Doğan, "Olayı 2. günü emniyet müdür yardımcısı, ’Avukat bey derhal çıkıyorsunuz, müessese müdürünün talimatı’ dedi ve bizi maden sahasından çıkarttı. Olası fail ve olası şüpheli hatta ileride olayın belki de en büyük tanıklarından olacak bir kişi avukatların çıkartılması talimatını verebiliyor ve kendileri istedikleri evraklara ulaşabiliyor" dedi.
'10 gün oldu ne şüpheli ne gözaltı var'
"Maden kazasının üzerinden 10 gün geçti. Amasra Adliyesi’ne gittik, savcı ile görüştük. Orada ne bir şüpheli, ne de bir gözaltı var. Geçen hafta dosyanın tarafımızı açılmasını talep etmiştik. Bir haftadır gizlilik karar olmayan bir dosya var ve dosyanın fotokopisini istiyoruz. Savcının yoğunluğunu anlıyoruz, halini de anlıyoruz ve empati de kuruyoruz ama sonuçta bizde ailelerin avukatlarıyız. Bizim bu dosyaya eklenen her şeyi görme hakkımız var. UYAP ekranı bize açık olsun ki kaç şüpheli olduğunu ya da kimlerin şüpheli olduğunu görelim. Dosyanın mağdur tarafıyız ve elimiz kolumuz bağlı. Bu akşam UYAP sisteminin açılmasını talep ettik, aksi taktirde yarın tekrar gelip dosyanın fotokopisini tekrar isteyeceğimizi söyledik.’’
'İki gün değil, iki saat önemliydi'
‘’Olayın 2’ci günü maden sahasından, ‘avukatlar dışarı’ diye çıkarıldık. Bizleri dışarı çıkarttıran kişi ise müessese müdürü. Emniyet müdür yardımcısı, 'Avukat Bey, derhal çıkıyorsunuz, müessese müdürünün talimatı ’ dedi ve bizi maden sahasından çıkarttı. Olası fail ve olası şüpheli hatta ileride olayın belki de en büyük tanıklarından olacak bir kişi, avukatların çıkartılması talimatını verebiliyor. Kendileri istedikleri odalara girip, istedikleri evraklara ulaşabiliyorlar. Soma’da delillerin nasıl karartıldığını, nezaretçi defterlerinin nasıl saklanıldığının bizzat tanığıyız. Buradaki delillerle bu kişilerin derhal temasının kesilmesi gerekiyor ve biz bunu savcıya da söyledik. Savcı Bey, ‘Yaralılar ve cenazeler çıkartılıyor. O konularla uğraşıyoruz’ diyor. İki gün sonra dijitallere el konulma kararı çıkartılıyor. İki gün çok uzun bir zaman dilimi değil. İki gün, iki saat bile bu tür konularda çok uzun bir zaman. Sensör kayıtlarına bakarsınız sensör adlarının eşleştirilmesini değiştirebilirler, saatlerle oynarsınız, olmayan yaşam odaları çizersiniz haritalara yalandan. Dijitallere erişiminiz olması bile çok sıkıntılı bir konu.’’
'İki yıl önce satın alınan program hiç kullanılmamış'
"19 Ekim’de keşife gitmiştik. Keşife gittiğimizde dosyanın şüphelisi olacak olan kişi, neredeyse herkes bilgisine başvurur şekilde ellerinde haritalarla oradaydı. Bir krokiden bahsediliyordu ve ‘bana Whatsapp’dan geldi diyor. Her şeye o kadar rahat erişebiliyor. Normal şartlarda o kişiler kenara alınıp, oraya girişlerinin yasaklanması gereken kişiler. Oradaki müstakbel şüpheliler tüm çabalarıyla kurgu yaratmaya, delil yaratmaya, delil karartmaya, delil yok etmeye çalışıyorlar. Yönetmeliğe göre zorunlu olan Ventsim isminde simülasyon sistemi var. Ventsim modelleme yapıyor. Hava değerlerini, maden içerisindeki damarların metre bazındaki ölçümlerini giriyorsunuz ve simülasyonda temiz havanın yeterli olup olmadığını gösteriyor. Üç boyutlu şekilde 18 km uzunluğundaki madenin simülasyonu gözüküyor. Verilerle oynarsanız davanın seyri değişir. Ventsim kullanıyor musunuz diye soruldu ve verilen cevap şu, 'Biz iki sene önce Ventsim simülasyon programını satın aldık ancak eğitim alamadığımız için kullanmıyoruz’ dedi. Burada nasıl birkaç işçinin ihmal ya da kusurundan bahsedebiliriz?’’