Rusya lideri Putin, Vladivostok kentinde gerçekleştirilen Doğu Ekonomik Forumu’ndaki açıklamalarında, “Ukrayna tahılının ülkeden çıkarılması için her şeyi yaptık. Bunu Türkiye ile beraber yaptık. Türkiye’yi arabulucu ülke olarak dışarıda bırakırsak, Ukrayna’dan çıkarılan tahılın neredeyse hepsi gelişmekte olan yoksul ülkelere değil AB ülkelerine gitti” dedi.
BM'nin gıda programı ile Ukrayna’dan ayrılan 87 gemiden sadece ikisine tahıl yüklendiğini, bu gemilerle de sadece 2 milyon ton tahılın 60 bin tonunun ülkeden çıkarıldığını belirtti.
‘Kolonici Avrupa, Ukrayna tahılı konusunda Afrika ülkelerini ve bizi kandırdı’
Yani Ukrayna’dan çıkarılan tahılın sadece 60 bin tonunun Afrika ülkeleri gibi yoksul ülkelere gönderildiğini kaydeden Putin, Avrupa ülkeleri için ‘gelişmekte olan ülkeleri kandıran koloniciler’ olarak tanımladı.
“Belki de Ukrayna’dan çıkarılan tahılın ve ticari gıda ürünlerinin (Avrupa’ya) gidişini sınırlamak üstünde düşünmek gerekiyordur” diyen Rusya lideri, “Bu konuda Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile muhakkak istişare edeceğim” diye ekledi.
Ukrayna’daki tahılın ülkeden çıkarılmamasının yoksul ülkelerde gıda krizi yaşanmasına neden olabileceği yönündeki argümana karşılık, ülkeden çıkarılan tahılın büyük kısmının Avrupa’ya gönderilmesi nedeniyle, İstanbul’da yapılan ve 120 gündür yürürlükte olan tahıl anlaşması için, “Utanmadan yapılmış bir başka aldatma. Bizi aldattılar” dedi.
Bununla beraber, tahıl anlaşmasının Ukrayna tahılının ülkeden çıkarılmasının yanında Rus gıda ürünlerinin dünya pazarlarına ulaşması önündeki engellerin kaldırılmasını da içerdiğini hatırlatan Rusya Devlet Başkanı, söz konusu sınırlamaların hâlâ kaldırılmamış olması nedeniyle küresel gıda fiyatlarının artmaya devam ettiğini belirtti.
“Bu, öyle sinsice düzenlenmiş bir yapı ki, doğrudan bir yaptırım bulunmasa da lojistikle, gemilerin taşıdığı yüklerle, para transferiyle ve sigortalarla ilgili kısıtlamalar var” ifadelerini kullanan Putin, “Böyle bir yaklaşımla dünyadaki gıda sorununun boyutu sadece büyür, bu da benzeri görülmemiş insani bir felakete yol açabilir” uyarısında bulundu.
'Rusya’nın enerjiyi silah olarak kullandığını söylüyorlar, bir saçmalık daha'
Öte yandan Rusya Devlet Başkanı, Vladivostok’tak açıklamalarında, ülkesinin enerjiyi silah olarak kullandığı suçlamalarını da reddetti.
Putin, “Rusya’nın enerjiyi silah olarak kullandığını söylüyorlar. Bir saçmalık daha! Nasıl bir silah kullanıyormuşuz? Talepler doğrultusunda talep edildiği kadar enerji tedarik ediyoruz” ifadelerini kullandı.
'Bize türbin verin ve yarın Kuzey Akım-1 boru hattından gaz akışını başlatalım'
Rusya lideri, Gazprom’un gaz akışını durdurduğu Kuzey Akım-1 boru hattına ilişkin ise, Alman Siemens üretimi boru hattı türbininin kendilerine hâlâ teslim edilmemiş olmasına atıfla, “Bize türbini verin ve yarın Kuzey Akım-1 boru hattından gaz akışını başlatalım. Fakat vermiyorlar” dedi.
Putin, Rus gazının Avrupa’ya ulaşımının kısıtlanmış olmasıyla ilgili olarak, Kiev’in Rus gazının Ukrayna üstünden transit geçisini sınırlandırdığını, Polonya’nın Belarus üstünden sevkiyatı durdurduğunu ve Avrupa’nın da Gazprom’u, boru hattı türbinini Kuzey Akım-1 için faaliyete geçirmesini imkansız bir pozisyona soktuğunu kaydetti.
Rusya lideri şöyle devam etti: “Koronavirüs pandemisinin yerini, dünyanın tamamını etkileyecek başka küresel tehditler aldı. Bunu söylerken, Batı’daki yaptırım telaşından; kendi davranış biçimlerini başka ülkelere kabul ettirmek, onları bağımsızlıklarından yoksun bırakmak ve onları kendi iradelerine itaat ettirmek için hiç de örtük olmadan ortaya koydukları saldırgan girişimlerden bahsediyorum.”
Bununla beraber Asya-Pasifik bölgesi ülkelerinin dünyadaki rolünün ciddi anlamda arttığını kaydeden Putin, “Bölgedeki ortaklık ilişkileri insanlarımız için oldukça büyük yeni fırsatlar yaratacak” değerlendirmesini yaptı.
'Üst limit belirlemek de başka bir aptallık'
Rusya Devlet Başkanı, AB’nin Rus gazı ve petrolü fiyatı için bir üst limit belirlemek istemesini ‘aptallık’ olarak niteledi: “Bu da başka bir aptallık, pazara uygun olmayan, geleceği olmayan yeni bir karar. Zira ticaretteki her sınırlama sadece fiyatların artmasına neden olur. Biz her daim uzun süreli sözleşmeleri temel aldık, zira herkes istikrarın süreceğine inanmak ister. Onlarsa spot fiyatlarda ısrarcı oldu ve aptalca kararlar aldılar. Fiyatlar 3 bin euro’ya fırladı. Şimdi ise bu durumdan nasıl kurtulacaklarını düşünüyorlar.”
‘Bize iradelerini dayatacak konumda değiller, kendilerine gelsinler’
Rusya lideri, AB’nin Rus enerji kaynakları için fiyat sınırlaması uygulama planlarına ilişkin ayrıca şunları söyledi: “Enerji kontratlarındaki yükümlülüklerimizi tamamıyla yerine getireceğiz, fakat söylemeliyim ki eğer ki birileri bize bir şeyi dayatmayı denerse, bugün bize kendi iradelerini dayatabilecek bir konumda olmadıklarını söylemek isterim. Kendilerine gelsinler.”
‘Sözleşmelere aykırı olan siyasi kararlar alınırsa AB’ye gaz, petrol ve kömür tedarikini keseriz’
Bununla beraber Putin, kendi çıkarlarına uymaması durumunda Rusya’nın ülke dışına hiçbir ürün tedarik etmeyeceği uyarısını yaptı: “Sözleşmelerle belirlenmiş birtakım yükümlülükler mevcut, ancak söz konusu sözleşmelere aykırı olan siyasal kararlar alınırsa, biz de bu sözleşmelerin şartlarını yerine getirmeyeceğiz. Çıkarlarımıza uymaması halinde hiçbir şey tedarik etmeyeceğiz. Ne gaz ne petrol ne kömür ne de mazot tedarik edeceğiz.”
'Donetsk ve Lugansk'a BM Şartı'na tamamen uygun şekilde yardım ediyoruz'
Putin, Rusya'nın Ukrayna'dan tek taraflı bağımsızlık ilan eden Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetlerine (DHC ve LHC) BM Şartı'nın hükümlerine tamamen uygun şekilde yardım ettiğini belirtti.
BM Şartı'nda ülkelerin kendi geleceklerini tayin etme hakkına sahip olduğunun belirtildiğini anımsatan Rusya lideri şunları söyledi: "Kosova krizi sırasında BM Uluslararası Mahkemesi, bir karar aldı ve bu karar uyarınca eğer bir ülkenin herhangi bir bölümü bağımsızlık ilan etmek isterse, o ülkenin merkezi hükümetinden izin almak zorunda değil. Bu Kosova'da uygulanabiliyor. DHC ve LHC'de neden uygulanmasın? Her şey aynı. DHC ve LHC, bu haklarını kullanarak bağımsızlıklarını ilan ettiler. Biz ve herhangi başka bir ülke onları tanıma hakkına sahip mi? Sahip ve biz tanıdık. Onları tanıdığımıza göre, onlarla dostluk, işbirliği ve yardımlaşma anlaşmaları imzalayabilir miyiz? Elbette imzalayabiliriz. Bu anlaşmayı imzaladık ve Rusya parlamentosu ile onların parlamentoları tarafından onaylandı. Anlaşmada, saldırganlık durumunda yardım sunulması gibi Rus tarafına yüklenen yükümlülükler var. Mevcut durumda, Kiev rejiminin saldırganlığı söz konusu, bu gayrimeşru, zira altında Ukrayna'daki mevcut hükümetin ilk kaynağı olarak devlet darbesi yatıyor."
Irak ve Libya örneklerini vererek bu iki ülkenin yerle bir edildiğine dikkat çeken Putin, "Uluslararası hukuk nerede? Bu tür saldırgan eylemler düzenleyen herkes, bunun uluslararası hukuka uygun olmadığının ve bundan dolayı uydurulmuş kurallardan bahsettiklerinin farkına varmalı. Ne kuralı, neler uyduruyorlar? Bu kuralları nereden çıkarıyorlar? Bırakın onlara göre yaşasınlar" diye ekledi.
‘Gazprom ile Çin’in doğalgaz alım satım işlemlerinde ruble ve yuan’ın payı yüzde 50-yüzde 50 olacak’
Rusya lideri bunun yanında, Rus Gazprom ile Çin’in CNPC şirketinin doğalgaz alım satımında yerel para birimleri ruble ve yuan kullanılmasına ilişkin ek anlaşma yapmış olmasına ilişkin, alım satım işlemlerinde ruble ve yuan dağılımının yüzde 50-yüzde 50 olacağını kaydetti. Bu, Çin’in Rusya’dan satın aldığı doğalgaz için ödeme işlemlerinin yüzde 50 oranında ruble, yüzde 50 oranında yuan üstünden gerçekleştirileceği anlamına geliyor.
‘UAEA denetçileri, AB ve ABD’nin baskısı altında olduklarından Zaporojye nükleer santraline ateş açanın Ukrayna olduğunu doğrudan söyleyemezlerdi’
Öte yandan Putin, Ukrayna’da şubattan beri Rusya ordusunun kontrolünde olan Zaporojye nükleer enerji santralinde denetim gerçekleştiren Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) santraldeki duruma ilişkin hazırladığı rapora güvendiğini, fakat UAEA denetçilerinin, AB ve ABD’nin baskısı altında santrale ateş açan tarafın Ukrayna olduğunu doğrudan söyleyemeyeceklerine inandığını belirtti.
'Ukrayna'da Nazi rejimine karşı çıkan çok sayıda insan var'
Putin, Ukrayna'da Kiev'in politikasını kabul etmeyen ve Nazi rejimine karşı çıkan çok sayıda insan bulunduğunu ifade etti. Rusya lideri, "Sizi temin ederim ki, Ukrayna'da bu rejimden nefret eden çok sayıda insan var. Elbette biz olup biteni anlayan ve bu durumla mücadeleye hazır olan bu insanlara güvenmeliyiz. [Onlar] orada neo-Nazi rejiminin baskısı altındalar. Sizi temin ederim ki böyle birçok insan var, onlarla ilişkilerimizi sürdürmeliyiz ve bunu yapacağız. Rusya-Ukrayna ilişkilerinin geleceğinin bizzat Ukrayna toplumunun bu kesiminin ellerinde olduğuna eminim" diye konuştu.
'AB'nin vize kısıtlamalarına simetrik yanıt vermeye gerek yok'
Putin, AB'nin Rusya'ya vize kolaylığı sağlayan anlaşmayı reddetmesine simetrik yanıt verilmesini gerekli bulmadığını belirtti.
Her zaman simetrik yanıt verilmesinden yana olan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un muhtemelen kendisine kırılacağını söyleyen Putin, "Çıkarlarımıza uygun olmayan hiçbir şeyi yapmamalıyız. Gençlerin gelmesine ve bizde öğrenim görmesine ilgi duyuyoruz. Tüm kısıtlamalara rağmen iş dünyasının buraya gelmesine ve bizde çalışmasına ilgi duyuyoruz" dedi.
'Dünya çok daha adil hale gelmeli'
Rusya'nın dünyanın çok daha dahil hale gelmesi, tek bir ülkenin diktesi altında olmaması gerektiğini savunduğunu kaydeden Putin, Moskova'nın uluslararası hukuku ihlal ettiğine dair suçlamaların asılsız olduğunu, ihlalde bulunanların Libya ve Irak'a giren ülkeler olduğunu vurguladı.
'İngiltere'deki başbakan değişim prosedürü, demokratik ilkelerden uzak'
İngiltere'de başbakan değişim prosedürünün demokratik ilkelerden uzak olduğunun altını çizen Putin, halkın bu süreçte yer almadığına dikkat çekti.
Londra'nın yeni Başbakan Liz Truss döneminde Moskova'yla ilişkileri nasıl inşa edeceğinin o ülkedeki elit sınıfın meselesi olduğunu söyleyen Putin, "Bizim meselemiz, çıkarlarımızı korumak ve bunu tutarlı bir şekilde yapacağız, kimsenin şüphesi olmasın" ifadelerini kullandı.
'Rus ekonomisinde istikrar sağlandı'
Rusya'nın Batı'nın ekonomik, mali ve teknolojik saldırganlığıyla başa çıktığını anlatan Putin, Avrupa'dan tedarike dayanan bazı sektörler ve bölgeler dışında ülkedeki ekonomik durumun istikrara kavuştuğunu kaydetti.
İşsizliğin tarihin en düşük seviyelerinde, yüzde 4'ün altında olduğunu, enflasyonun düşmeye devam ettiğini ve yıl sonunda yüzde 12 civarında gerçekleşebileceğini söyleyen Putin, 2023'ün ilk çeyreğinde enflasyonun yüzde 5-6, bazılarına göre yüzde 4 seviyesine gerileyebileceğini ekledi.
‘Rusya, Ukrayna operasyonu yüzünden hiçbir şey kaybetmedi’
Rusya Devlet Başkanı, ülkesinin Ukrayna’da özel askeri operasyon başlatmasından beri hiçbir şey kaybetmemiş olduğunu ve şu anda da kaybetmediğini söyledi: “Eminim ki hiçbir şey kaybetmedik ve kaybetmiyoruz. Ne edindiğimize gelince, söyleyebilirim ki edindiğimiz en mühim şey, egemenliğimizin güçlenmesi oldu. Şu an olanların kaçınılmaz sonucu bu oldu. Tabii ki hem dünyada hem de ülke içinde belli ölçüde bir kutuplaşma yaşanıyor. Fakat bana göre bu sadece bizim yararımıza olacaktır.”
Putin sözlerini şöyle sürdürdü: “Rusya, egemen bir ülke, bağımsız bir politika sürdürerek ulusal çıkarlarımızı her daim savunacağız. Kaldı ki partnerlerimizde de bu özelliğin bulunmasını kıymetli buluyoruz. Tabii ki Asya-Pasifik bölgesindeki meslektaşlarımızdan bahsediyorum. Zira bu bölgede yaptırımların yıkıcı mantığını benimsemiyorlar; iş ilişkilerinin merkezinde karşılıklı çıkarlar yer alıyor. Söz konusu bölgenin rekabet konusundaki büyük avantajı da buradan geliyor.”
‘Avrupa’nın gelişim seviyesi ABD’nin uluslararası ilişkilerdeki diktatörlüğünün korunması adına kurban edildi’
Rusya lideri, bunun aksine ülkesine yaptırım uygulamayı seçen ülkelere ilişkinse şu değerlendirmeyi yaptı: “Batı’daki yaptırım salgınının katalizörü, ABD’nin kurmak istediği hakimiyet ve Batı’daki elit kesimin nesnel gerçeklikleri fark etme becerisinden yoksun olmasıdır. Bunun sonucu olarak Avrupa’nın gelişim seviyesi ve buradaki insanların yaşam kalitesi ateşe atıldı, ABD’nin uluslararası ilişkilerdeki diktatörlüğünün korunması adına kurban edildi.”