SEYİR HALİ

BİRTEK-SEN Başkanı kapanan tekstil fabrikalarını yorumladı: 'Düşüşün faturası işçilere kesiliyor'

BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, kapanan tekstil fabrikaları ve işten atmaları “Bu düşüşün faturası her zaman olduğu gibi işçilere kesiliyor. 30 bine yakın işçi işten atıldı. Maraş gündeme geldi ama Urfa’da iki fabrikanın kapandığını biliyoruz. Malatya’da üretim kapasitesi düşen ve yüzlerce işçilerin atıldığı fabrikalar var” diye konuştu.
Sitede oku
Birleşik Tekstil, Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen, tekstil fabrikalarında gözlenen kapanmaları ve uluslararası piyasaların bu duruma etkisini Radyo Sputnik’te Ali Çağatay’la Seyir Hali programında anlattı.
Türkmen, yaz aylarından beri gözlediği işten atmaları “Asıl alarmın Maraş’tan önce başladığını düşünüyorum. Maraş’ta iki fabrikaya bağlı dört işletme 450 kişi işten atıldı. Bunun çok daha fazlası Haziran ayından hatta Mayıs sonundan beri Antep’te yaşanıyor. Antep’te son dört ayda 30 bine yakın işçi işten atıldı. Tamamına yakını Tekstil sektöründedir. Antep’te daha halı ve halı ipliği ağırlıklı bir sektör var. Maraş’ta kumaş ipliği konusunda bir kapasite söz konusudur. Mayıs sonundan itibaren önce halı sektöründe sonra buna bağlı olarak diğer sektörlerde bir düşüş yaşanmaya başlandı. Antep’te Türkiye’nin en büyükleri içinde yer alan Merinos, Süreci gibi firmalar dahil olmak üzere binlerce işçi işten atıldı ve bu işten atmalar hala devam ediyor” diye aktardı.

‘Dünyada alım gücü düşüyor’

İhracat ve üretimdeki düşüşlere dikkat çeken Türkmen, bunun sebeplerini “Bu kriz hazır giyim sektörüne de yansımış durumdadır. Ekim ayında hazır giyimde ihracat yüzde 15 düşmüş durumda ve toplam üretimin tekstil sektöründe yüzde 10.6 düştüğü söyleniyor. Önümüzdeki aylar için beklenti çok daha kötü, bunun sebepleri nedir? Birincisi Türkiye’de olduğu gibi Avrupa’da da bir enflasyon sorunu var. Bütün dünyada alım gücü düşüyor. Alım gücünün düşmesi siparişlerin de azalmasına sebep oluyor. Enerji krizi de eklenince bütün bunlardan en çok etkilenen sektörlerin başında tekstil geliyor” diye açıkladı.

‘Pandemiden önce gelişen ve hızlı büyüyen sektörlerden biriydi’

Türkmen, tekstil sektöründe yaşanan daralmanın pandemi yılları ve öncesindeki büyüme ile bağlantısına “Tekstilde son birkaç yılda şöyle bir hikaye yaşandı: Pandemi’den önce 2019’a kadar gelişen ve hızlı büyüyen sektörlerden biriydi. Pandemi’de çok kısa süreli bir düşüş yaşansa da o dönemde dünyada tedarik zincirinin değişmesi ve Türkiye’deki tekstil sektörünün bunu bir fırsata çevirmesi sonucunda daha önce Orta ve Uzak Asya’ya yönelen siparişlerin büyük çoğunluğunun buraya yönelmesi ile ihracatta ciddi büyüme rekorları kırıldı. Üretim ciddi oranda arttı. Pandemi döneminde tekstil işçi kolundaki kayıtlı işçi sayısı ve istihdam arttı. 2021 yılında tekstil sektörü diğer bütün sektörlere göre çok daha büyük bir büyüme ve ihracat rakamlarıyla kapattılar” diye açıklık getirdi.

‘Avrupa’daki büyük markalar başta olmak üzere bir düşüş yaşandı’

Siparişlerde Asya ülkelerine bir kayma olduğunu ifade eden Türkmen, düşüşün işçilere olan etkisini “Şimdi bu terse dönmeye başladı. Tedarik zinciri terse dönmeye başladı. Pandeminin yarattığı koşulların ortadan kalkmasıyla siparişlerin bir kısmı yeniden Bangladeş ve Hindistan gibi iş gücünün ucuz olduğu yerlere yönelmeye başladı. Avrupa’daki büyük markalar başta olmak üzere bir düşüş yaşandı. Bu düşüşün faturası her zaman olduğu gibi işçilere kesiliyor. 30 bine yakın işçi işten atıldı. Hazır giyim olarak diğer illere yayılmaya başlandı. Maraş gündeme geldi ama Urfa’da da iki fabrikanın kapandığını biliyoruz. Malatya’da üretim kapasitesi düşen ve yüzlerce işçilerin atıldığı fabrikalar var. Adana’da benzer şekilde var” diye betimledi.

‘Tekstil patronları sürekli teyakkuz halinde bakanlarla görüşüyorlar’

Türkmen, tekstil patronlarının hükümet ile görüşmelerini “Bütün bunlar sonucunda tekstil patronları sürekli teyakkuz halinde bakanlarla görüşüyorlar. Daha fazla teşvik ve destek istiyorlar. Asgari ücrete zam yapılacak söylentisinden rahatsızlar, bu konuda hükümetten güvence istiyorlar. EYT ile ilgili düzenleme tazminat yükü getirecek, bu da asgari ücret zamlandığında yeni asgari ücrete göre olacağı için kaygılanıyorlar. Bir de kısa çalışma ödeneğinin yeniden hayata geçirilmesini istiyorlar. Bunun da nasıl istismar edildiğini biliyoruz” diye değerlendirdi.
Yorum yaz