ANKARA FARKI

MMO Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel: İstihdamda daralma kazalara davetiye çıkarıyor

Bartın’da yaşanan maden kazasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel, grizu patlamasının 'önlenebilir' olduğunu söyledi. Yüksel, madenlerin özelleştirilmesinin istihdamda daralma yarattığı ve bu daralmanın kazalara sebebiyet verdiği yönünde görüş belirtti.
Sitede oku
Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programına konuk olarak katılan Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel, Bartın’ın Amasra ilçesinde yaşanan maden kazasını değerlendirdi. Yüksel, bu tür kazaların nasıl önlenebileceğine dair açıklamalarda bulundu.

‘Madenlerde kamu ağırlığı olmalı’

Madenlerde kamu ağırlığı olması gerektiği yönünde açıklamalarda bulunan Yüksel, madenlerin özelleştirilmesi nedeniyle hem üretimin düştüğünü hem de hazırlık ve tamir-tadilat çalışmalarında aksaklıklar yaşandığını söyledi. Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun Zonguldak’taki enerji üretimindeki payının yüzde 0,5’e gerilediğine dikkat çeken Yüksel, konu ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda (TTK) uzun yıllardır istihdamda bir daralma var. Yani biz bunun da özelleştirme politikalarına dayalı bir şey olduğunu düşünüyoruz. 2002 yılında kurumda çalışan personel sayısı 15 binse şuan 7000’lerin altına düşmüş durumda ve bu nedenle Sayıştay raporlarına yansıdığı üzere hazırlık çalışmaları, tamir-tadilat çalışmaları, yardımcı işlerin yapılmasında çok aksaklıklar oluyordu ve bunun sonucunda da üretim düşmüştü. Bu işin gereği olan yeterli istihdam sağlanamadığı için üretim de aksıyordu. Türkiye’de enerji arz güvenliğinde o kadar sorun var ki Zonguldak’ın Çatalağzı ilçesinde özel sektör ithal kömüre dayalı bir santral kurmuş durumda. Üstelik Zonguldak’ta kuruyor ve Zonguldak’tan bir gram kömür almıyorlar. Karabük Demir-Çelik fabrikası oraya Zonguldak’ta kömür olduğu için kurulmuştur ama Karabük Demir-Çelik fabrikası da Zonguldak’tan kömür almıyor. Kömür Kongresindeki panelde konunun uzmanı bir arkadaşımız söyledi; Zonguldak’taki enerji üretiminde TTK’nın payı yüzde 0,5’e düşmüş durumda. Yani düşünün orası kurulduğunda Çatalağızı termik santrali oranın demir-çelikteki değerlendirilemeyecek kömürlerini değerlendirmek üzere kurulmuş, orası da özelleştirildi, özel sektör tarafından ithal kömüre dayalı bir santral kuruldu. Türkiye’nin kömürünü kullanmıyoruz, 400 dolarlık kömür alıyoruz, kendi kömürümüze 200-300 dolar ödenmiyor. Böyle yanlış bir politikayla yürüyoruz ne yazık ki.”

‘Fıtrat, bilim ve tekniğin önüne geçmemeli’

Mevzuata yazılan maddelerin uygulamaya geçirilmesi gerektiğine dikkat çeken Yüksel, bu tür kazaların arkasındaki nedenleri ve doğurduğu sonuçları değerlendirdi. Bilim ve tekniğin fıtratın önüne geçmemesi gerektiğini dile getiren Yüksel, şunları kaydetti:
“Bilim ve tekniğin önüne kaza ve fıtrat anlayışı geçtiği sürece bu kazalar Türkiye’de yaşanmaya devam eder. Türkiye’de sadece bilim ve tekniği uygulayarak da bu işler çözülmez. Bugün Neo-Liberal politikaların Türkiye’de uygulanması sonucunda özelleştirme, taşeronlaştırma, esnekleşme, kuralsızlaşma ve denetimsizleşme olduğu sürece, çalışma barışı emekten yana değil sermayeden yana tercih edildiği sürece bu iş güvenliği ihmal edilebilir bir durumda demektir. Ayrıca ne yazık ki şunu da biliyoruz ki; Türkiye’nin sermaye birikim eksikliği var. Bu nedenle teknolojik yatırımlar yapmakta zorluk çekiyorlar ama kamuda bunun böyle bir sorun olmaması gerekiyor. Mühendislik bilim ve tekniğine uyulduğu sürece, bunun gerekleri yapıldığı sürece, işletmecilik mühendislik bilim ve tekniğine göre yapıldığı sürece zaten bilim belli dünyanın her yerinde geçerli, teknoloji aynı. Avrupa’da kazalar düşük ama bizde yüksek, orada bunların hepsi sağlanmış durumda. Bizde sadece mevzuata yeni madde yazmakla bu işler düzelmiyor. Biz diyoruz ki; üniversiteler, sendikalar, meslek odaları, sektör temsilcileri ve devlet otursun bu işi hem siyasetten başlayıp bilim ve tekniğe kadar bir çözüm önerisi üretsin diyoruz. Katılımcı bir anlayışla dünyanın her yerinde çözüldüğü gibi bizde de çözülür.”

‘Eksi 300 metrenin altında madencilik yapılabilir’

Grizu patlamasının önlenebilir olduğunu ve ‘300 metrenin altında madencilik yapılamaz’ algısının gerçeği yansıtmadığını sözlerine ekleyen Yüksel, “Burada bir grizu patlaması meydana geldi. Grizu patlaması önlenebilir mi? Evet önlenebilir. Patlama olduysa da bir ihmal vardır. Madencilik bilim tekniği metan gazının ocak havasına karışmasını önleyecek bilgi birikimine ve teknolojiye sahip. Bu nedenle burada metanın yeterli konsantrasyona ulaşması bu işin takibinde, tertibinde, organizasyonunda bir sorun olduğunu gösteriyor. Bu sorunu tespit edecek arkadaşlar soruşturmalarda, incelemelerde ortaya çıkaracak. Kamuoyunda şöyle bir yanlış anlaşılma oluyor; ‘eksi 300 metrenin altında madencilik yapılmazmış’ gibi bir algı oluşuyor ama yapılır. Ama zaten Sayıştay raporu da şunu söylüyor; bu derinliğe ulaştınız, artık riskler artıyor. Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) yayınladığı yönergelere uygun çalışmıyorsunuz, buna uygun çalışın diye bir eleştiride bulunmuş. Kurumun burada hem kendi yayınladığı yönergelere hem de ulusal risk sağlığı güvenliği mevzuatına uygun çalışması gerekirdi” şeklinde konuştu.

‘Kurtulan işçilerin ifadeleri uzman gözetiminde alınmalı’

Maden kazasından kurtulan işçilerin bir travma geçirdiğini ve bu işçilerin ifadelerinin uzman gözetiminde alınması gerektiğini dile getiren Yüksel, İşçilerin travma geçirdikleri doğrudur. Kazalardan sonra biz de meslek alanımız olduğu için yaptığımız görüşmeler oldu. Birkaç gün sonra görüştüğümüz insanlar bile bu travmaları yaşıyorlardı hala. Zaten bu ifadelerin uzman gözetiminde alınması gerekir. O uzmanın o ifadeyi bir süzgeçten geçirmesi gerekir. Orada medyaya yapılan açıklamalardan bazılarından sonuç çıkarılabilir, bazılarından çıkarılamayabilir. Mesela bu trafo patlaması olarak açıklandı. Yine bir işçi röportajından öğrendik. 'Yüksek bir basınç oldu' dedi. Yaralı kurtulanlardan bir tanesi de hastanede 'Basınç beni 20-25 metre fırlattı' dedi. Biz biliyoruz ki trafo patlaması sonucunda basınç oluşmaz. İçeride basınç varsa bu grizu patlamasıdır dedik. Bu açıklamaları biz resmî makamlardan önce yaptık hatırlarsanız. Daha sonra bu açıklamalarımız üzerine olay grizu patlaması olarak düzeltildi. AFAD açıklamayı geri çekti” dedi.
AKŞAM POSTASI
Amasra maden faciasında yaşamını yitiren Mehmet Bulut'un kardeşi: 3 aydır bakım erteleniyordu
Yorum yaz