Sinop Nükleer Güç Santrali projesi, 2013’ün Mayıs ayında, dönemin Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile Japonya Başbakanı Şinzo Abe arasında imzalanan sözleşme ile başladı.
Japon Mitsubishi Heavy Industries (MHI) ve Fransız AREVA şirketlerinin ortak girişimi olan ATMEA bu projeyi üstlenen şirket oldu. Öyle ki santralde bulunacak ATMEA1 reaktörü basınçlı su reaktörü olarak dünyada bir ilki temsil ediyordu. Sözleşme gereğince 2017 yılında inşaat başlayacak, 2024’te santral üretime başlayacaktı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın verilerine göre 20 milyar dolar maliyeti olacak santral her biri 1120 MW’tan oluşacak 4 üniteye sahip olacaktı. Santralin toplam üretim kapasitesi ise 4480 MW olarak planlanmıştı.
Ancak projenin durduğu 2019 yılında bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından teyit edildi. Erdoğan, 28-29 Haziran 2019’da Japonya’nın Osaka şehrinde yapılacak G20 liderler zirvesine katılmak için yola çıkmadan önce Japonya’nın önde gelen gazetelerinden Nikkei’de 27 Haziran’da yayınlanan mülakatta, projenin başlangıçtaki maliyet tahminlerinin ikiye katlanması üzerine durdurulduğu konusundaki soruya şu yanıtı verdi:
Sinop nükleer enerji santrali projesinde arzu edilen noktada değiliz. Japon tarafınca hazırlanan fizibilite çalışması raporu ve maliyet analizi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız ve diğer gerekli kurumlarımız tarafından ayrıntısıyla incelendi. Hem maliyet, hem de takvim bakımından başlangıçtaki anlaşmamızla uyum içinde olmayan bir tabloyla karşılaştık.
Sinop - Nükleer santral
© Fotoğraf : DHA
Erdoğan: Çarpan etkisi yapacaktır
Nitekim süreçteki belirsizlik devam ediyor. Türkiye’de halihazırda Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ni inşa eden ve 2023’te ilk üniteyi devreye almayı planlayan Rusya, Sinop Nükleer Güç Santrali’nin inşasını da üstlenmek istiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 13 Ekim’de, Asya'da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı'nın (CICA) 6. Zirvesi dolayısıyla Kazakistan'ın başkenti Astana'daki temasları kapsamında, Rusya Devlet Başkanı Putin ile bir araya geldi. Burada açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Akkuyu çok önemli bir adım. Akkuyu'nun birinci türbininin önümüzdeki yılın ilk yarısında açılması dünyada farklı bir ses getirecektir. (Nükleer santral) Sinop'la ilgili bir adım atılabilirse bu tabii çok daha farklı bir çarpan etkisi yapacaktır” ifadelerini kullandı.
Rusya: Türk iş ortaklarımızla görüşmelere başladık
Bunun üzerine 19 Ekim’de açıklama yapan Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu (Rosatom) Başkanı Aleksey Lihaçev, Sinop'ta planlanan yeni nükleer güç santrali projesine katılımla ilgili detayları Türk iş ortaklarıyla görüşmeye başladıklarını söyledi.
Rossiya 24 televizyonuna demeç veren Rosatom Başkanı Lihaçev, "Türkiye Cumhurbaşkanı, 'Sinop' adını söyledi. Burası, dünyanın tüm nükleer uzmanlarının oldukça iyi bildiği, Karadeniz'in kıyısında bulunan, 4 güç üniteli büyük kapasiteli bir nükleer santral kurmak için son derece ilgi çekici bir saha. Teknolojik ittifaklar kurulması, yatırım politikası ve geleceğin bu büyük nükleer santralini dikkate alarak Türk enerji piyasasının oluşturulması ile ilgili yaklaşımlar hakkında iş ortaklarımızla, Türk iş ortaklarımızla görüşmelere başladık" açıklamasında bulundu.
Akkuyu’yu da Rosatom inşa ediyor
“Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Arasında Akkuyu Sahasında Bir Nükleer Güç Santralinin Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliğine İlişkin Anlaşma”, 12 Mayıs 2010’da imzalandı.
Anlaşmanın imzalanmasını takiben 13 Aralık 2010’da Akkuyu Nükleer A.Ş. kuruldu ve çalışmalar başladı.
1 Aralık 2014 tarihinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan ÇED Olumlu kararı, 15 Haziran 2017 tarihinde de EPDK’dan elektrik üretim lisansı alındı.
3 Mart 2017 tarihinde ilk ünite için inşaat lisansı başvurusunda bulunuldu ve 19 Ekim 2017 tarihinde alınan sınırlı çalışma izni ile sahada nükleer güvenlikle ilgili olmayan yapıların inşaat faaliyetleri başladı.
2 Nisan 2018 tarihinde ilk ünite için inşaat lisansının verilmesiyle birlikte ilk ünitenin reaktör binasının inşası da başladı. Nükleer güvenlik açısından en önemli ekipmanlardan biri olan kor tutucunun montajı ise 26 Ekim 2019’da tamamlandı. Benzer şekilde ikinci ünite için yürütülen çalışmalarda, 30 Kasım 2018’de sınırlı çalışma izni alındı ve 26 Ağustos 2019’da ikinci üniteye de inşaat lisansı verildi. İkinci ünitenin temeli 8 Nisan 2020 tarihinde atıldı.
Akkuyu Nükleer A.Ş., 28 Mart 2019’da üçüncü ünite için ve 12 Mayıs 2020 tarihinde de dördüncü ünite için inşaat lisansı başvurusunda bulundu. 13 Kasım 2020 tarihinde üçüncü ünitenin inşaat lisansı verildi, 10 Mart 2021 tarihinde de temeli atıldı.
28 Ekim 2021 tarihinde dördüncü ünite için de lisans verilmesiyle dört ünite de inşa aşamasına geldi. Böylelikle Akkuyu sahası dünyanın en büyük nükleer santral inşaatı haline geldi.
Her biri 1200 megavatlık VVER-1200 tipi "III+" nesil reaktörlü 4 üniteden oluşacak ve toplam 4 bin 800 megavat kurulu güce sahip olacak santralin ilk ünitesinin Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yılının kutlanacağı 2023'te devreye alınması hedefleniyor. Kalan 3 ünitenin de birer yıl arayla 2026 sonuna kadar faaliyete geçmesi planlanıyor.
Tam kapasite devreye girdiğinde yılda yaklaşık 35 milyar kilovatsaat elektrik üretecek santralin, tek başına Türkiye'nin elektrik talebinin yüzde 10'unu karşılayacağı öngörülüyor.
Dünyada nükleer enerji kullanımı ne durumda?
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın verilerine göre, Mayıs 2022 itibariyle, 32 ülkede 441 nükleer reaktör işletmede, 17 ülkede 53 adet nükleer reaktör de inşa halinde bulunuyor. Nükleer santrallerde üretilen elektrik dünya elektrik arzının yaklaşık yüzde 10’una denk geliyor.
Ülke bazında bakılırsa Fransa elektrik talebinin yüzde 70’inden fazlasını, İsveç yaklaşık yüzde 30’unu, Belçika yaklaşık yüzde 40’ını, Avrupa Birliği yüzde 26’sını, Güney Kore yaklaşık yüzde 30’unu ve ABD ise yüzde 20’sini nükleer enerjiden karşılıyor.
İnşa halindeki nükleer reaktörlerin 15’i Çin’de, 8’i Hindistan’da, 4’ü ise Rusya’da bulunuyor. Bunun yanında Güney Kore’de 4, Birleşik Arap Emirlikleri, ABD, İngiltere, Ukrayna, Slovakya, Bangladeş ve Japonya’da 2 ve Arjantin, Brezilya, İran, Beyaz Rusya ve Fransa’da 1 nükleer reaktör inşa ediyor.