Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, TRT Haber özel yayınında soruları yanıtladı.
"Tarihte bu çapta bir salgın yok. Salgın tüm dünyayı etkiledi. Uzaktan çalışma gibi 20-25 yıl sonra hayata geçer denen birçok değişim hayata geçirildi" diyen Bakan Bilgin, "Uzaktan eğitimin bu kadar kitlesel bir düzeye ulaşabileceğini tahmin edemezdik. Pandemi tüm bunları öne çekti" diye konuştu.
'Milli devletlerin ne kadar önemli olduğu bu dönemde ortaya çıktı'
Milli devletlerin ne kadar önemli olduğu bu dönemde ortaya çıktığını ifade eden Bilgin, "Dünyanın her tarafında hastane önünde ölen insanlar var. Fakat Türk devleti, bu dönemde sosyal devlet vasfını ne kadar öne çıkardığını gösterdi" dedi ve şunları ekledi:
"Türkiye, bir Türk dünyanın neresinde olursa olsun onun elinden tutuyor. Bu süreçte devlet ve toplum arasında bir güven oluştu. Türkler dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar kendilerini yalnız hissetmiyorlar.
Salgın sürecinden sonra dünyada olağanüstü bir ekonomik dalgalanma oldu. Hammadde kaynaklarının üretim alanlarında sorunlar ortaya çıktı. Bu dönemde ulaşım ve tedarik zincirlerinde problemler ortaya çıktı. Tüm bunların yoğun olarak yaşanması, dünyanın birçok ülkesinde sorun meydana getirdi. Enflasyon artmaya başladı. Bunun Türkiye’ye de yansımaları var. Neden bu kadar çok yansıyor diye sorulabilir, bunun sebeplerinden biri enerji fiyatlarındaki artış. Diğeri ise döviz fiyatlarındaki artış."
'Aralıkta yapılan ücret artışı tarihsel bir öneme sahiptir'
"Türkiye’nin dışardan aldığı enerji maliyeti 40 milyar dolar civarındaydı, bu sene bu miktar 120 milyar dolar civarında" diye devam eden Bakan Bilgin, "Biz bu olumsuzlukların topluma etkilerini azaltmak zorundayız. Biz emekçileri ve çalışanları korumak durumundayız. Bunun için biz bu alandaki reformları daha önemli görüyoruz. Aralıkta yapılan ücret artışı tarihsel bir öneme sahiptir" dedi.
'Tek tip bir düzenleme olacak'
Bilgin, açıklamalarının devamında şunları kaydetti:
Kamu çalışanlarının emeklilikleri ek gösterge rakamlarıyla belirleniyor. Bu konuda yaklaşık 6 milyon insanı etkileyen bir düzenleme yaptık.
Emeklilikte yaşa takılanlar konusunda, 1999’da Türkiye’de ‘reform’ denilen bir uygulama yapılmış. Ve o tarihten önce işe başlayanların emeklilik için gerekli olan şartları değiştirilmiş. Prim gün sayıları, prim ödemeleri ve yaş emeklilik şartlarına eklenmiş.
Bizim emeklilik sistemimizdeki denge bozulmuş. Bunu etkileyen faktörlerden biri de nüfustaki yaşlanma. Biz burada EYT’lilerin sorunun çözümüne yönelik bir çalışma içindeyiz. Tek tip bir düzenleme olacak. Bütün çalışanların gerçek verileri elimizde. Biz bu çalışmayı aralıkta Meclis’e sunacağımızı duyurduk. Sigorta girişi yapılmamış çıraklık ve stajyerlik durumu bu kapsama dahil değil.
'Büyümekten vazgeçersek ilk sorun işsizliğin artması olur'
Türkiye’nin enflasyon sorununu çözmesi gerektiğini söyleyen Bilgin, "Türkiye bu sorunu büyüyerek çözecek. Bunun dışında bir çözüm küçülerek çözmek olabilir. Uluslararası kurumlar bu yaklaşımın yanlış olduğunun altını çiziyorlar. Bu gibi ortamlarda finansal sermaye üretken sermayeden daha hızlı büyür. Bu tüm dengelerin daha fazla bozulması demektir. Bu durumda milli gelir azalır ve sosyal refaha olumsuz etki yapar. Türkiye’nin ihracatının daha hızlı bir artması gerekiyor. Türkiye bunlarla uğraşıyor. Türkiye’de istihdamın artması gerekiyor. Türkiye yaklaşık 1 milyon istihdam üretti bu sene. Türkiye bunu büyüyerek gerçekleştirdi. Büyümekten vazgeçersek ilk sorun işsizliğin artması olur. Tarihimizde ilk defa istihdam oranını 30 milyonun üstüne getirdik. Biz de buna bakanlık olarak destek veriyoruz" dedi.
Bilgin, "Üretim Sürecine Katılım projesi kapsamında sanayiye destek veriyoruz. Bu kapsamda ilk 3 ay ya da 6 ayda çalışan ücretlerini biz yatırıyoruz. Bunun karşılığında da sanayicilerden 1 ya da 2 yıl istihdam garantisi istiyoruz" şeklinde konuştu.
Taşeron işçi çalışmasına ilişkin konuşan Bilgin, "Taşeron işçilerin kamuda kadrolu işçi haline gelmesi konusunda geçtiğimiz yıllarda hükümetimiz önemli bir reforma imza attı. Yaklaşık 1 milyon işçiye kadro verildi. O zamanlarda 90 bin işçi bu fırsattan istifade edemedi. Onların problemlerini kasım ayında ya da daha erken çözmüş olacağız" dedi.
Bilgin, "Mevsimlik işçiler konusunda, eğer kurumda ihtiyaç varsa işçilerin tekrar o kurumla çalışılmasının önünü açacağız. Geçici işçilerin de hukukunu koruyacak bir düzenleme yapacağız" ifadesini kullandı.
Kamuda özel durumlar dışındaki tüm sözleşme türlerini tek tipe indireceklerini anlatan Bakan "Kamu görevlilerinin tüm haklarını onlara vereceğiz ve kadro tahsis edeceğiz. Bu çalışmayı tahmin ediyorum ki bu ay sonunda bitireceğiz" dedi.
'Bu yüzyıl Türkiye’nin yüzyılı olacak'
"Tüm bu yaptıklarımız Türkiye’nin imkanları dahilinde yapılıyor. Başkanlık sistemi bu konuda büyük kolaylık sağlıyor" diyen Bilgin, şunları söyledi:
Türk Devletler Topluluğu, fevkalade önemli bir teşkilat. ABD terör örgütlerine silah veriyor ve onları destekliyor. AB de Avrupa ülkeleriyle bir yapı kurmaya çalıştı başarısız oldu. Türkiye de bu tarzda bir yapı kurmaya çalışıyor. Biz Azerbaycan ile ilişkilerimizi güçlendiriyoruz ayağa kalkıyorlar. Türkiye küresel çağda küresel bir yapı kurmaya çalışıyor. Türkiye bu cevabı akraba topluluklarla vermeye çalışıyor. Bu işbirlikleri ne kadar genişlerse Türkiye de o kadar fazla dikkat edilir bir hale gelir.
Bu yüzyıl Türkiye’nin yüzyılı olacak. Şimdi bir çağ değişimi içerisindeyiz. Batı güç kaybediyor. Işık doğudan yükseliyor. Asya’nın gücü artıyor. Türkiye’nin yükselişi tarihsel bir yükseliştir. Batılıların da bunu engelleyecek zamanı kaçırdıklarına inanıyorum.
Gençlerin Türkiye’nin gücüne inanması gerektiğini ifade eden Bakan, "Yaklaşık 250 milyar dolar ihracat yapan bir ülkeyiz. Bunu daha da yukarı çıkarmamız lazım. Türkiye’nin insan gücü patlama yapmıştır. Türkiye artık teknoloji diliyle konuşan bir topluma sahiptir. Türkiye bundan yükseliyor" dedi.
Bakan Bilgin, şunları söyledi:
Ben sendikalara hep şunu söylüyorum ‘Hangi görüşü savunursanız savunun, emekçilerin haklarını dile getirdiğiniz sürece ben size yakınım.’ Onlar da bu konuda gerçekten sorun çözmeye yönelik yaklaşımlarla geldiler bunun için de onlara teşekkür ediyorum.
Türkiye kalkındıkça toplumun her kesimi sosyal devleti daha fazla yanında hissedecektir. Tüm tahribatları uygulayacağımız politikalarla aşacağız.
Ben her daim işçilerle beraberim. Türkiye Cumhuriyeti sermayenin devleti değildir. İşçiyi korumak bizim öncelikli görevimiz.