Önder İmam Hatipliler Derneğince, Cemile Sultan Korusu'nda ‘Türkiye'nin Özgün Eğitim Modeli İmam Hatip Okulları’ başlıklı sunum yapıldı.
Toplantıya katılan İlim Yayma Cemiyeti Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Önder İmam Hatipliler Derneği'nin kamuoyunda doğru bilinen yanlışlar üzerine uzun süredir bir çalışma yaptığını anlattı.
Önder'in bunu gerek sosyal medya, gerekse kendi mecralarında anlatmaya çalıştığını anlatan Erdoğan, "Mesela 'sizce Türkiye'de öğrencilerin ne kadarı imam hatibe gidiyor?' diye sorsak burada çıkan ortalama eminim realitenin çok üstünde çıkacaktır. 'Sizce imam hatip liselerinde ne kadar matematik dersi var?' dense gerçek rakamın altında çıkacaktır. Benim bizzat bildiğim gerçeklerle imam hatip gerçeğini toplumun yarısının bilmediğine şahit oluyoruz. Hakikaten olması gerektiği şekli ile doğru bilgilendirmeyle bunun giderilmesi gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.
Erdoğan, imam hatip okullarının, Türkiye'nin din eğitimine ürettiği özgün bir çözüm ve model olduğunu vurgulayarak, bunun Doğu ve Batı'yı çok iyi bilen kendi ayaklarının bastığı topraklardan, kimliğinden, değerlerinden vazgeçmeden gelişmeye açık bir vizyonu öngören bir anlayış olduğunu aktardı.
İmam hatiplerin bu anlayışın bir çözümü olduğunu ifade eden Bilal Erdoğan, şunları kaydetti:
"Nedir bu çözüm modeli; eğitime bir çözüm modeli, özelde de din eğitimine bir çözüm modeli. Din eğitimi meselesi sadece Müslüman dünyası değil tüm dünyada bir mesele. Yani acaba işte din adamları nasıl ve nereden yetişmeli? Bunların bir akreditasyonu olmalı mı? Soruları var. İslam dünyası açısından önerilebilecek en iyi model imam hatip modelidir. Öğrencilerin ortaokul ve lise yıllarında din eğitimi ile birlikte diğer tüm eğitimleri alabileceği, daha sonra da din adamı olmadan da hayatına dinini bilen, inancını bilen, dünyaya dünyanın gelişmelerine vakıf herhangi bir meslek grubunda devam edebileceği çok iyi bir çözüm modeli. Bu, aslında 1920'lere dayanıyor. Daha sonra 1951'den sonra Türkiye’nin 7 şehrinde imam hatipler açılıyor. 1951 yılında imam hatiplerle birlikte kurulan İlim Yayma Cemiyeti geleneğinden bunu temsil eden birisi olarak söylemek istiyorum; Türkiye bu modeli bütün İslam ülkeleri için modern, aydın, gelecek vadeden bir model olarak anlatmak yerine, kendi içerisinde hala bunun doğru bilinmesinin mücadelesini veriyor."
‘Türkiye için çok gerekli olduklarını düşünüyorum’
Erdoğan, imam hatiplerin İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy’un durduğu yerdeki ekolü temsil ederek modern, aydın Müslümanlar yetiştirmeyi hedefleyen okullar olduğunu söyledi.
Bu okullarda din eğitiminin yanında diğer okullarda ne eğitim varsa onun yerine getirildiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bizim talihsizliğimiz, maalesef bunların doğru bilinmemesinden kaynaklı saldırılar, bir taraftan da art niyetli taarruzlar. Yani hala 'Biz inancımıza dayalı bir kimliği muhafaza etmemeliyiz' diyen bir kimlik de var elbette. 'Biz dinden ne kadar uzaklaşırsak o kadar gelişiriz' diyenler de var. Bence bunun düşünce tarihi açısından pek bir önemi kalmadı ama bunu da düşünenler var elbette. Ama bu toplumda, bu ülkede çocuklarının dinini öğrenerek büyümesini isteyen aileler olduğu müddetçe bizim bu modeli korumamız çok önemli. Yakın tarihte yaşadığımız bir FETÖ hadisesi var. FETÖ hadisesini, tüm yaşadıklarımızı yorumlayarak değerlendirdiğimizde bugün aslında bu tür din istismarcılığı üzerinden oluşabilecek krizlerin en doğru çözümünün de imam hatipler olacağını görüyoruz. Doğru bilginin doğru kaynaklardan öğrenilmesi, dinimizin doğru öğrenilmesi ve uygulanması genç yaşlardan itibaren imam hatipler sayesinde mümkün olmaktadır. 'Din istismarcılığı' denilen alana imam hatip okulları alan bırakmamaktadır. Böyle değerlendirdiğimiz zaman da imam hatiplerin Türkiye için çok gerekli olduklarını düşünüyorum. "
Bilal Erdoğan, başka İslam ülkelerinde benzer konularda sorunlar yaşandığını anlatarak, o ülkelerin de imam hatip modeline ihtiyaç duyduklarını gördüklerini ifade etti.
‘İmam hatiplerin ülkemiz için ne kadar büyük bir nimet olduğunu bilmiyoruz’
Bu modeli diğer İslam ülkelerine anlatmak ve ihraç etmek yerine içeride imam hatiplilere haksızlık yapıldığını dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İmam hatiplerdeki güzel gelişmeleri ihmal ediyoruz. İmam hatiplerin ülkemiz için ne kadar büyük bir nimet olduğunu bilmiyoruz. İmam hatipler, ülkemizde inanmayan insanlar için bile bir değerdir, bir anlam ifade eder, çünkü hakikaten yanlış din anlayışlarının insanları radikal inançlardan uzaklaştırmak için bizim imam hatiplere ihtiyacımız var. Her kesimden insanın değer vermesi, benimsemesi gereken Türkiye’ye özgü eğitim kurumlarıdır. İmam hatiplerin bir avantajı da onlarla mezun olduktan sonra da ilgilenen sivil toplum kuruluşları var. 'Her köşeye imam hatip açtınız siz yobazsınız gericisiniz' diyenlere ben diyorum ki ne olursunuz gidin şu imam hatiplerde ne projeler yapılıyor buna bir bakın da imam hatip gerçeğini kavramanıza fırsat verin. Bazı muhafazakar çevrelerin de imam hatiplere tepki gösterdiklerini görüyoruz. Bu da imam hatiplerin din istismarına alan bırakmamasından kaynaklandığını biliyoruz. İnşallah bu toplantımız hayırlara vesile olur."