Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, 25 Ekim'de Rusya'nın şubat ayı sonunda askeri harekat başlatmasından bu yana Ukrayna'ya ilk ziyaretini gerçekleştirdi.
Ülkenin kuzeyinde yer alan ve Rusya sınırına yakın Koryukovka kasabasında Steinmeier'in basın mensuplarına demeç verdiği esnada hava saldırısı sirenleri çaldı ve Cumhuraşkanı, yakındaki bir kamu binasının bodrum katında yer alan sığınağa götürüldü.
Steinmeier, bir grup memurla birlikte sığınakta bir saatten uzun bir süre kaldı. Olayın ardından Ukrayna İçişleri Bakan Yardımcısı Anton Geraşçenko, Kiev'in Berlin'e Iris-T hava savunma sistemi tedarik etme talebini anımsatarak, bunun 'Ukrayna'nın neden daha fazla hava savunma sistemine ihtiyacı olduğunun çok iyi bir örneği' olduğunu iddia etti.
Aynı zamanda Federal Adalet Divanı'nda yargıç olarak görev yapmış olan Alman ceza hukuku uzmanı Thomas Fischer, Der Spiegel'de kaleme aldığı köşe yazısında olayla ilgili birtakım ayrıntılara dikkat çekerek yaşananlarda mantıksızlıkların olduğunu belirtti.
Fischer, Steinmeier'in Kiev'i ilk başta 18 Ekim'de ziyaret etmesinin planlandığını, ancak bu ziyaretin Rus bombardımanı nedeniyle 'güvenlik gerekçesiyle' iptal edildiğini belirtti.
Fischer, "Bu arada güvenlik durumu değişti mi?" sorusunu sordu.
'Saldırı sahte olabilir'
Öte yandan Steinmeier'in sığınakta çekilen görüntülerine işaret eden Fischer, yayınlanan görüntülerde bodrum katının sanki Cumhurbaşkanı'nı bekliyormuş gibi 'düpdüzgün' olmasına dikkat çekti.
Köşe yazarı ayrıca, Steinmeier'in bu sığınağa götürülmesine neden olan sözde hava saldırısı hakkında neden Ukrayna veya Alman medya kuruluşları veya resmi kaynakların bilgi paylaşmadığını ve 'neden Rus füzelerinin gerçekten hedefleri vurduğuna dair hiçbir bilgi olmadığını' sordu.
Alman hükümetinin söz konusu sorulara kolayca yanıt verebileceğini vurgulayan Fischer, bu olayın nasıl ve kimin adına sahnelenmiş olabileceğinin açıklanması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Olayın mizansen olduğunun ortaya çıkmasının Berlin için 'son derece utanç verici' olacağını ifade eden Fischer, bu durumun Almanya Cumhurbaşkanı'nı 'bir propaganda filminde aktör yapıldığını' göstereceğini belirtti.
Ülkenin tanınmış köşe yazarları arasında yer alan Fischer'ın Alman ceza kanununa ilişkin çalışması Avrupa Basın Ödülü'ne layık görüşmüş ve 'Alman Ceza Kanunu'nun İncili' olarak nitelendirilmişti.