"Bağdat Caddesi'nde gayet düşük bir hızla ilerliyoruz. Polis önce geliyor. 'Hızlan' diyor, talimat veriyor. Sonra 'Sesini azalt' diyor, talimat veriyor. En sonunda trafik polisleri önümüzü kesiyor. Evrak istiyor benden. Ehliyet, ruhsat soruyor."
"Evrak verdiniz mi? Vermedik. Niye verelim ki? Bir siyasi partinin genel başkanının otobüsünü durdur, 'evrak ver'. Veririz, sıkıntımız yok. Senin derdin evrak değil. Biz de karşılık verdik. Yoksa evraktan kaçtığımız yok. Yarın öbür gün Genel Saymanımız çıkar, partimizin bütün evraklarını kamuoyuyla paylaşır. Hem de bugün tarihiyle. Ama o polislere, o polislere emir veren Emniyet Müdürüne, İstanbul Valisine ve onlara emir veren Süleyman Soylu'ya sesleniyorum. Benim otobüsümün evrakları tamdır. İsterseniz incelersiniz. Onunla ilgileneceğine Sedat Peker'in iddialarıyla ilgilen."