etti.
Çözüm Süreci'nin ardından destek kaybeden ve Kuzey Irak'taki varlığı gerileyen örgüt, dikkatini Suriye üzerinde yoğunlaştırdı.
En uygun vakitte karadan da teröristlerin tepesine tepesine bineceğiz. Uçaklarla, toplarla, SİHA'larla yaptığımız operasyonlar sadece başlangıçtır. Tel Rıfat, Münbiç ve Ayn el Arab'dan başlayıp temizleyeceğiz.
Bizim de kendimize göre bir oyun planımız var.
Türkiye'yi hala sinsi yöntemlerle dize getirmeye çalışanlara mesajımız gayet net: Başaramayacaksınız
Dün itibarıyla küresel finans krizinden kovid-19'a, enerji krizine dair yaşanan her hadise bir gerçeği ifade ediyor. Bizi dize getirmek isteyenler, en küçük tehdit karşısında dizleri üstüne çöküyorlar.
Tarih boyunca büyük filozoflar siyaset nedir sorusuna cevap aramışlardır. siyaset yönetmek, eğitmek gibi anlamlara sahiptir. Bu kavramla eş anlamlı olan politika ise devletin yönetimine işaret ediyordu.
Ömründe devlet yönetimine dair, özellikle SSK Genel Müdürlüğü hariç herhangi bir bilgisi olmayan CHP Genel Başkanı'nın devlet yönetme sorumluluğu nutukları atması ayrı bir komedidir.
Madem sorumluluktan söz ediyoruz. Kendi devletini uyuşturucu parasıyla finanse etmekle suçlayan haysiyet fukarası, sorumluluk lafını ağzına en son alacak kişidir. Kendi devletini borsa yükselişi üzerinden hançerlemeyi siyaset sanan bir sefil, sorumluluk ifadesinin yanına yaklaşamaz. Yurt dışında ne kadar terör örgütü destekçisi varsa onların ekmeğine yağ süren gafil sorumluluktan bahsedemez. Teröriste terörist, terör örgütüne terör örgütü demeye cesareti olmayan bir namert, sorumluluktan söz edemez.
CHP'nin başındaki zat, ağaç diye gevelemeye başladı. Bir de dış politikadan bahsetmesi yok mu? İnsanın 'sözün bittiği yer' diyesi geliyor.
Bay kemal ne polis ne sağlıkçılar ne de öğretmenler sahipsiz değildir. Onların arkasında biz varız.
Bu zatın siyasi hayatında ilk kez bir vizyon açıklamaya hazırlanmasından memnuniyet duyduk. Muhalefet ile eser siyasetinde yarışmak istiyoruz.