Ukrayna Dışişleri Bakanlığı tarafından desteklenen resmi uzantılı bir sitede (sanctions.nazk.gov.ua) Türk iş insanları ve bankalara yaptırım yapılması için kampanya yürütülüyor.
Sitede aralarında Ziraat Bankası, İş Bankası ve Credit Europe Bank, Denizbank, Anadolu Efes yöneticileri ile çok sayıda Türk iş insanına yaptırım uygulanması için çağrıda bulunuldu.
Aydınlık gazetesinin haberine göre Türkiye’nin devlet bankası Ziraat Bankası’nın Moskova Başkanı Nurullah Bakır, Denetleme Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar, Başkan Yardımcısı Hüdayi Atılgan ve Fuat Yılmaz Yıldız, Denetleme Kurulu Üyesi Berrin Mahmutoğlu bu listede hedef alınıyor. TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Hüsnü Özyeğin de Rusya’da Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Credit Europe Bank (Rusya) üzerinden listeye dahil edildi. Ayrıca Banka Başkanı Haluk Behçet Aydınoğlu, Yönetim Kurulu Üyeleri Emin Altuğ Candan, Faik Umut Onur, Mehmet Güleşçi için de yaptırım çağrısı yapılıyor. İş Bankası Rusya da Yönetim Kurulu Başkanı Recep Haki, Başkan Vekili Mehmet Turan Ünal, Yürütme Kurulu Başkanı Ozan Gürsoy ve Başkan Vekili Özgür Temel de listede yer alıyor. Söz konusu internet sitesinde Denizbank Moskova’nın Yönetim Kurulu Başkanı Ateş Hakan, Banka Başkanı Osman Oğuz Yalçın’la birlikte Yönetim Kurulu Üyeleri Savaş Çıtak, Derya Kumru ve Hayri Cansever için de yaptırım çağrısı yapılıyor. FİBA Holding Başkanı Tuncay Özilhan’ın iştiraki olan Anadolu Efes de sitede hedef gösterilen şirketler arasında yer alıyor. Efes Rus’un Mali İşler Başkanı Burhan Tanık da “Rus şirketlerindeki yabancı yöneticiler” listesinde yer alıyor.
Yaptırım gerekçesi olarak ise “Rusya Federasyonu'nun Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve bağımsızlığını baltalayan veya tehdit eden eylemlerini maddi, finansal veya başka bir şekilde destekleyen finans sektöründe (banka) faaliyet gösteren herhangi bir mülkiyet türünden şirket” ifadesine yer veriliyor.
Öte yandan açıklama kısmında, “Batılı pek çok yönetici elit, Rus şirketlerinin yönetim kurullarından çekildi. Ancak hala Rusya’da CEO, yönetim kurulu üyesi, kıdemli yönetici olarak çalışan ve Ukrayna’ya karşı savaşı finanse etmek üzere Rus bütçesine katkı sağlayanlar var. Uluslararası şirketler üzerinde yapılan baskı yeterli değil mi?” ifadesi de bulunuyor.
Türkiye’den tepkiler
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, bu konuda bir soruya verdiği yanıtta, "Hiçbir ülkenin, hiçbir gerekçeyle Türkiye'ye karşı bir yaptırım çağrısında bulunması kabul edilemez. Bundan haberimiz var, takip ediyoruz. Kiev Büyükelçiliğimiz gerekli girişimleri yaptı. Bunun yanlış bir değerlendirme olduğunu ve düzeltilmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Yakından takip ediyoruz" yanıtını verdi.
Diplomatik kaynaklar ise Ukrayna Dışişleri Bakanlığınca desteklenen bir internet sitesinde, ABD ve AB üyesi ülkeler dahil diğer ülke vatandaşları ve şirketlerinin yanı sıra, Türk iş insanlarına da yaptırım çağrısında bulunulduğunun görülmesi üzerine, 11 Eylül’de Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi nezdinde bir girişimde bulunulduğunu bildirdi. Kaynaklar, “Güçlü tepkimiz ve bu çerçevedeki somut beklentilerimiz açık bir biçimde bildirilmiş ve izahat istenmiştir” ifadelerini paylaştı.
‘Siyaset ile ticaret birbirine karıştırılmamalıdır’
Gelişmeleri Sputnik’e yorumlayan Eski Dış Ticaret ve Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanı ve AK Parti milletvekili Kürşad Tüzmen, “Biz hem Ukrayna ile hem de Rusya ile ikili ilişkilerimizin son derece iyi götürülmesine özen gösteren bir ülkeyiz” dedi ve şunları söyledi:
“Bizim Rusya ile son derece iyi ticari ilişkilerimiz var. Aynı zamanda Ukrayna ile de var. İki ülkede de birçok altyapı projesinde yer alıyoruz. Son dönemde tahıl koridoru açarak dünyanın sıkıntılarının giderilmesine yardımcı olduk. Ukrayna’nın Rusya’da faaliyet gösteren Türk şirketleri hakkında çok fazla hesapsızca atılan adımlar sıkıntı yaratır. Bunun arkasını getiremezler. Biz yıllarca Ukrayna’ya yatırım yaptık, bugüne kadar ilişkilerimiz de iyi bir şekilde devam etmiş. Oradaki Türk yöneticiler de Ukrayna’nın ekonomisine çok katkıda bulunmuş insanlar. Oradan dünyanın dört bir tarafına ihracat yapıyorlar. Sonuçta bu şirketler uluslararası alanda çalışıyor. Rusya’da faaliyet gösteren firmaların, Ukrayna’da faaliyet göstermelerinin engellenmesi veya uluslararası alanda çalışmalarının engellenmesi aynı sonucu doğurur. Aslında burada Ukraynalı yöneticiler kendi ayaklarına sıkıyorlar. Bunun farkına ileride varırlar. Ticareti kısıtladığınızda hiçbir şey elde edemezsiniz. Siyaset ile ticaret birbirine karıştırılmamalıdır ve ticaretin bir şekilde devam etmesi gerekiyor. Hem Ukrayna’nın hem de diğer ülkelerin selameti açısından bu gerekiyor.”
‘Yaptırım kararları Türkiye’nin Rusya’da yaptığı faaliyetleri azaltmaz’
“Bu adımlar Ukrayna’nın kendi başına aldığı bir karar değildir” diye devam eden Tüzmen, “Tıpkı bugün nasıl Yunanistan, Türkiye’ye karşısına alıyor aynı şekilde Ukrayna’da da tahrik edici hareketler var. Türkiye ile Ukrayna’nın arasında fazla bir sıkıntı yok ama bugün Batı’nın baskısı, uygulanan yaptırımlara Türkiye’nin katılmaması, Rusya ile Türkiye ilişkilerinin eskisi gibi çok iyi bir şekilde devam etmesi bir yerleri rahatsız ediyor. Ukraynalı yöneticileri aklıselime davet ediyorum. Bu şekilde yaptırım kararları Türkiye’nin Rusya’da yaptığı faaliyetleri azaltmaz, ilişkileri geriye çektirmez. Türkiye’nin Rusya’daki yaptırımlarını ve bundan sonra yapılacak yatırımları da etkilemez” ifadelerini kullandı.
‘ABD’nin mektubunun bir tesiri olmadığını görüyoruz’
Öte yandan daha önce de ABD Hazine Bakanlığı, "ABD'nin yaptırım uyguladığı Rus kişi veya kuruluşlarla ilişki kurulması halinde Türk kuruluşların yaptırım riskine maruz kalabileceğini" belirten bir mektubu TÜSİAD, MÜSİAD ve TOBB’a yollamıştı. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de "Türk iş dünyası örgütlerine iletilen mektubun iş çevrelerimizde bir endişe yaratması anlamsızdır" açıklamasında bulunmuştu.
ABD’nin bu mektubunu da değerlendiren Tüzmen, “Türkiye’deki sivil toplum örgütlerine birtakım ikazları yapmaya çalışıyorlar. Ama bunların bir tesiri olmadığını görüyoruz. Çünkü Türkiye’nin yönetimindekiler Rusya’nın ne kadar önemli bir ülke olduğunu biliyorlar. Ukrayna’nın da eski günlere dönüp ticaretiyle ayağa kalkmasını istiyorlar. Türkiye’nin her iki liderle birden görüşebilmesi ve dünya barışına faydalı olacak şekilde girişimlerin yapılması bence çok olumludur” dedi.