Oğul Bush döneminin Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ile birlikte Stanford Üniversitesi'nin bir forumuna katılan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, "Son yıllarda Şi Cinping'in liderliğinde çok farklı bir Çin'in ortaya çıktığını gördük. İçeride daha baskıcı, yurtdışında daha saldırgan. Ve birçok durumda bizim değerlerimize olduğu kadar bizim çıkarlarımıza da meydan okuyor" manzarasını çizdi.
'Çin kararını verdi'
Şi'yi kendi kendini yöneten Tayvan'a yönelik 'Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) yaklaşımını değiştirerek muazzam bir gerilim yaratmakla' suçlayan ABD Dışişleri Bakanı, kesin bir tahmin veya tarih vermeden şöyle dedi:
"Çin, statükonun artık kabul edilemez olduğuna ve yeniden birleşmeyi çok daha hızlı bir zaman çizelgesinde sürdürme kararlılığına dair temel bir karar verdi."
ÇKP'nin 20. Ulusal Kongresi'ne nazire
'Pekin'in barışçıl yollarla birleşmeyi başaramaması halinde baskı ve muhtemelen güç kullanacağını' söyleyen Blinken'ın iddiası, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in ÇKP'nin 20. Ulusal Kongresi'ndeki konuşmasının ardından geldi.
Kongre açılışında Tayvan'ın anakara ile birleşmesi sürecini tamamlama sözü veren Şi, birliğin yeniden sağlanması stratejisinde kararlılık vurgusu yaparak "Güç kullanmayı dışlamıyoruz, ayrılıkçı hareketleri durdurmak için gereken her türlü tedbiri alacağız" dedi.
Washington'ın Pekin'le yaptığı anlaşmalar uyarınca Tek Çin ilkesini benimsemesi ve Tayvan konusunda resmi belirsizlik politikası uygulamasına rağmen, ABD Başkanı Joe Biden, 'ABD güçlerinin bir Çin saldırısı durumunda Tayvan'ı savunacağına' dair açıklamalarına geçen ay bir yenisini eklemişti.
'Tayvan'a taahhütlerimizi yerine getireceğiz'
Blinken de konuşmasında 'ABD'nin Tayvan'a olan taahhütlerini yerine getireceği ve adanın kendini savunma yeteneğini destekleyeceğini' dile getirdi.
Hepsinin üstüne Pekin'e işbirliği çağrısı
Çin, ağustosta ABD hiyerarşisinin 3 numarası olan Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan ziyaretine yönelik protesto kapsamında, iklim değişikliği ve uyuşturucu kaçakçılığı konusunda ABD ile işbirliğini kesip Tayvan çevresinde şimdiye kadarki en büyük askeri tatbikatlarını yürütmüştü.
Blinken ise Çin'e müşterek çıkarlar konusunda işbirliği çağrısı yapıp "Çin yönetimi kendilerini ilgilendiren konularda dünyanın dört bir yanındaki ülkelerden olumsuz bir aktör değil, olumlu bir aktör olmak için aldığı talep sinyallerine duyarlı olmalı" dedi.
Çin Dışişleri'nden yanıt
Bu pişkinlik karşısında, Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, Washington'ın Tayvan'a silah satışları ve Pelosi'nin ziyareti gibi örneklerin ışığında 'Washington'ın Pekin'le anlaşmalarını ihlal edip Tayvan politikasını değiştirdiğini' belirtti.
Wang, "Tayvan sorununu barışçıl bir şekilde çözmek, Tayvan ayrılıkçılığıyla bir arada olamaz" dedi.
'Dünya Amerikan liderliğinde kalmalı'
Blinken, konuşmasında, 'Rusya ve Çin'in Soğuk Savaş sonrası güvenlik mimarisine karşı olduğu ve dünyanın ABD'nin liderliği altında kalması gerektiği' mesajını da verdi.
'Dönüm noktasındayız: Soğuk Savaş sonrası dünyası bitiyor'
ABD Dışişişleri Bakanı, şunları söyledi:
"Dünya topluluğunun Washington'un liderliğinden yoksun kalmasına izin verilemez. Bir dönüm noktasındayız. Soğuk Savaş sonrası dünyası bitiş noktasına geldi ve bundan sonrasını şekillendirmek için yoğun bir rekabet sürüyor. Bu rekabetin merkezinde teknoloji var. Ve teknoloji ekonomilerimizi pek çok yönden yeniden şekillendirecek. Ordularımızı reformdan geçirecek. Bu, tüm gezegendeki insanların hayatlarını yeniden şekillendirecek."
'ABD lider kalmazsa ya Çin gelir ya da kaos olur'
'Geleceğin değerlerini, Soğuk Savaş sonrası dönemi rekabetini kimin kazanacağının belirleyeceğini' vurgulayan Blinken, 'ABD'nin küresel politikayı yeniden tanımlamada başı çekmesi gerektiğini' savundu:
"Bizim bakış açımızdan, bu, gelecekte neler olacağının şekillenmesine, kimin değerlerinin yansıtılacağına dair bir rekabettir. Basit bir seçimle karşı karşıyayız. Dünya şimdilik kendini organize edemiyor. ABD için seçim şudur: Eğer organizasyona katılmazsak, lider bir rol üstlenmezsek, bahsettiğim iki şeyden biri olur: Liderlik, çıkarlarımız ve değerlerimizle tamamen uyumsuz şekilde bir başkası, belki de Çin tarafından ele geçirilir. Ya da daha da kötüsü, belki kimse liderliği ele almayacak, o zaman kötü şeylerin iyi olanlardan daha önce doldurabileceği bir boşluk oluşacak."