Eski ABD Başkanı Bill Clinton, dün CNN televizyonuna verdiği röportajda Ukrayna krizi ve NATO'nun doğuya genişleme politikasını değerlendirdi.
Clinton, "Doğru şeyi doğru zamanda yaptığımızı düşünüyorum ve yapmasaydık bu kriz daha da erken ortaya çıkabilirdi" ifadelerini kullandı.
Sovyetler Birliği döneminde Varşova Paktı'na bağlı olan Polonya, Macaristan ve Çekya, 1999 yılında Clinton ikinci başkanlık döneminde NATO'ya katılmıştı. 2004 yılına gelindiğinde 7 Doğu Avrupa ülkesi daha NATO üyesi olmuştu.
'Putin'e NATO'ya nihai üyelik olasılığını da teklif ettim'
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in daha önce NATO'nun güvenlik stratejisine dahil olmayı denediğini öne süren Clinton, "Yaptığım şey gerçekleştiği sırada Rusya'ya sadece NATO ile özel bir ortaklık değil, aynı zamanda gelecekteki en büyük güvenlik sorunlarımıza devlet dışı aktörler veya terör gruplarına kimyasal, biyolojik ve nükleer silah satan otoriter devletlerin neden olacağını savunarak NATO'ya nihai üyelik olasılığını da teklif ettim" diye konuştu.
Bununla birlikte Putin'in Sovyetler Birliği'nin çöküşü ve Nikita Kruşçev'in 1954'te Kırım'ı Ukrayna'ya verme kararına ilişkin olumsuz değerlendirmelerine değinen Clinton, Putin'in ifadelerini dikkate alarak mevcut krizin ortaya çıkmasının 'sürpriz olmadığını' iddia etti.
Geçen yılın aralık ayında Putin, Sovyetler Birliği'nin dağılmasının Rus halkının çoğu için trajedi meydana getirdiğini, fakat Moskova'nın eski günlere geri dönme arzusunda olmadığını vurgulamıştı.
NATO'nun doğuya genişlemesi
Moskova, NATO'yu 1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla beraber doğuya doğru genişleme politikasının uygulanmayacağı yönündeki taahhüdünü uygulamamakla suçluyor. 1991'in ardından NATO, doğu sınırlarını genişletmeyi sürdürmüş, 2009 ile 2020 yılları arasında 4 Balkan ülkesini bünyesine katmış ve nihayetinde Ukrayna ve Gürcistan'ın ittifaka üyeliğini gündemine almıştı.
Putin, NATO'nun Moskova'nın kapısına kadar genişlemesinin Rusya'nın ulusal güvenliği için 'kabul edilemez bir tehdit' oluşturduğunu savunmuştu.