Sadece alışveriş yapılan bir mekandan ziyade bir kültürü ifade eden mahalle bakkalları zamlar ve artan maliyetler nedeniyle bir bir kapanıyor.
Gelir düzeyi düşük ailelerin yaşadığı mahallelerde bulunan ve sosyal ilişkileri ile bir kültürü temsil eden mahalle bakkallarının kapanması, bir kültürün daha tarihe karışacağı riskini de beraberinde getiriyor.
Ay sonunu getiremeyen vatandaşların veresiye alarak ihtiyaçlarını giderdiği bakkalların kapanması aynı zamanda mahalle sakinlerinin yaşam koşullarını da etkileyecek.
Bakkal sahipleri, alım gücü düştüğü için veresiye alışverişin arttığını ve zamlar nedeniyle çıkmaza girdiklerini söylüyor.
© Sputnik / Sertaç Kayar
‘Artık hiçbir şey eskisi gibi değil’
Diyarbakır’ın tarihi Sur İlçesi’nin ara sokaklarında yoğunca bulunan bakkal sayısında gözle görülebilir bir düşüş dikkat çekiyor. 22 yıldır mahallede bakkal dükkanı işleten Emrah Akbaba, yaşadıkların zorlukları Sputnik’e anlattı. “Artık hiçbir şey eskisi gibi değil” diyerek konuşmaya başlayan Akbaba, son aylarda zarar ettiği için dükkanı devretme kararı aldığını ve dükkanın camına ilan astığını söylüyor. Dört gün önce ilanı kaldırdığını ifade eden Akbaba, “Bu şekilde nereye kadar gidecek bilmiyorum. Bir destek olmazsa işimiz çok zor. En azından elektrik desteği yapılsa” diyor.
‘Kimse borcunu ödeyemiyor, veresiye defteri borç dolu’
Veresiye alanların sayısında artış olduğunu ifade eden Akbaba şunları söyledi:
“Kimse borcunu ödeyemiyor, veresiye defteri borç dolu. Eskiden peşin alan da veresiye istiyor. Ay sonunda borcunu kapatamıyor. Bir miktarını verip gerisi kalıyor. Her ay borç katlanarak artıyor. 65 lira borcu olan biri 6 aydır 65 lira borcunu ödeyemiyor. Dün yine geldi, çocuklara puding falan aldı. 3 lira yine kaldı. İnşaatta çalışıyor ‘paramı alamadım’ diyor. Alsa bir o para neyine yetecek. Eskiden borç alan 50 kişiydi ama şimdi sınır koymazsam bu dükkan bir haftada boşalır.”
‘Taneyle yumurta, gramla zeytin istiyorlar’
“Alım gücü çok düştü. Artık taneyle, gramla istiyorlar” diyen Akbaba şöyle devam etti:
“Gelip 5 liraya çay istiyorlar. 5 liraya yoğurt, taneyle yumurta, gramla zeytin istiyorlar. Önceden birkaç bakraç yoğurt satarken şimdi bir tanesini bir haftada satıyorum. Çünkü vatandaşların alım gücü yok. Eskiden 100 lira ile iki poşet doldurup çıkardı, şimdi 100 lira ile bir tane çikolata, iki bisküvi, bir kola geliyor.”
‘Çocuklar elinde 1 lira ile geliyor ama 1 liraya bir şey yok’
En çok çocuklara üzüldüğünü söyleyen Akbaba nedenini şöyle anlatıyor:
“Çocuklar elinde 1 lira ile geliyor. 20 dakika o 1 lira ile ne alabileceğine bakıyor ama 1 liraya ancak bir sakız alınır. Büyük bir heyecanla elinde bir lira ile bakkala gelen çocuk o 1 lira ile bir şey alınamayacağından habersiz. İnsan kahroluyor. Bazen zarar da olsa veriyorum ama benim de bir yere kadar, gücüm belli. İmkanımız olsa veririz ama maalesef bizim de bir yere kadar.”
‘Peşin alıp veresiye veriyorum’
Toptancılardan peşin aldığı ürünleri veresiye verdiğini ifade eden Akbaba “Artık borç dönemi de kapandı. Mal alırken peşin para istiyorlar. Peşin alıp veresiye veriyorum. Nereye kadar böyle gidecek bilmiyorum. Daha önceden toptancılar eşyaları borç vermek için bile etrafımızda dönüyordu ama şimdi peşin para istiyor. Mesela borç alırsak fiyatı yüksek söylüyor ama peşin alınca da düşürüyor. Yüksek fiyata alamazsın onun için peşin alıyorsun” dedi.
‘Devredecektim, vazgeçtim’
“Geldiğimiz son noktadır” diyen Akbaba, “Büyük esnafın küçük esnafı bitirme noktasıdır bu. Maliyetler çok arttı. Aldığımız ürünlerin fiyatı her gün artıyor. Sattığımız bir şeyi bir dahakine daha yüksek fiyata alıyoruz. Ne bir şey alabiliyorsun ne de yerini doldurabiliyorsun. Zarar ettiği için kapatan bakkallar oldu. Ben de devredecektim. İlan da astım ama dört gün önce kaldırdım. Esnafın derdini dinlemek gerekiyor. Giderlerim arttı. Dükkan kira. 2 tane çocuğum var, kendime yetmiyorum artık. 20 yıldır çalışıyorum ama hala kendime bir ev alamadım. Yetmiyor çünkü” şeklinde konuştu.