AKŞAM POSTASI

Avukat Meriç Eyüpoğlu: Prof. Fincancı için iddianame var ama mahkeme yok

TTB Başkanı Prof. Fincancı’nın tutukluluğuna itirazları reddedilen avukat heyetinden Meriç Eyüpoğlu, iddianamenin hazırlandığını belirterek, "Mahkeme yetki ile ilgili tereddüt yaşadığını söyleyerek ilgili savcıya başvurdu. Dolayısıyla şu an iddianame var ama mahkeme yok. İstanbul mu yoksa Ankara mı tartışması sürüyor"
Sitede oku
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Şebnem Korur Fincancı’nın tutukluluğuna itirazları reddedilen avukat heyetinden Meriç Eyüpoğlu, hukuki süreçte son durumu Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası’na anlattı.
Avukat Eyüpoğlu, “Dün itibariyle iddianame hazırlandı ve tutuklamaya sevk yazısının aynısı olarak iddianamemiz var artık. Mahkeme yetki ile ilgili tereddüt yaşadığını söyleyerek ilgili savcıya başvurdu. Dolayısıyla şu an iddianame var ama mahkeme yok. İstanbul mu yoksa Ankara mı tartışması sürüyor” dedi.
Prof. Fincancı’nın son durumuyla ilgili avukat Eyüpoğlu, şu bilgileri paylaştı:
“582 avukat itiraz ettik. İtiraz süresi 7 gün. Tutuklamanın haksız olduğunu 25 sayfalık dilekçede anlattık. TTB Başkanı olarak değil uzun yıllardır ağır insan hakları ihlallerine karşı adli tıpçı olarak yaptığı bir ön değerlendirme olarak söylüyoruz. Ön değerlendirmenin kesin karar vermekten farklı olduğunu, bu alanda çalışan bir adli tıp uzmanının ya da bir bilim insanının sadece görüntülerle kesin bir kanaate varmasının mümkün olmadığını, bu nedenle de sayın Fincancı’nın ilgili sözleşmeler gereğince yerinde ve bağımsız bilimsel heyetlerin araştırma yapması gerektiği çağrısında bulunduğunu, hem adli tıp bilimsel çalışmalar açısından gerekli olduğunu, hem de Cenevre sözleşmesinin hukuki metinlerde bu tür iddiaların araştırılması için yerinde incelemek yapmak gerektiğini söylediğini, sadece ön değerlendirme olduğunu ve TTB’deki göreviyle ilgili olmadığını anlattık. Yargı kararlarıyla da yaptığımız tartışmayı destekledik. Bilimsel ifade özgürlüğüne ilişkin ve kendi çalışma alanına ilişkin de çok sayıda kararlar sunduk, benzer örnekleri tartıştık. Toplanan deliller dosya kapsamı evinde yapılan arama tutanağı incelendiğinde itiraz yerinde görülmediğinden reddine. Tutuklamayı itiraz ettik, kısa bir süre içinde o kadar ayrıntılı dilekçenin ve eklerin incelenmesi için yeterli zaman geçmeden hiçbir gerekçe olmadan ret kararı aldık.

'İddianame çabuk çıktı ama süreç bu şekilde uzatılabilir'

"Şebnem Korur Fincancı’yı ve ardından TTB’ti hedef alan açıklamalar başlayıp sosyal medyadan da linç kampanyaları başladıktan hemen sonra bu sürecin tutuklanmayla sona ereceğine dair öngörüye sahiptik" diyen Eyüpoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Bu sadece hukuki bir öngörü değil Şebnem hocanın da paylaştığı bir öngörüydü. Aynı öngörünün bir devamı olarak hangi itirazı yaparsak yapalım, ne kadar haklı olursak olalım bu tutuklamaya itirazdan sonuç alamayacağımızı öngörüyorduk. Sürpriz olmadı. İddianamenin çabuk çıkmasını bekliyorduk çünkü savcı tutuklanma talepli yazıyı gönderirken hazırlık yapmıştı ve aslında orada iddianame ortaya çıkmıştı. Dün itibariyle iddianame hazırlandı ve tutuklamaya sevk yazısının aynısı olarak iddianamemiz var artık. Mahkeme yetki ile ilgili tereddüt yaşadığını söyleyerek ilgili savcıya başvurdu. Dolayısıyla şu an iddianame var ama mahkeme yok. İstanbul mu yoksa Ankara mı tartışması sürüyor. Dosya Ankara’dan İstanbul’a gelecekmiş gibi görünüyor çünkü mahkeme bu konuda bir karar vermiş olmasa yetkiyle ilgili mütalaayı savcılığa sormazdı. Ankara’da iddianame kabul edilseydi duruşma günü verilecekti ama dosyanın İstanbul’a gelmesi demek bir yolculuğa başlamak demek ve aynı zamanda bir kötü senaryo da İstanbul’daki mahkemenin de yetkili olmadığına karar verilmesi. Bu durumda Ankara ve İstanbul’un yetkisiz olduğu düşünülürse dosya Yargıtay’a gidiyor ve bu da süreci uzatacak bir diğer durum. İddianame çabuk çıktı ama süreç bu şekilde uzatılabilir."
Yorum yaz