GÖRÜŞ

Gazeteci Karakaya: Fransa, Türkiye düşmanlığı ile kendi beceriksizliğini gizliyor

Fransa’nın Türkiye’yi suçlayan açıklamaları iki NATO müttefiki arasındaki ilişkileri daha da gerdi. Afrika’da Türkiye’den rahatsız olan, Yunanistan ile ihtilafta açık taraf olan Fransa’nın tutumunu Sputnik’e değerlendiren gazeteci Fatih Karakaya, “Sadece algılar ile körüklenen bu düşmanlık kendi beceriksizliklerini gizlemeye yetiyor” dedi.
Sitede oku
Türkiye ve Fransa ilişkilerindeki gerginlik yeni değil. Ancak Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Türkiye’yi suçlayan son açıklamaları Ankara’dan sert tepkiyle karşılandı.
Fransa’nın eski sömürgesi Kuzey Afrika ülkesi Cezayir’i ziyaret eden Macron, Türkiye menşeli ağların (Afrika'da) Fransa düşmanlığı ve Fransa karşıtı propaganda yürüttüğünü söyledi. Macron, ayrıca, “Türkiye, Rusya ve Çin'de, aktivizm, neo-kolonyal ve emperyalist ajandaları olan ve el altında Fransa düşmanlığı yapan ağlar var. Tek bir düşman var, Fransa. Bunda hepsi birleşiyor" diye konuştu.

Türk Dışişleri: Fransa'nın olgunluğa erişmesini temenni ediyoruz

Türkiye Dışişleri Bakanlığı ise bu açıklamaya cevabında "Başta Cezayir olmak üzere Afrika'daki sömürgeci geçmişiyle yüzleşmekte zorlanan Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un, ülkemiz dahil başka ülkelere yönelik ithamda bulunarak sömürgeci geçmişinden sıyrılmaya çalışması kabul edilemez" ifadelerine yer verdi. Bakanlık açıklamasında, “Fransa, Afrika kıtasında, kendisine yönelik tepkiler olduğunu düşünüyorsa, bu tepkilerin kaynağını kendi sömürgeci geçmişinde ve bunları hala farklı yöntemlerle devam ettirme çabalarında aramalı ve bunu düzeltme yoluna gitmelidir. Kendi geçmişine ilişkin sorunlarla yüzleşmek ve bunları çözmek yerine, bu tepkilerin üçüncü ülkelerin faaliyetleri nedeniyle ortaya çıktığını iddia etmek sadece sosyolojik bir olguyu ve tarihi yadsımak değil, aynı zamanda bazı siyasetçilerin sahip olduğu çarpık bir zihniyeti de yansıtmaktadır. Fransa'nın, en kısa zamanda, kendi sömürgeci geçmişiyle, ülkemiz dahil başka ülkelere ithamda bulunmadan yüzleşebilecek olgunluğa erişmesini temenni ediyoruz” ifadeleri de yer aldı.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna’nın Türkiye ziyaretinde konuştu. İki ismin düzenlediği basın toplantısında konuşan Çavuşoğlu, "Sayın Macron'un açıklamaları son derece talihsiz olmuştur. Sonuçta Türkiye olarak biz Afrika'da veya başka yerde hiçbir ülkeyi rakip olarak görmüyoruz ve hiçbir ülkeyle de bir problemimiz yok" dedi.

‘Fransa eski sömürgelerinden kovuluyor’

Fransa’da yaşayan gazeteci Fatih Karakaya, Türkiye ve Fransa arasındaki “Afrika” gerilimini Sputnik’e değerlendirdi.
Karakaya, “Aslında Fransa’nın Türkiye karşıtlığı yeni değil. Osmanlı dönemi, daha sonra Cumhuriyet dönemi bile Fransa’nın Türkiye’ye karşı tepeden bakmasına şahit oluyoruz” diyerek şunları ekledi:
“Son yıllarda ise eski Cumhurbaşkanı Sarkozy ile başlayan ve halefleri Hollande ve Macron ile devam eden bir süreç var. Bunun en büyük sebebi elbette Türkiye’nin Afrika’da Fransa’ya rakip olması. Fransa eski sömürgelerinden kovuluyor, istenmeyen ülke ilan ediliyor çünkü o ülkelerin gelişmesine katkı sunmadığı gibi terörle mücadele adı altında o ülkelerin iç savaştan boğulmasına sebep oluyor. Aslında daha garip olanı rakamlarla konuşacak olursak Türkiye Afrika’da o kadar da ileri seviyelerde değil. Evet, Cumhuriyet tarihinde en büyük atılımlar yapılmış, temsilcilikler açılmış, uçuş noktaları açılmış. Ama ticari açıdan ne Rusya’nın ne de Çin’in yanına bile yaklaşamıyoruz. Ama buna rağmen sürekli Türkiye’nin gündemde tutulması iç politika ile alakalı. Türkiye karşıtlığı Müslüman olması, nüfusunun genç olması, tarihten gelen ‘potansiyel düşman’ olması siyaseten daha kazançlı oluyor. Bugün Fransa’da Rusya yanlısı partiler bile varken Türkiye yanlısı yok. Buna rağmen medya ve siyasiler Türkiye üzerinden oy devşirmeye çalışıyor. Örneğin seçimlerden önce Macron, ‘Türkiye seçimlere müdahale edecek’ demişti. Ama hiçbir delil hatta hangi parti lehinde dememişti. Sadece algılar ile körüklenen bu düşmanlık bir bakıma kendi beceriksizliklerini de gizlemeye yetiyor.”

‘Macron ikiyüzlü tavırlarını Rusya görmeyecek sanıyor’

Macron’un bir başka açıklaması da Rusya-Ukrayna krizinde Türkiye’nin aldığı role dair oldu. Macron, "Türkiye'nin Rusya ile görüşmeye devam eden tek dünya gücü olmasını kim ister?" diyerek "Uzun bir savaşa hazırlanmalı, gerginliği önlemeli ve barışı hazırlamalıyız. Barışa hazırlanmak, birkaç gün önce yaptığım ve tekrar yapacağım üzere Rusya dahil tüm taraflarla görüşmek anlamına geliyor" ifadelerini kullandı.
Karakaya, bu konuda yaptığı değerlendirmede ise şunları kaydetti:
“Macron gerçekten bu konuda ikiyüzlü olmayı çok seviyor. Fransa, Ukrayna-Rusya savaşı çıktığında seçim dönemime girmişti ve Macron, Rusya yanlısı partileri yerden yere vuruyordu. Diyalog çağrılarını iç siyasette kullanıp oy istiyordu. Ama aynı zamanda ‘barış elçisi’ gibi Rusya lideri ile görüşmeler talep ediyordu. Hiçbir teklifi kabul görmediği gibi Ukrayna’yı bile kızdırmıştı. Şimdi Fransa görüşmelerde artık yok. Kimse de Macron’un dediğine bakmıyor. Ama Macron şimdi çıkıp ‘Türkiye yalnız başına yürütüyor halbuki ben diyalog devam etsin falan demiştim’ demeye getiriyor. Kendisinin ikiyüzlü davrandığını Rusya görmeyecek sanıyor.”

‘Irak ve Afganistan’ı işgal için kullandıkları dili yine kullanıyorlar’

Avrupa’daki enerji krizinin Fransa’ya yansımalarını da değerlendiren Karakaya, “Macron, nükleer santrallerin kapatılmasına karar vermişti. Bakımsızlıktan çürüyordu. Gaza üstelik Rusya gazına bağımlı olunca halkta hoşnutsuzluk oldu. 2021 yılında 85 euro olan elektriğin megawatt/saat ücreti 2023 için 1000 euroya satılmaya başladı. Halkı tasarrufa, kombileri kısmaya çağırıyorlar. Yazın da kuraklık olması nedeni ile şimdi gaz sıkıntısını da iklim değişikliği çerçevesinde tasarruf diye halka dayatmaya başladılar. ‘Bu kadar kısıyoruz ama elimizde gaz olmadığı için değil dünyayı kurtarmak için kısıyoruz’ demeye getiriyorlar. Tabii hiç inandırıcı değil. Ancak maalesef yine medya orduları ile özgürlük-demokrasi-insan hakları-batı değerleri gibi kavramları öne sürüp bunları korumanın bir bedeli olacağını halka inandırıyorlar. Bir zamanlar Irak ve Afganistan’ı işgal için kullandıkları dili yine kullanıyorlar. Dolayısıyla Fransa’nın Rusya politikasında bir değişiklik yerine halkı kandırmaya devam edeceklerini düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

‘Kimin haklı kimin haksız olduğuna bakmadan Yunanistan’ı destekleyecekler’

Fransa Dışişleri Bakanı Colonna da Ankara’nın hemen ardından Atina’ya giderek Fransa’nın, tehdit ve egemenliklerine karşı ihlal olması halinde Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ı desteklemeye devam edeceklerini söyledi.
Gazeteci Fatih Karakaya, bu konudaki değerlendirmesinde ise şunları kaydetti:
“Fransa’nın bu tutumu da yeni değil. Her zaman kimin haklı kimin haksız olduğuna bakılmaksızın Yunanistan desteklenmeye devam edecek. Bunun sebebi yine iç politika. Müslüman Türklere karşı Hristiyan Yunanistan savunmak daha kazançlı. Erdoğan’ın şeytanlaştırıldığı, Türkiye’nin tezlerinin hiç dikkate alınmadığı, Yunanistan’ın S-300 olmasına rağmen, S-400lerin gündeme geldiği bir süreçteyiz. Irkçı faşist partilerin yükseldiği dönemde, aklı selimin yitirildiği bu günlerde başka olması zaten beklenemez.”
Yorum yaz