Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nden ayrılmasıyla birlikte NATO’yla işbirliği sürecini başlatan Ukrayna, 4 bölgesinin referandumla Rusya’ya bağlanma kararı almasının ardından ittifaka ‘acilen’ üyeliğe başvurdu. Ukrayna’nın NATO’nun ‘fiili parçası’ olduğunu iddia eden Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy bunu ‘yasallaştırmak’ için başvurduklarını ilan etti. Oybirliği ile üye olunabilen ve 30 ülkeden oluşan NATO’ya, Ukrayna’nın üyeliğini ise sadece 9 ülke destekliyor.
Ancak ittifak ve üyelerinden bu başvuruya sıcak bir karşılık gelmemiş görünüyor. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ittifaka katılmak için ‘oybirliği’ olması gerektiğine dikkat çekerken ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan Ukrayna’ya yardımın ‘en iyi’ yolunun doğrudan sahaya yapılması gerektiği görüşünde olduklarını açıkladı ve “Üyelik başvurusu başka bir zaman ele alınmalıdır” ifadesini kullandı. Avrupa Birliği’nden ise
Ukrayna’nın NATO’ya katılma talebinin ‘temel mesele’ olmadığı, asıl konunun ‘Ukrayna'ya daha fazla askeri yardım, Rusya'ya daha fazla yaptırım’ olduğu açıklaması yapıldı. NATO’nun en etkili ülkelerinden biri olan Almanya ise Stoltenberg’ün açıklamasını destekleyerek ‘Ukrayna'nın NATO üyeliğinin tek başına onaylanmayacağı’ vurgusunu yaptı. Ukrayna'ya yardım etmek zorunda olmadıklarını söyleyen Almanya'nın NATO Daimi Temsilcisi Rüdiger König “NATO'nun hiçbir durumda bu savaşta aktif rol oynamasını istemiyoruz” şeklinde konuştu.
Öte yandan Rusya’dan ise ittifak üyelerinin oybirliği kurallarına atıf yaptığına vurgu yaparak “Ukrayna'nın NATO eğilimi ile Ukrayna'nın gelecekte NATO üyesi olmasının teyit edilmesinin özel askeri harekatın nedenlerinden biri olduğunu unutmuyoruz" açıklaması geldi. Ukrayna krizi bağlamında bu katılım başvurusunu Maltepe Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Ünal Sputnik’e değerlendirdi.
‘NATO’nun Ukrayna’nın üyeliğine sıcak bakmaması gerekir, ilk tepkileri de bu çerçevede görüyoruz’
Batı’nın tavrının açık olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ünal “Toprak bütünlüğü bozulmuş, tartışmaya açık bir devleti NATO’ya üye yapmak çılgınlık demektir. 2014 yılında Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasından itibaren geçen bir senaryo bu, sadece son savaş ile ilgili değil. Eğer Kırım Ukrayna’nın bir parçası ise, Ukrayna Kırım’dan resmen vazgeçmediyse, ki böyle bir durumu katiyen yok, bu sebeple zaten NATO üyeleri arasında ‘Ukrayna NATO’ya alınamaz’ diye bir konsensus vardı. Aynı şey Gürcistan için de geçerli. Gürcistan’ın Abhazya toprakları Rusya himayesi altında bağımsız bir devlete dönüşmüş durumda. Güney Osetya bölgesi de Osetya Cumhuriyeti’nin bir parçası olarak doğrudan Rusya’nın kontrolüne girmiş durumda. Dolayısıyla aynı şey 2008’den itibaren Gürcistan için de geçerliydi. Bu çerçeveden bakıldığında, bir de bunun üzerine Şubat’ta başlayıp hala devam etmekte olan savaş, bunun sonucunda Ukrayna topraklarının 100 bin kilometrekarelik bir bölgesinin askeri olarak Rusya’nın kontrolüne girmesi, bu bölgelerde referandum yapılarak Rusya’ya bağlanma kararı alınması ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in iltihakı imzalamasını yan yana getirdiğimizde NATO’nun Ukrayna’nın üyeliğine sıcak bakmaması gerekir, değerlendirmeye almaması gerekir. İlk tepkileri de bu çerçevede görüyoruz” dedi.
Ancak Ukrayna’nın üyeliğine karşı olan Batı’nın tavrının sabit olmama ihtimaline de değinen Ünal “Örneğin, Ukrayna mevzide bir başarı elde edebilir. Bunun üzerine NATO içerisinde özellikle Amerika’nın yürüteceği ‘Ukrayna’yı NATO’ya alalım’ kampanyası ağırlık kazanabilir. Başka senaryolar da devreye girebilir. Sabit ve kesin bir senaryo üzerinden konuşmak çok zor bu aşamada. Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyeliği savaş başlamadan önce söz konusu bile değildi. Türkiye’nin bu konudaki itirazı da üye olmalarına değil, daha çok üye olacaklarsa o zaman PKK, FETÖ terör örgütü üyelerinin İsveç ve Finlandiya’da bulunanlarının Türkiye’ye iadesi, iki hükümetin terör örgütleriyle irtibatlarının kesilmesi gibi pek çok konuda tavizler alırım meselesiydi. Böyle bir tavır Ukrayna’da da yaşanabilir mi? İmkansız değil. Zor ama olabilir de” ifadelerini kullandı.
‘Ukrayna’nın elinde kendi kamuoyuna başarı olarak satabileceği pek fazla bir şey kalmadı’
Ukrayna’nın bu adımı atmasının ardında iç politika olabileceğini söyleyen Ünal “Şu ana kadar Ukrayna Rusya’ya karşı gösterdiği direniş büyük bir zafer olarak halkına satmaya çalışıyor. Ancak 4 bölgede yapılan referandumlar, kullanılan oylar ve sonuçlar Ukrayna’nın pek de başarılı olmadığını gösteriyor. Kendilerinin ifadesiyle hızlandırılmış bir NATO üyeliği süreci söz konusu olursa ‘biz bunu elde etmek için uğraşmıştık, şimdi de alıyoruz’ diyerek kendi kamuoyuna satmayı planlıyordur. Elinde kamuoyunu başarı diye satabileceği fazla bir şey olmamasından kaynaklanıyordur diye düşünüyorum” diye konuştu.