‘Yunanistan ne yaparsa yapsın arkasında Amerika’yı görüyor’
“Yunanistan büyük devletlere çok büyük tavizler veriyor. Başta Amerika, Fransa, Almanya olmak üzere, çok büyük tavizler veriyor stratejik alanda ve savunma ürünlerinin satın alınması alanında. Aynı şekilde büyük devletlerin petrol şirketlerine Güney Kıbrıs civarı alanında doğalgaz arama imtiyazları veriyorlar. Yunanistan kara sularını genişletmeye kalksa ve Türkiye buna tepki gösterse ben eminim ki büyük devletler Yunanistan’ın arkasında yer alacak. Yunanistan Dedeağaç’ta Amerika’ya çok büyük bir üs kurma imtiyazı verdiler. Bunun karşılığında da bu gibi konularda daima Amerika’dan destek bekliyorlar. Yani Yunanistan ne yaparsa yapsın, en haksız olduğu konuda bile arkasında Amerika’yı görüyor veya görmek istiyor. Türkiye’ye F-35’leri vermekten vazgeçtiler, onun yerine Yunanistan’a F-35 vermeye kalkıyorlar. Yani Ege’deki dengeleri Yunanistan lehine çeviriyorlar. Esas mesele Egedeki dengeleri Türkiye aleyhine, Yunanistan lehine değiştirme girişimidir bu. Türkiye diğer ülkelerin tavrı ne olursa olsun kendi ulusal çıkarlarını koruyacaktır.”
‘Türkiye’ye yapılan haksızlıklara karşı Rusya’nın tavrı istisna olacak’
“Yunanistan 1952 yılından beri Lozan ve Paris Anlaşması hükümlerini ihlal ediyorlar. Bu ihlallerini de giderek arttırıyorlar. Son olarak zırhlı araçların bu adalara götürülmesi, konuşlandırılması da bunun en son aşaması. Lozan anlaşmasını ve Paris anlaşmasını imzalayan devletler buna neden sessiz kalıyor? Uluslararası toplumun kayıtsız kalması düşündürücü. Bu Türkiye’nin güvenliğini çok yakından ilgilendiren bir konudur. Ülkelerin kara sularının üzerindeki hava sahası onların egemenlik alanıdır. Ege’de kara suları 6 mil. Yunanistan, ‘Onun üzerine bizim 10 millik hava sahamız var’ diyor. BM’nin daimi üyelerinden bir kişi çıkıp Yunanistan’ı eleştirmedi. Gerek Kıbrıs’ta gerek Ege’de Yunanistan’ı himaye etmek başka konularda birbiriyle çatışan ülkeler için bile sanki ortak bir hedef haline gelmiş. Bunun bir istisnası olacağa benziyor. Bu yönde ilk defa Rusya’nın KKTC’ye sivil uçuşları başlatacağı yönünde bilgiler var. Eğer bu olursa haksızlıklara küçük de olsa dengeli bir karşılık vermek için ilk istisna olacak. Kuzey Kıbrıslıların spor yapması bile yasak. Ekonomik, ticari ambargo var. Kültür, turizm, spor ambargosu var ve ulaşım ambargosu da var. Ben bu durumu hayretle karşılıyorum. Bu kadar haksızlığa, hukuksuzluğa karşı herkesin tepki göstermesi gerekir.”
‘Türkiye’nin menfaatine karşı uzun vadeli politikalar güdülüyor’
‘Yabancılar Türkiye seçimlerine karışmasınlar’
“Bizim bütün ülkelere bir telkinde bulunma imkanımız olsaydı derdik ki; ‘Lütfen demokrasinin gelişmesine yardımcı olamayacaksanız seçimlerimize karışmayın. Bütün ülkelerin egemenliğine, bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne saygı gösterin.’ Bunu bütün ülkelere söylemek lazım. Uluslararası alanda demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü egemen kılmak lazım. Bu gibi temasların değerlendirilmesi için orada kiminle görüşeceği, bu görüşmenin ne sonuç vereceği, kamuoyuna hangi açıklamaların yapılacağı, bu görüşmelerin Türkiye’nin menfaatlerine ne gibi katkılarda bulunacağı gibi şeylere bakmak lazım. Deniz Baykal Genel Başkanken Başkan Obama Türkiye’yi ziyaret etmişti ve belli başlı siyasi partilerin liderleri ile de Ankara’da görüşmüştü. Yani geçmişi de var bu gibi üst düzey temasların. Türkiye’de de temas olmuştur. İlla Amerika’da değil Türkiye’de de bu ülkelerin temsilcileri ile siyasi liderler görüşmüştür, Avrupalı liderlerle görüşmüşlerdir. Herkes bunu doğal karşılıyor. Yeter ki bu ziyaretler Türkiye’nin temel ilkelerine, egemenlik haklarına, ulusal çıkarlarına hizmet edici sonuçlar versin.”