ABD'nin Ukrayna'yı savaş maşasına çevirme ve Rusya'ya yaptırım uygulama politikalarının peşine takılan Avrupa'da Rusya devletine bağlı her türlü yayının yasaklanmasının yanısıra Ukrayna krizinin sorgulanmasının bastırılmasına yeni bir halka eklendi. Sosyal Demokrat-Yeşiller-Hür Demokrat (SPD-Grünen-FDP) hükümeti, Batı'nın Ukrayna anlatısının sorgulanmasını ceza kapsamında suç haline getiren bir yasa değişikliğini meclisten geçirdi. İfade özgürlüğüne yönelik sansür niteliğindeki yasa değişikliğine anamuhalefetteki Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) de olumlu oy verirken, sadece siyasi yelpazenin en sağındaki Almanya için Alternatif (AfD) ile en solundaki Sol Parti (Die Linke) aleyhte oy kullandı.
Üstelik yasa değişikliğinden, kamuoyu bilgilendirilmeden perşembeyi cumaya bağlayan gece mecliste apar topar onaylandığından, yurttaşlar sabah uyandıklarında haberdar oldu. Ukrayna'yı sorgusuz sualsiz destekleyen anaakım medya bile ifade özgürlüğünü bastırdığına dikkat çekerek yasaya karşı çıktı.
'Rusya'nın savaş suçu işlediğinin inkarı dahil'
Sol eğilimli Taz gazetesinin haberine göre yasayla soykırım, insanlık ve savaş suçlarının 'inkar edilmesi ve küçümsenmesi' artık 'halkı kin ve nefrete tahrik' suçu olarak cezalandırılabilecek. Bu, örneğin, 'Ukrayna'da Rusya'nın savaş suçu işlediği, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in savaş suçlusu olduğu' anlatısının 'inkar edilmesi ve önemsiz gösterilmesi' için de geçerli olacak.
Kime ve neye göre insanlığa karşı suç ve savaş suçu?
Almanya'da şimdiye kadar sadece ceza kanununun 140. paragrafına göre her türlü cezai suçun onaylanması ve 130. paragrafına göre Holokost'un inkarı ve önemsizleştirilmesi cezalandırılabiliyordu. Bu, kamu huzurunu bozabilecek şekilde, alenen, toplantıda veya içerik yayarak yapıldığında, 3 yıla kadar hapis veya adli para cezası verilebiliyordu. Artık 130. paragrafa yapılan yeni ekle 'diğer soykırımların yanısıra insanlığa karşı suçlar ve savaş suçlarının alenen inkar edilmesi ve vahim şekilde önemsizleştirilmesi' de cezalandırılabilecek.
Son söz savcılarda
Bu kapsama girmesi için ifadenin kamu huzurunu bozmaya ve nefret veya şiddeti kışkırtmaya 'müsait' olması gereği aranacak. 'Muğlak' ifadeler durumunda hangilerinin kovuşturulacağına savcılar karar verecek. Yani bir savcının belirli eylemleri savaş suçu olarak sınıflandırması, Batı'nın çok sıkı propaganda savaşı yürüttüğü ortamda Rusya'ya yönelik savaş suçu iddialarını kabul etmeyen görüş açıklamalarının kovuşturulması için yeterli olabilir.
Adalet Bakanlığı: Ukrayna savaşıyla hiçbir ilgisi yok
FDP'li Marco Buschmann'ın başında olduğu Adalet Bakanlığı, 'ceza kanununun sıkılaştırılmasının Ukrayna savaşıyla hiçbir ilgisi olmadığını' savundu.
Taz: Şeffaflık ilkesine uyulmadı
Taz, yasa değişikliğinin 'yurttaşlar habersiz bırakılarak alelacele ve kesinlikle şeffaf olmayan şekilde çıkarıldığına' dikkat çekti.
Die Welt: İfade özgürlüğü tehlikede
Liberal ekonomi çevrelerinin gazetesi Die Welt, yasa değişikliğinin 'eleştirel görüş alışverişi ve tartışma ortamı için tehlike oluşturduğunu' belirtti. Makalede "Günümüzün tartışmalı çatışmaları hakkında yorum yapan herkes hapis cezasına çarptırılmayı göze almalı" uyarısı yapıldı.
Focus: Meclis ifade özgürlüğünü kısıtladı
Geniş kitlelere hitap eden Focus haber portalı, "Gizlice geçirilen muğlak yasayla meclis ifade özgürlüğünü kısıtladı" başlıklı makaleyle tepkisini gösterdi. "Hoppa, neredeyse bir şeyi kaçırıyorduk. Bir gece ve sis operasyonu düzenlenerek, hükümet ve CDU'nun oylarıyla meclis, Almanya'da bazı açıklamaları cezalandırılabilir suç haline getirdi. Sorun, yasanın çok muğlak olması" denilen makalede, 'Putin yanlısı bir mitingde Ukraynalılara karşı ajitasyon yapan herkesin suç işlemiş sayılacağı ve 3 yıla kadar hapis veya para cezasıyla karşı karşıya kalacağının' çok net olduğu belirtildi.
'NATO eleştirilemez mi?'
"Ancak ifade özgürlüğü kadar önemli bir konuda yeterince net olmadığına' dikkat çeken makale, 'vahim düzeyde küçümseme ve kamu huzurunu bozmaya muktedir olmanın son derece esnek terimler olduğu' uyarısını yapıp örneğin "NATO'nun 20 yıllık provokasyonundan sonra, Putin bir çizgi çiziyor ve Rusya'nın köklerinin olduğunu gördüğü bir ülkeyi geri alıyor" cümlesinin suç kapsamına girip girmeyeceğini sordu.
'Demokrasi, farklı görüşlerin çarpışmasıdır'
"Cümle ne kadar yanlış ve Putin'in uluslararası hukuku ihlal ettiği ne kadar açık olursa olsun, bu ve benzeri iddialarla ceza hukuku dışında da ilgilenmek mümkün olmalı" görüşü dile getirilirken, diğer yandan "Demokrasi, farklı görüşlerin birbiriyle çarpışmasıyla gelişir" vurgusu yapıldı.
'Voltaire nerede kaldı?'
"İfade özgürlüğü en yüksek yasal menfaatlerden biridir. Bunun nedeni, demokrasinin gücünü, diğer görüşleri bastırmaktan ya da aşağılamaktan değil, onlarla yüzleşmekten almasıdır. Fikirler arenasında bir numaralı kural, tartışmanın yasak olmamasıdır" ikazı yapılan Oliver Stock imzalı makalede şöyle denildi:
"Bir gazeteci olarak Voltaire'e atfedilen şu cümleyi koşulsuz destekliyorum: 'Sizden farklı fikirde olabilirim, ama düşüncenizi özgürce ifade etmenize izin verilmesi için canımı veririm.' Gizlice geçirilen muğlak yasa bu tavrı almamı benim için giderek imkansız kılıyor."