Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AK Parti Gaziantep İl Başkanlığı'nca düzenlenen Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, AK Parti'nin iktidara geldiği dönemde bölgeler arası, iller ve ilçeler arasında sosyal adalet uygulamalarından ciddi farklılıklar olduğunu söyledi.
AK Parti'nin hiçbir zaman hizmette ayrımcılık yapmadığını ifade eden Bozdağ, "Biz yola çıkarken şunu çok net söyledik. Dedik ki 'Biz din, bölge milliyetçiliği ve ırkçılık yapmayacağız. Bu memleketin her bir insanını, her bir ilini, görüşü, inancı etnik kökeni ne olursa olsun kucaklayarak onlardan güçlü ve kuvvet alarak duasını ve desteğini her an yanımızda hissederek onlara hizmette yarış yapacağız' dedik. Sağ olun, güvendiniz, inandınız yol verdiniz ve iktidar ettiniz" diye konuştu.
'1 milyon 170 bin konut yaptık'
Her zaman sosyal devlet anlayışıyla hareket ettiklerini anlatan Bozdağ, TOKİ'nin 1982'de Turgut Özal tarafından kurulduğunu hatırlatarak şöyle devam etti:
"Biz gelene kadar 19 yıl var. 2002'ye kadar ürettiği toplam konut 44 bin. 19 yılda toplam 44 bin konut üretmişler. Bakın 20 yılda AK Parti iktidarları döneminde biz tam 1 milyon 170 bin konut yapmışız. Nereden nereye. Bi de bu TOKİ marifetiyle. Emlak Konut marifetiyle, kooperatifler müteahhitlerden hükümet olarak sağladığımız sabit faiz, uzun vadeli kredilerle vatandaşlarımızın kira öder gibi konutları eklerseniz 2 milyonun çok çok üstünde vatandaşımızı konut sahibi yaptık. Bu konut üretimi olmasaydı bugün kiralar nerede olurdu diye düşünmek lazım. Bazıları söylüyor 'şu olay böyle, bu olay böyle.' Peki bu olaylar olurken Türkiye'nin yönetiminde iktidarında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğindeki AK Kadrolar değil de CHP ya da diğer zihniyetlerden biri olsaydı acaba bu sınamaları Türkiye yaşarken Türkiye ne halde olurdu. Türkiye ekonomisi şimdi nerde olurdu ? Güvenliği nasıl olurdu ? Bir de onu oturup hep beraber düşünmemiz lazım."
Ülkede her alanda yeni reformlara imza attıklarını söyleyen Bozdağ, 2002'de 78 olan adliye binasının artık 363 olduğunu, adliyelerin kapalı alanının ise 569 bin metrekareden 6 milyon metrekareye ulaştığını, 9 bin hakim savcı sayısının ihraçlara rağmen 23 bine yükseldiğini, bakanlık çalışanı sayısının ise 56 binden 180 bine çıktığını belirtti.
Bozdağ, ülkenin hayrına olan hiçbir şeye sevinmeyen, iktidar umudunu Türkiye'de ekonominin çökmesine, yangınların, iç savaşların çıkmasına bağlayanların kötü niyette olduğunu ve bunun hastalıklı zihniyet olduğunu söyledi.
'Bürokrasi içerisindeki ahlak yoksunu kişiler Kılıçdaroğlu'na götürüyor'
"İktidarlarını, geleceklerini, umutlarını bu milletin felaketine, bu devletin zara ve zora düşmesine bağlayanların bu ülkeye kazandıracakları, verecekleri tek bir şey dahi yoktur" diyen Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şimdi oturmuşlar konuşuyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu da başkaları da konuşuyor. Bak diyor 'biz söylüyoruz iktidar yapıyor.' Allah, Allah. İşte biz kredi borçlarını öğrencilerimizin silme kararı aldık açıklamayı yapmadan bir baktık Kılıçdaroğlu video çekmiş. 'Ben sileceğim ödemeyin.' Biz dar gelirli olan vatandaşlarımızın 2 bin lira ve altında olan borçlarını tasfiyesine dair karar almışız biz açıklamadan bir bakmışız Kılıçdaroğlu video çekiyor. Nereden alıyor, bu adamın istihbarat örgütümü var. Merak ederken açıkladı 'köstebeklerim var, Hükümetin içinde bürokratlar bize bilgi aktarıyorlar' diye ifade ediyor. Hükümetin alın teriyle ürettiği projeleri, ürettiği eserleri, aldığı kararları kimi bürokrasi içerisindeki ahlak yoksunu kişiler alıp bunu hırsızlık malı olarak çalıyorlar Sayın Kılıçdaroğlu'na götürüyorlar. O da hırsızlık ürününü satın alıyor oradan siyasi kazanç hesabıyla bunu Türkiye'ye servis ediyor. Siyaseten bile olsa hırsızlık malını satmak, siyasi kazanç elde etmek ahlaki mi? Bunun adı kapkaç siyasetidir. Sayın Kılıçdaroğlu Türkiye'ye kapkaç siyaseti anlayışını da böylelikle kazandırmış oldu. Bürokrasi içerisindeki taraftarları oradan projeyi kapıp kaçırıyorlar, bu da kapıp kaçırılan projeleri öz malı gibiymiş gibi satıyor. Buradan soruyorum. Şehir hastanelerini, doğalgaz petrol arama gemilerini, nükleer güç santrallerini, Kılıçdaroğlu söyledi diye mi yaptık ? İstanbul Havalimanını, Marmaray'ı, Avrasya Tüneli'ni, Yavuz Sultan ve Çanakkale 1915 Köprüsü'nü onlar söyledi de mi yaptık ? Biz neler yaptık neler. Eğer bunların söylediklerini yapsaydık bakın çok net söylüyorum bugün Türkiye hızlı trenle tanışmamış olurdu. Bugün Avrasya Tüneli, Marmaray'ı, S-400 almamış olurduk. Bunlar bu saydıklarımın hepsine karşı çıktılar. Türkiye'ye biz ne kazandırdıysak emin olun bu CHP zihniyetine rağmen kazandırdık."
Bekir Bozdağ, "7'lı masanın" Cumhurbaşkanı adayı çıkaramamasını eleştirdi. 6'lı masaya kendisinin "7'li masa" dediğini dile getiren Bozdağ, şunları kaydetti:
"Biz ülkemize asrın en büyük projesi olan konut hamlesini başlatıyor, 250 bin dar gelirli vatandaşımızı kira öder gibi konut sahibi yapmak için proje yapıyoruz, bununla çalışıyoruz onlar ne yapıyorlar, toplantı üstüne toplantı yapıyorlar. Biz yaklaşık 5,5 milyon vatandaşımızın 2 bin lira ve altındaki borçlarından kurtulmasını sağlıyoruz, bunlar ayda bir toplanıp birbirine yemek ikram etmekle meşgul. Biz milyonlarca ortaöğretim öğrencisinin kitaplarını masasına koyarken şimdi yardımcı ders kitaplarını da masasına koyuyoruz, bunlar sürekli birbirini ziyaretle meşguller. Biz bu ülkenin her alanda gelişmesi için somut adımlar atarken, bunlar ne yapıyorlar, toplanıp toplanıp dağılıyorlar, yemek ikram edip dağılıyorlar. Çare toplanmak mı, çare birbirini ziyaret etmek mi? Biz neyle meşgulüz, bunlar neyle meşgul?
Bu aziz millet toplanıp toplanıp boş boş konuşan, birbirine yemek ikram edip birbirini ziyaretle vakit geçirenlere mi dua edip destek verecek yoksa her kabineden sonra büyük bir projeyi açıklayan, milletin sorunlarını çözen, beklentilerine cevap veren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı'na mı destek verecek?"
'Hep vadediyorlar ama bir şey yapmıyorlar'
AK Parti'nin 20 yıllık icraatının ortada olduğunu dile getiren Bozdağ, şöyle devam etti:
"Onlar da yapsınlar. Hep vadediyorlar ama bir şey yapmıyorlar. 'Belediyeleri alırsak elektrik şöyle olacak, sular böyle olacak.' dediler. 'Yoksul kesimlere şu destekleri vereceğiz.' dediler, vaatlerde bulundular ama bunların hiçbirini belediyeyi ele alınca yapmadılar, yapmıyorlar da böyle bir dertleri yok. Bunların kendine bile hayrı yok. Kendine hayrı olmayanın ailesine, komşusuna hayrı olur mu? Ailesine, komşusuna hayrı olmayanın Türkiye Cumhuriyeti'ne, Türk milletine hayrı olur mu?
Toplanıyorlar Cumhurbaşkanı adayı kim, konuşmuyorlar. 'Aman yıpranır.' Zaten kendiniz yıpratıyorsunuz. Adı geçenlerin hepsini 6'lı masanın etrafında, ben ona 7 diyorum, 7'li masanın kendisi paspasa çeviriyor. Tartışmaları kendileri başlatıyor, sonra da 'Cumhur İttifakı bizi yıpratıyor.' diyorlar. Kılıçdaroğlu ile ilgili tartışmaları başlatan kimdi? Siz başlattınız. 7'li masa Türkiye'yi yönetmeye talip bir Cumhurbaşkanı adayı aramıyor. Bunlar 7 kayyum veya vasi ne derseniz deyin yönetimine rıza gösterecek, kendilerine tabi olacak kendilerine karşı emir erliğini kabul edecek bir Cumhurbaşkanı adayı arıyorlar."
'7'li masanın emir erliğini kabul edecek bir aday arıyorlar'
Söz konusu masanın çıkaracağı cumhurbaşkanı adayına protokol imzalatacağını ifade eden Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdiden diyorlar ki protokol imzalayalım. Hangi yetkilerini devredecek, hangilerini devretmeyecek? Anayasa'nın, yasaların koymadığı sınırları Anayasa ve yasalara aykırı şekilde aday yapacakları kişinin önüne koyacaklar. Daha adaylık sürecinden önce imza altına alacaklar. Cumhurbaşkanı adayıyla sözleşme yapacaklar. İktidara gelince Anayasa'yı, yasaları değil, o sözleşmeye uygun bir yönetim yapacak. Nerede hukuk devleti, nerede Anayasa? Anayasa'yı, kanunları bir kenara mı bırakacağız? Peki o zaman kim yönetecek ülkeyi? Cumhurbaşkanı adayı yaptıkları kişi mi, yoksa 7'li masanın etrafında oturan liderler mi? Türkiye'yle ilgili kararları kim alacak? Biden'le görüşürken liderlere telefon açıp 'Biden bana böyle dedi, ben ne diyeyim?' diye soracak mı ya da icazet mi alacak? İradesi olmayanın iktidarı olur mu? Şimdi iradesiz 7'li masanın emir erliğini kabul edecek veya ona kuklalığa 'evet' diyecek bir aday arıyorlar."
'Bize düşen bu lidere sahip çıkmak ve arkasında yürümektir'
Bakan Bozdağ, Türk milletinin kayyumlar ya da vasiler tarafından değil, Recep Tayyip Erdoğan gibi yetkisine ortak kabul etmeyen bir lider tarafından yönetilmeyi isteyeceğini vurguladı.
Bozdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Şanghay İşbirliği Örgütü Devlet Başkanları 22. Toplantısı'nda liderlerle sohbetini yansıtan fotoğrafa ilişkin ise şu değerlendirmede bulundu:
"Liderler muhabbet ediyorlar. Bu fotoğrafı Türkiye'de herkes farklı yorumluyor. Ama ortak kanaat, Tayyip Bey'in liderliğinin orada kendini nasıl gösterdiği, nasıl bir devlet adamı olduğu konusunda, tarafsız, samimi, vicdanlı herkesi gururlandıran bir sonuç çıkardılar ortaya. 6'lı masanın etrafında biri gitse o toplantıda olsa böyle bir fotoğraf çıkar mıydı? Türkiye'nin önünde dünyanın hayran olduğu, aziz milletimizin her seçiminde desteğini kazanmış bir liderimiz var. Bize düşen bu lidere sahip çıkmak ve arkasında yürümektir."
Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliği
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Madrid'de Finlandiya ve İsveç'e karşı büyük bir başarı elde ettiklerini, onların terör örgütlerine destek vermemesi kaydıyla NATO'ya girmelerine vize verileceğini söylediklerini, daha sonra komisyon kurup mutabakat metni hazırlandığını anlattı.
"Sözünüzü tutarsanız biz de sözümüzü tutarız" dediklerini hatırlatan Bozdağ, "Şimdi NATO'ya geçiş süreci tamamlanmış değil. Türkiye Büyük Millet Meclisi onaylarsa tamamlanacak demişiz. Henüz İsveç ve Finlandiya, Türkiye'nin iadesini talep ettiği herhangi bir kimseyi iade kararı vermedi. Eğer onlar sözlerini tutmazsa Türkiye sözünü tutar. Çünkü bizim vazifemiz, NATO'ya giriş vizesi parlamentodan çıkmaz" ifadesini kullandı.
Bir televizyon kanalında bu konuya ilişkin yaptığı açıklamasının çarpıtıldığını vurgulayan Bozdağ, şunları kaydetti:
"Benim bu söylediğimden 'Aldandık, kaldırıldık.' dediler. Ben öyle bir şey mi demişim? Yok. Ama çıkıyorlar, algı operasyonu yapmak için Türkiye'nin ortaya koyduğu büyük başarıyı gölgelemek istiyorlar. Güçlü mekanizma kurmuşuz, o mekanizmayı anlatıyor 'Sözünde durmadılar, takipçisiyiz.' diyoruz, bizi kutlayacaklarına algı operasyonu yapıyorlar. Biraz ahlak. Milletin gözü önünde söylenen sözleri, benim ağzımdan söylenmemiş sözleri sanki benim ağzımdanmış gibi haberleştirmek, bunu dile getirmek ahlaki bir davranış değil."
Programa, AK Parti Gaziantep Milletvekilleri Ahmet Özer, Derya Bakbak, Nejat Koçer, Müslüm Yüksel ve Mehmet Sait Kirazoğlu, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, AK Parti Gaziantep İl Başkanı Eyüp Özkeçeci ve partililer katıldı.