AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı'nın gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Müzisyen Onur Şener’in öldürülmesi ile ilgili de konuşan Çelik, ”Üzüntü duyduğumuzu ifade etmek isterim. Burada Genel Başkanımız, MYK’mız adına acılı ailesine başsağlığı diliyorum. Arkadaşlarımız aileyi ziyaret edecek, yanlarında olacaktır. Bu cinayetin canavarca hislerle yapıldığı çok açık. Bütün dava sürecini yakından takip edeceğiz. Gereken cezayı almaları için takipçileri olacağız. Gereken hukuki süreçler takip edilecektir. Bundan büyük bir üzüntü duyduğumuzu, eşinin, güzel evlatlarının fotoğraflarını gördüğümüzde içimizin parçalandığını ifade etmek isterim. Şu meslek grubundan, şu cinsiyetten, şu kökenden bazı insanların cinayetlere imza attığını görüyoruz. Buradan bütün kamu iradesini ilzam etmek, bu kadar mantıksız bir şey olabilir mi?Bunların çalıştığı bakanlık ve kurum kendi işlemlerini gerçekleştirecektir, bütün hukuki süreci çok yakından takip edeceğiz. Kurumların kendi iç hukukları, iç tüzükleri gereği neyse yapacaklardır” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyaretine değinen Çelik, ”6’lı masa, 7’li masa, 8’li masa ne yapacaklarına kendileri karar verir. Kimin hangi ülkeye gittiği, hangi ülkede siyaset yaptığı bizi ilgilendiren bir durum değil ama siyasetin basireti, feraseti diye bir şey var. Bir yıldan az zaman kalmış seçime, Kılıçdaroğlu partisine çağrıda bulunuyor. Kendisinin aday olmak istediğini söylüyor. Partisi seferberlik halinde 'yanındayız' diye tweet atıyor. Düşük dozda da olsa seçime yönelik durumlar başlamış durumda. Dünyanın her yerinde gerçek demokrasi söz konusu olduğunda milletin icazet vermesi önemlidir. Kimseye şundan icazet mi alıyorsunuz diyemem. Bir takım yetkililer 'Türkiye’de muhalefeti destekleyeceğiz' derken biraz daha basiretli davranmak gerek. Bu manidar yaklaşımlardan uzak durmak daha sağlıklı bir yaklaşım olabilirdi. Bunun kamuoyunda bir tartışmayı alevlendirdiğini görüyoruz” diye konuştu.
Rusya-Ukrayna krizinde Rusya’nın Ukrayna'ya ait 4 bölgeyi ilhak kararı sonrası yeni bir aşamaya geçildiğini ifade eden Çelik, bu aşamanın pozitif bir aşama olmadığını belirterek, “Bu gelişme ile barış umutları, ateşkes umutları daha uzak belirsiz bir zaman ötelenmiş oldu” dedi.
Çelik, “Cumhurbaşkanımız barışın sağlanması için büyük bir performans ortaya koymaya devam ediyor. Bunlardan en önemlisinden biri dünyayı açlık krizi ile karşı karşıya kalmaktan kurtaran büyük bir diplomatik hamleydi” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın esir takasında gösterdiği diplomatik başarının herkes tarafından takdir edildiğini ifade eden Çelik, “200 savaş esirinin mübadelesi konusunda Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu katkıyı herkes takdir ediyor. Bu, diplomasinin bir takım sonuçlar üretmesi bakımından son derede kıymetliydi. Bu İlhak kararıyla birlikte ateşkesle ilgili durum ötelenmiş gibi duruyor. Türkiye’nin ortaya koyduğu irade dışında bir irade yok. Savaşın devam etmesine, derinleşmesine dönük tehditlerin karşılıklı restleşmeyle ortaya çıktığını görüyoruz. İlhak konumundaki tutumumuz ilkesel bir duruştur. Savaş sadece acı, yıkım ve insanlar için kayıplar meydana getirir. Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu bu iradeye herkesin destek vermesini bekliyoruz. AB’nin bu konuda çok çekimser bir tavır ortaya koyduğunu görüyoruz” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın esir takasında gösterdiği diplomatik başarının herkes tarafından takdir edildiğini ifade eden Çelik, “200 savaş esirinin mübadelesi konusunda Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu katkıyı herkes takdir ediyor. Bu, diplomasinin bir takım sonuçlar üretmesi bakımından son derede kıymetliydi. Bu İlhak kararıyla birlikte ateşkesle ilgili durum ötelenmiş gibi duruyor. Türkiye’nin ortaya koyduğu irade dışında bir irade yok. Savaşın devam etmesine, derinleşmesine dönük tehditlerin karşılıklı restleşmeyle ortaya çıktığını görüyoruz. İlhak konumundaki tutumumuz ilkesel bir duruştur. Savaş sadece acı, yıkım ve insanlar için kayıplar meydana getirir. Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu bu iradeye herkesin destek vermesini bekliyoruz. AB’nin bu konuda çok çekimser bir tavır ortaya koyduğunu görüyoruz” açıklamasında bulundu.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Rusya-Ukrayna’nın barış konusunu rekabete dönüştürmesini eleştiren Çelik, ”Diplomatik çalışmaları çıkar ilişkisine dönüştürmesi talihsiz bir açıklamadır” dedi.
Avrupa Birliği'ne de (AB) çağrıda bulunan Çelik, ”Bu diplomatik zaafın sembolü olarak ortaya çıkmıştır. AB’nin kriz zamanında ortaya koyduğu kapasitesini Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü çabaya tam destek halinde ortaya koyması önemlidir” diye konuştu.
Yunanistan’la yaşanan gerilimle ilgili de konuşan Çelik, ”Bazı müttefiklerimiz de, ABD, Yunanistan'daki üslere silah yığarken genelde şöyle argümanı ifade ediyorlar, 'Rusya'nın saldırgan politikası'. Bu çok anlamlı bir tablo üretmiyor. Yunanistan elde ettiği bu desteği Türkiye’yi taciz etmek, Türkiye’nin hak ve hukukuna tecavüzkar bir tutum için kullanıyor. Ege’de Yunanistan'a bu desteği verenlerin gereken tavrı da alması gerekiyor. Ege'de, Akdeniz'de bu şekildeki hesapsız silah desteğinin Yunanistan'ın devlet politikası ele alındığında ne NATO için ne de bölgenin barışı için olumlu sonuçlar ele almayacaktır. Bu silahları verenler, bu üsleri kuranların Yunanistan'a hukuk konusunda hiçbir uyarı yapmadığını görüyoruz. Yunanistan’a verilmesi gereken mesaj masaya oturması, masadan kaçmamasıdır. Türkiye diplomasi devletidir, masaya oturulduğu zaman çözülmeyecek sorun yoktur. Bu konuda müttefiklerimizin yaptığı işin son derece basiretsiz, yanlış bir iş olduğunun altını çizmek isterim” dedi.
'Her türlü diplomasi masasını devirmeye çalışan şahıs bu şahıs'
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın Türkiye’yi hedef alan açıklamalarına tepki gösteren Çelik, ”Yunan Dışişleri Bakanı sürekli olarak savaş kışkırtıcılığı yapan, gerilim düşmanlığı yapan birisi. Bunun söylemlerini ortaya koyduğunuzda Avrupa’daki bakanlar bu şahsın söylemlerinin marjinal olduğunu söylüyor. Yunan siyasetçiler Dendias’ı ciddiye almayın, iç politikada kendini öne çıkarmak için söylüyor diye açıkça ifade ediyorlar. Gece gündüz kışkırtıcılık yapıyor, ondan sonra Türkiye isterse masaya oturturuz. Bütün kışkırtıcılığı yapan sizsiniz. Her türlü diplomasi masasını devirmeye çalışan şahıs bu şahıs. Bütün dünyanın gözü önünde buraya kavga çıkarmak adına geldiği, Yunan çevreleri mutlu etmek için konuştuğu herkes tarafından görüldü. Yunanistan 6 aylığına Dendias’a konuşma yasağı koysa tansiyonun düşmesine katkı sağlamış olur. Yunan siyasetinin geleceğini düşünen varsa, alacakları tedbir Dendias’ın az konuşmasını sağlamak olmalı” dedi.
'Gerek Tokat Valisi elinin sıkılmamış olması, gerek daha önce Kayseri’de gerçekleşen olay asla kabul edilemez'
Kayseri 2’nci Ana Bakım Fabrika Müdürü Albay İlhan Coşkun'un subay, astsubay, ve ailelerine başörtü yasağı getiren kararının ardından Tokat'taki 30 Ağustos törenlerinde bazı rütbeli askerlerin Vali Numan Hatipoğlu'nun elini sıkmayan görüntülerinin ortaya çıktığının belirtilmesi üzerine Çelik, ”Gerek Tokat Valisi elinin sıkılmamış olması, gerek daha önce Kayseri’de gerçekleşen olay asla kabul edilemez. Devlet adabına, emir komuta zincirine uymayan meseleler. TSK hukuka bağlı, merkezine disiplini koymuş büyük ve güçlü bir okul. Orada valiye karşı yapılan bu saygısızlık Türk subayına yakışmaz. Bunun bilincinde olarak daha olay olur olmaz MSB tarafından gereken soruşturma açılmış, tahkikat yapılmış, bu kişiler açığa alınmış, Yüksek Disiplin Kuruluna sevk edilmiştir. Böyle davranış, yakışıksız tutum hiçbir şekilde kabul edilemez. Bu orduya zarar vermeye dönük bir teşebbüstür. MSB bu bakımdan hukuki süreci başlatmış ve işletmiştir. Olay duyulmadan da süreç başlamıştı. 28 Şubat dönemindeki çirkin anıları canlandıran bir yaklaşım. Bundan bu millet çok çekti. Bu vesayet artığı davranışları hatırlatması ayrıca üzüntü verici olmuştur. Eskiden kalmış yönetmeliğin hala ortalıkta dolaşması son derece yanlıştır. Milletin değerlerine bağlılık, anayasaya bağlılık burada esastır” açıklamasında bulundu.