Ukrayna krizi

Donetsk ve Lugansk’ta referandum: ‘Rusya’ya katılırlarsa bölgelerin güvenliği sağlanmış olacak'

Donetsk, Lugansk, Zaporojye ve Herson bölgelerinde 27 Eylül’e kadar sürecek olan ‘Rusya’ya katılma referandumu’ başladı. Sputnik’e konuşan Siyaset bilimci Güzaltan, “Bölgeler Rusya’ya katılırsa, hem fiziki hem de hukuki anlamda ‘güvenliği’ sağlanmış olacak, saldırıya uğrarlarsa Moskova’nın ‘savaş ilan edebilme’ hakkı doğmuş olacak” dedi.
Sitede oku
Donetsk Halk Cumhuriyeti (DHC) ve Lugansk Halk Cumhuriyeti (LHC) Toplum Odaları’nın, Rusya'ya katılım konusunda ‘derhal referandum düzenlenmesi’ için başvurması sonrasında alınan kararla bugün referandum başladı. 27 Eylül’e kadar sürecek olan seçim, Donetsk, Lugansk, Zaporojye ve Herson bölgelerinde düzenleniyor. 24 Şubat'ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından başlatılan özel askeri operasyondan sonra Rus kuvvetlerinin kontrolüne geçen bu bölgelerde, Ukraynalı neo-Nazi taburlarının 8 yıldır sivil katliamlar gerçekleştirmesi nedeniyle yerel halk temsilcileri ağustos ayında referandum hazırlıklarına bir an önce başlanması çağrısında bulunmuştu. Hatta öyle ki, kamuoyu araştırma merkezi INSOMAR tarafından referandum öncesinde yapılan anketlere göre, DHC'de halkın yüzde 91'i, Rusya'ya katılmayı istediklerini söyledi. LHC'de bu oran yüzde 90 çıkarken Zaporojye ve Herson bölgelerinde halkın yüzde 80'i referandumda 'evet' oyu vereceğini belirtti.
Referandum ile ilgili çeşitli ülkelerden de açıklamalar geldi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 4 bölgenin aldığı referandum kararının, ‘Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin sözlerine bir cevap’ niteliği taşıdığına dikkat çekti. Zelenskiy, 5 Ağustos 2021'de ‘kendini Rus hisseden herkese çocukları ve torunlarının iyiliği için Rusya'ya gitmeleri’ çağrısında bulunmuştu. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise referandumların gerçekleşmesi durumunda Rusya’ya yeni yaptırımların uygulanacağı tehdidini yineledi. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Rusya'ya katılım konusunda yapılacak referandumların sonuçlarını tanımayacaklarını belirtirken, İngiltere Başbakanı Liz Truss, "Ukrayna'ya askeri desteğimizi gerektiği kadar sürdüreceğimize veya artıracağımıza söz veriyorum" dedi.
Referandum düzenlenmesine ilişkin yasanın 20 Eylül’de kabul edilmesiyle Rusya’da da ‘kısmi seferberlik’ ilan edildi. Donetsk, Lugansk, Zaporojye ve Herson bölgelerinin sakinlerine hitaben yaptığı konuşmada Putin, Batı'nın egemen, bağımsız kalkınma merkezlerini bastırmaya, Rusya'yı yok etmeye çalıştığını’ vurguladı. Konuya ilişkin Türkiye’den de açıklama geldi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Rusya'nın kısmi seferberlik kararı ve Luhansk, Donetsk, Herson ve Zaporojye'deki referandum duyurusu, durumun ciddiyetini gösteriyor" dedi.
4 bölgede düzenlenen ‘Rusya’ya katılım’ referandumunu ve Rusya’nın kısmi seferberlik ilanını, çalışmalarını Moskova RUDN Üniversitesi'nde sürdüren siyaset bilimci Onur Sinan Güzaltan Sputnik’e değerlendirdi.

‘Bölgeler Rusya’ya katıldıktan sonra saldırı altında kalırsa, Moskova’nın ‘savaş ilan edebilme’ hakkı doğmuş olacak’

Referandumun sonuçlarının büyük ihtimalle bu bölgelerin Rusya Federasyonu’na katılması lehine çıkacağını vurgulayan Güzaltan, “Bu sonuçla birlikte Moskova tarafından bu bölgeler Rusya toprakları olarak kabul edilecek. Dolayısıyla bu topraklara yapılacak olan herhangi bir saldırı, otomatik olarak Rusya Federasyonu’na yapılmış sayılacak. Yani Rusya’nın uluslararası hukuktan kaynaklı ‘savaş ilan edebilme’ hakkı doğmuş olacak. Resmi olarak bu saldırıyı yapan kuvvetlere karşı durabilme hakkı olacak. Benim anladığım kadarıyla referandumun da bu süreçte yapılmasının altında yatan neden bu. Böylelikle o bölgelerin de artık Rusya Federasyonu’na katılarak hem fiziki hem de hukuki anlamda ‘güvenliği’ sağlanmış olacak” dedi.

‘Rusya kısmi seferberlik ile bölgedeki askeri varlığını da kuvvetlendiriyor’

Güzaltan, Putin’in açıklamasını yaptığı kısmi seferberliğin, Donetsk, Lugansk, Zaporojye ve Herson’da düzenlenen referandumlar ile ilişkisine de değinerek şunları aktardı:

“Rusya bu bölgelerdeki varlığını kuvvetlendiriyor. Bu referandum da aslında varlığını kuvvetlendirme adımı. İlan edilen kısmi seferberlik de bunun bir parçası. Referandumdan Rusya’ya bağlanma kararı çıkarsa, Moskova ilk olarak burayı kendi toprağı olarak ilan edecek. Yani herhangi bir saldırıya karşı artık müdahalenin tipi de değişecek. Ukrayna’nın ve Ukrayna’yı destekleyen Batılı kuvvetlerin yine bu bölgelere saldırısı devam ederse büyük ihtimalle savaş ilan edilecek. Ama Rusya’nın, ‘sadece o müdahaleyi yapan kuvvetlere karşı mı yoksa o müdahaleyi finanse eden ABD ve Batılı kuvvetlere yönelik bir hamlesi de olur mu’ şimdiden kestirmek zor. Fakat Rusya’nın cephesini güvenliğe aldığını söylemek mümkün. Rusya şimdiye kadar oradaki varlığını hep bir ‘özel operasyon’ adı altında sürdürdü ve bütün Rus ordusunun genel yekününe, genel rakamlarına baktığınızda aslında çok ufak bir askeri kuvvet kullandı. Bu kısmi seferberlik ile oradaki askeri varlığını da kuvvetlendirmiş oluyor. Belki de bu kararla hem Donetsk, Lugansk, Zaporojye ve Herson’da hem de bu bölgelerin dışında kalan alanlardaki askeri operasyonunu hızlandıracak.”

‘Rusya şu anda o bölgeleri kontrol ediyor, bu referandumla da bunu hukuki bir düzleme almış olacak’

Referandumda Rusya’ya katılma sonucu çıkması halinde diğer ülkelerin de olası tepkilerini değerlendiren Güzaltan, “Bu konu çok tartışmalı. Bu konunun sadece Rusya örneği değil, dünyada da pek çok örneği var. Zaten burada defakto olan bir konu var; Rusya fiziki olarak bu bölgelerde egemenliğini şu anda askeri olarak tutuyor. Bunu kendi açısından ‘de jure’ yani hukuki düzleme getirmeye çalışıyor. ‘Başka ülkeler tanır mı, hangi ülke tanır, ne olur’ orası tartışılır. Kırım örneği var, uluslararası tanınma anlamında Rusya Kırım’da çok da başarılı olamadı. Şimdi bu bölgelerde olur mu o da tartışılır. Fakat Rusya kendi mantığına göre aslında hukuki olarak kendini garanti altına alıyor. Avrupa’nın tanıması zaten herhangi bir şekilde mümkün değil ama onun dışında dediğim gibi tartışmaya açık çünkü uluslararası hukukta da çok muallak bir nokta. Bu tanıma hadiselerinden kesin ve matematiksel cevaplar yok. Ama zaten Rusya şu anda o bölgeleri kontrol ediyor. Bu referandumla da bunu hukuki bir düzleme almış olacak” şeklinde konuştu.

‘ABD’nin savaşı derinleştirmek adına nükleer merkezli de dahil olmak üzere kışkırtmaları devam edecek’

İlerleyen dönemlerde ‘herkesi sert bir sürecin beklediği’ uyarısını yapan Güzaltan şunları ifade etti:
“Ben Avrupa’nın herhangi bir ülkesinin direkt olarak sahaya inebileceğini zannetmiyorum. Fakat Bence ABD’nin, nükleer sızıntı olabilir, Zaporojye Nükleer Santrali’nde denedikleri gibi nükleer merkezli dahil olmak üzere kışkırtmaları devam edecek. Bu da savaşı derinleştirmek ve hatta Avrupa ülkelerinin ordularını, fiziki olarak Rusya ile karşı karşıya getirmek adına olacak. Hep söylüyoruz, Avrupa zaten Rusya’ya karşı yaptırımlar uygulayarak, ABD’nin peşine takılarak kendi ayağına sıkıyor. Bugün Avrupa’nın enerji krizi ve ekonomik anlamda etkilendiği durum zaten dünyanın malumu. Bunun Avrupa için de sonuçları oluyor. İngiltere’de Boris Johnson, İtalya’da Draghi, Bulgaristan’da ABD yanlısı hükümeti devrildi, Franda’da Macron parlamento çoğunluğunu kaybetti ve sistem kilitlendi, Almanya’da çalkantılar var. Bunun sonuçlarını sert kış sonrası Avrupa’da hükümet değişiklikleri olarak göreceğiz. Avrupa yöneticileri ve siyasi eliti kendi ülkelerinin milli menfaatleri adına değil de ABD’nin çıkarları adına hareket eden bir noktada. Dolayısıyla Avrupa halkları da er veya geç bu iktidarlara karşı ayaklanacaktır.
GÖRÜŞ
Rus uzman: Rus-Türk ortak çabaları bölgesel bir felaketin önlenmesinde belirleyici rol oynayabilir
Yorum yaz