Ali Ekber Yıldırım’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Kuru tarım, yıllık 500 mm altında yağış alan yerlerde bu yağışın toprakta depolanmasıyla, hiçbir ilave sulama yapmadan tarımsal üretimin yapılması. Şu sıralar buğday ve arpa ekimi başladı ama birçok çiftçi yapamıyor çünkü yağış olmadığı için toprak kuru. Çiftçi toprağın nemlenmesini bekliyor. Türkiye topraklarının yüzde 40’ı yarı kurak ve kuru tarıma da çok elverişli. Toplantıdan edindiğim izlenim şu: Bu sadece Türkiye için değil iklim krizi nedeniyle dünyada da kuru tarım tekrar gündeme gelecek ve yoğun olarak konuşulacak bir konu haline geliyor. Sempozyumda Hollandalı bir profesör, ‘Hollanda’nın kuru tarım ile tanışacağı hiç aklıma gelmezdi’’ dedi. İklim krizi bizi bu noktaya getirdi. Sempozyumda yarın da ben konuşmacıyım. Yeniden kuru tarımı keşfetmemiz gerekiyor. 1982-1987 döneminde Nadas’a ayrılan alanların üretime kazandırılması amacıyla kuru tarım tekniğiyle proje yürütüldüğünde Türkiye o yıllarda dünyanın en büyük baklagil ihracatçısı idi. Nedret Okutan hocamız bugün şöyle dedi: "Kuru tarımı öğrenen Kanada ve Avustralya’dan mercimek ve bakliyat almak benim onuruma dokunuyor’’. Gerçekten de öyle. Kanadalılar mercimeği sulayarak yapmıyorlar onlar da kuru tarım ile yapıyorlar. Kuru tarım dünyanın gündeminde.”