Kamu kuruluşu ÖBAG'ın eski genel müdürü Schmid, aralarında eski Başbakan Kurz ve kendisinin de bulunduğu çok sayıda kişiye yönelik Ekim 2021'de başlatılan yolsuzluk soruşturması kapsamında savcılığa itiraflarda bulundu.
Kurz'a yakınlığıyla bilinen Schmid'in özel tanık programı kapsamında savcılığa yaptığı açıklamalar, ülke siyasetini yeniden hareketlendirirken özellikle halihazırda aktif siyasette yer alan bazı isimlere yönelik suçlamaları, iktidarın büyük ortağı merkez sağ Avusturya Halk Partisi'ni (ÖVP) tartışmaların merkezine taşıdı.
Schmid, soruşturmanın başladığı Ekim 2021'de Kurz'un, "söz konusu iddialar hakkında kendisinin bilgisinin olmadığına ilişkin yazılı bir açıklama yapmasını" istediğini, eski Başbakan'ın bütün suçu şahsına atmaya çalıştığı hissine kapıldığı için savcılığa konuşmak istediğini ifade etti.
Kurz'un kariyeri için maliye bakanlığı kaynaklarının kullanıldığı iddiası
Kurz'un dışişleri bakanı olduğu dönemde, ÖVP'nin genel başkanı olmak ve 2017'de düzenlenen erken seçimleri kazanmak amacıyla kamuoyunu etkilemek için ülkenin en çok satan ikinci gazetesi ve bir kamuoyu araştırma şirketini ile anlaştığını, söz konusu basın organı ve firmanın Kurz'u olduğundan önde gösteren anket sonuçları paylaştığını, bu olayın maliye bakanlığı bütçesinden finanse edildiğini söyledi.
Söz konusu "yolsuzluk mekanizmasını" Kurz'un bilgisi ve talimatı üzerine kendisinin kurduğunu söyleyen Schmid, "Sebatian Kurz ve ÖVP'nin güçlenmesini desteklemek amacıyla maliye bakanlığının kaynaklarını kullandık" dedi.
Uzun yıllar maliye bakanlığında çeşitli görevlerde yer alan Schmid, 2017 seçim kampanyasında Kurz'u desteklemek için çok sayıda basın yayın organına reklam verildiğini, bu reklamların yasa dışı yollarla finanse edildiğini aktardı.
Schmid, Kurz’un amacına ulaşması için rüşvet, adam kayırma gibi çeşitli yollara başvurduklarını belirterek, "yaptıkları bazı işlerin yanlış olduğunu düşündüğü" için savcılığa açıklama yapma gereksinimi duyduğunu ileri sürdü.
Meclis Başkanı'na yönelik iddialar
Halihazırda Avusturya Ulusal Meclis Başkanı Wolfgang Sobotka'nın da 2013-14'te kendisiyle irtibata geçtiğini kaydeden Schmid, Sobotka'nın, ülkede tanınan iki eski siyasetçiye ait özel vakfa yönelik maliye bakanlığının sürdürdüğü soruşturmanın durdurulmasını istediğini, bu konuda da kendisinin yardımcı olduğunu iddia etti.
Hakkında "yolsuzluk, rüşvet ve güveni kötüye kullanma" gerekçesiyle soruşturma başlatılan Kurz'un avukatı, Schmid'in açıklamalarını reddederken Meclis Başkanı Sobotka da suçlamaların 'iftira' olduğunu savundu.
Bu arada muhalefet Sobotka'ya istifa çağrısında bulunurken Kurz'un başbakan olduğu dönemde içişleri bakanlığı görevini yürüten daha sonra başbakanlık koltuğuna oturan Karl Nehammer da iddiaların araştırılması gerektiğini söyledi.
Kurz, Türkiye karşıtlığı ile siyasi başarı elde etmişti
Ülkenin son 10 yılında etkili siyasi bir figür olan Kurz, özellikle 2017 ve 2019'da yapılan seçimlerde aşırı sağcı oy potansiyelini elde edebilmek için Türkiye, İslam ve göçmen karşıtlığı kartını kullanarak başarılı olmuş, iki dönem başbakanlık yapmıştı.
Yolsuzluk ve Mali Suçlarla Mücadele Savcılığı, Ekim 2021’de Kurz’un da aralarında bulunduğu 40’ın üzerinde zanlı hakkında yolsuzluk soruşturması başlatmış, bu kapsamda başbakanlık çalışma ofisi dahil çok sayıda adrese baskınlar düzenlenmişti.
İktidar ortağı ve muhalefetin baskıları sonucunda 9 Ekim’de başbakanlık görevinden istifa etmek zorunda kalan Kurz, parti genel başkanlığı görevini bir müddet daha sürdürmüş, 3 Aralık’ta ailevi nedenleri gerekçe göstererek aktif siyaseti bıraktığını duyurmuştu.