Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Strazburg'da Avrupa Parlamentosu'na hitaben yaptığı yıllık Avrupa Birliği'nin Durumu konuşmasında, 'elektrik piyasasında derin ve kapsamlı bir reform paketi' açıkladı.
Ukrayna bayrağının mavi ve altın renklerinde giyinen von der Leyen, Ukrayna krizi döneminde 'elektrik ve gaz fiyatlarının tüm zamanların rekorlarını kırdığına' dikkat çekti.
Enerji şirketlerinden alacaklarını kime verecekler?
Komisyon Başkanı, 'enerji şirketlerinin karlarına tavan sınırı getirilmesinden elde edilecek 140 milyar euroluk vergi gelirinin hane halklarına ve işletmelere yönlendirileceği, bu önlemin tüketicileri fiyatların daha da yükselmesinden koruyacağı' bir manzara çizdi.
'Enerji şirketlerinin asla hesaba katmadıkları, hayallerinde bile göremeyecekleri gelirler elde ettiklerini' belirten von der Leyen, "Bu zamanlarda, savaştan yararlanarak ve tüketicilerin sırtına binerek olağanüstü rekor karlar elde etmek yanlıştır" diyerek enerji şirketlerinin de 'kriz katkısı vermek zorunda kalacağını' söyledi.
'Sadece bu kış değil, gelecek kışlar da zor geçecek'
Komisyon Başkanı, AB üyesi 27 ülkeye, 'elektrik tüketiminin en yoğun olduğu saatlerde en az yüzde 5 azaltılması' çağrısı da yaptı.
Bunun tüketiciler açısından bir mecburiyet haline geleceği, Komisyon'un Kıdemli Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ile Enerjiden Sorumlu Üyesi Kadri Simson'un paketin ayrıntılarını açıkladığı basın toplantısında belli oldu.
Timmermans, 'AB'de bundan sonraki kışların zor geçeceği ve bu soruna kısa vadede kolay çözüm bulunamayacağı' mesajını verdi:
"Bu aşamada fiyatlar yüksek seyrediyor ve buna hızlı kolay çözüm yok. Sadece bu kış değil, gelecek kışlar da zor olacak. Kendimizi kandırmayalım."
"(Ukrayna krizi) öncesindeki bol ve ucuz fosil yakıtlar döneminin geri gelmeyeceğini anlamamız gerekiyor."
Paketin tüketimle ilgili bölümünde ne var?
Komisyon Başkan Yardımcısı, "Paket, öncelikle Avrupa'nın elektrik tüketiminde yüzde 10'luk bir azalma getiriyor" diyerek şöyle devam etti:
"Elektrik tüketiminin en yoğun olduğu saatlerde en az yüzde 5 oranında düşürülmesi gerekiyor. Böylece en pahalı faaliyet gösteren doğalgaz santrallerini kullanmaktan kaçınıyor ve enerji fiyatını aşağı çekiyoruz. Bu zorunlu olacak, böylece hedefler herkes tarafından karşılanacak."
'Talep azalmadan fiyat düşmez'
"Gaz ve elektrik tüketimimizi bu şekilde azaltmanın, bu enerji kriziyle mücadelede alınacak herhangi bir önlemin başarısı için temel teşkil ettiğinin de altını çizmeme izin verin. Talebin azaltılması enerji piyasasının yeniden dengelenmesine, enerji faturalarının düşürülmesine, emisyonların azaltılmasına ve bizi Rusya'nın gaz oyunlarına karşı bağışıklık elde etmemize yardımcı olur. Talep azaltma olmadan, bu işe yaramaz."
Simson, "Elektrik fiyatları sürdürülemez seviyelerde" vurgusunu yaparak 'üye ülkeleri elektrik tüketimlerini düşürmeye teşvik ettiklerini, yoğun saatler için yüzde 5 azaltmaya yönelik bağlayıcı bir hedef belirlediklerini' belirtti.
'Yoğun saatleri ve diğer önlemleri üye ülkeler seçecek'
'Yoğun saatleri ve talebi azaltmak için uygun önlemleri üye ülkelerin seçeceğini' söyleyen Komisyon'un Enerjiden Sorumlu Üyesi, bunun 'AB genelinde fiyatlar üzerindeki baskıyı azaltacağını, arz güvenliği ve kesinti riskini düşüreceğini' anlattı.
'Gaz santrallerinin son derece yüksek işletme maliyetlerine sahip olup elektrik piyasasında fiyatları belirlediğini, daha düşük işletme maliyetlerine sahip üreticilerin mevcut durumdan büyük fayda sağlayıp olağanüstü karlar elde ettiğini' aktaran Timmermans ile Simson, 'dolayısıyla AB çapında, yenilenebilir enerji, nükleer ve linyit gibi farklı teknolojilerden elde edilen gelirlere megavatsaat başına 180 euroluk bir üst sınır getirilmesini teklif ettiklerini' belirtti.
'Buradan sağlanacak kaynağın tüketicileri desteklemekte kullanılacağını' söyleyen ikili, "Yüksek karlar elde eden petrol, gaz ve kömür şirketleri de bu krize karşı çabaların bir parçası olmalıdır. Bu nedenle, fosil yakıt sektörünün fazla karlarını hedefleyen bir dayanışma katkısı alacağız" dedi.
Von der Leyen gibi Timmermans ile Simson da enerji krizinden Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i sorumlu tutan ifadeler kullandı.