Gülsunar’ın açıklamalarından satırbaşları:
"Türkiye’nin bazen ihtiyacı olan şeylerle doğrudan seçmenin görmeyi istediği şeyler birbiriyle örtüşmeyebiliyor. Muhalefetin mutlaka seçimi kazanıp rejimi sonlandırması gerekiyor. Ekonomiyi düzeltip, demokrasiyi restore edeceğiz gibi bir söylemle giderseniz seçmenin pek fazla umurunda olmayacaktır. Seçmen, şu an için daha kısa vadeli bakıyor. 'Çocuğumu okula gönderiyorum, kırtasiye malzemeleri çok pahalı' gibi gündelik olaylara bakıyor. Muhalefetin seçimi kazanabilmesi için mikro problemlere çözüm üretebilecek algıyı seçmende oluşturması gerekiyor. İmamoğlu dememin sebebi, Türkiye’deki siyasi kültürün çok fazla lider odaklı olması. 6’lı masa tabii ki çok önemli. 6 parti bir araya geliyor ve belli konular mutabakata varılıyor. Türkiye tarihinde bu olmayan bir şey. Demokratik mutabakatın oluşması çok önemli bir şey ama bir yandan da seçmenin çok fazla umursamadığı bir şey. Türkiye’deki seçmen, 'Ne güzel Avrupa ülkelerindeki gibi demokratik bir mutabakat sağlıyorsunuz bravo' deyip oy vermez. Türkiye siyasal kültüründe bu çok fazla takdir edilecek bir şey değil. Mikro problemlere çözüm üretebilecek algıyı oluşturabilirseniz o zaman oy verir ama genelde o da liderle oluyor. Kısa vadede seçimin kazanılması isteniyorsa biraz bu tarafa oynanmalı."
"Söylem mutlaka ekonomi üzerine kurulması gerekiyor. Ekonomik problemler olmasa hiçbir suretle biz bugün iktidarın değişme ihtimalinden bahsetmeyecektik. Bugün değişimden bahsediyorsak an nedeni ekonominin bozuk olması. AK Parti’den ve Erdoğan’dan kopan seçmenin de beklentisi, siz ekonomiyi nasıl yöneteceksiniz? Hayat pahalılığına nasıl çözüm üreteceksiniz? Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü çıkışı önemsiz değil ama seçmenin kafasında oluşturulması gereken algı ekonomiyle ilgili olması gerekiyor. Seçmenin, iktidar değişir 6’lı masa ya da onların adayı gelirse ekonomi düzeleceğine inanması gerekiyor. Seçmen buna inanırsa değişim olur."