Metro İstanbul Genel Müdürü Özgür Soy, yazdığı bilim-kurgu romanı ve üçlemenin ilk kitabı olan ‘Tehlikenin DNA’sı’yla Radyo Sputnik’te yayınlanan Gündem Dışı’nda stüdyo konuğu oldu.
‘Araştırmalar, bildiğim şeylerin daha derinleştirilmesiyle yapıldı’
Soy, “Neandertaller çok az konuşulan bir tür. İnsanlardan çok önce yaşaması ve birçok keşfi yapmış olması bana çok ilginç geldi. Bizden farklı bir tür burada yaşamış ve dünyaya hakim olmuş. İnsan büyük bir predatör. İnsanların ortaya çıkmasından sonra yüzlerce tür yok oluyor. İnsan o kadar dominant bir tür. Bu dominant türün farklı bir türevi varmış, bizden önce var olmuş ve anlaşılmaz şekilde yok olmuş. Bu, bana çok enteresan geldi ve bu konuda araştırmaya başladım. Çocukluğumdan gelen genetik merakımın da etkisiyle roman şekillendi. Araştırmalar, bildiğim şeylerin daha derinleştirilmesiyle yapıldı” diye konuştu.
Soy, şöyle devam etti:
“İlk başta polisiye yazmak istiyordum. Kahramanımı da oluşturmuştum. Fark ettim ki sahip olduğunuz bilgilerle kendinizden referanslar koyabilmeniz gerekiyor. Bu sayede yazdıklarınız gerçeklik, ruh ve beden kazanıyor. Bunun için bilgim olmayan bir alanda çok ciddi araştırma yapmam gerekiyordu. Polislerin hayatına girmem, onlarla konuşmam gerekiyordu. Vaktim ve enerjim olmadığından o alandan vazgeçtim ve ‘Tehlikenin DNA’sı’nı yazdım.”
İnsanın DNA’sı, insanla ilgili bütün kodu içeriyor. O kodun, decode edilmesi gerekiyor. Bununla o kişide olacak hastalıklar ve o kişinin özellikleri belirleniyor ve bu gerçekten çok büyük bir buluş. İnsan ve neandertal DNA’sı karşılaştırıldığında görülüyor ki insan DNA’sının bir kısmı ne neandertalden gelmiş. Savaşmışlar ama aynı zamanda çiftleşmişler de… Doğal seleksiyonla neandertallerin çok güçlü olan bazı genleri, insanın içinde varlığını devam ettirmiş. Bu konular çok ilgimi çekti, bunların üstünde birtakım sorular sorarak romanımı oluşturdum.”