Akit’ten ayrılmasının yeni bir takım tartışmaları da beraberinde getirdiğini yazan Dilipak, “Susmayacağımı benim okurlarım bilirler. Bundan sonraki yol haritam, 15 Eylül’e kadar inşallah netleşir. 14 Eylül’de AK Parti davası var; İstanbul’da, Küçük Çekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesinde, saat 10.00’da. Dedikodularla, gereksiz tartışmalarla kaybedecek zamanım yok. Ekonomi, siyaset, sağlık, eğitim, adalet, yolsuzluk, aile, ahlaksızlık, dış politika gibi konular her zaman gündemimde olacak” diye yazdı.
Dilipak özetle yazısına şöyle devam etti:
Biz kimsenin karşısında ya da yanında değiliz. HAK merkezli bir bakış açısına sahibiz. Dini, etnik, ideolojik, politik, felsefi ve vicdani kanaat farklılıklarına dayalı ayrıştırıcı, kışkırtıcı bir tavır içinde değiliz ve olmayacağız. İnsanlarla ittifak ettiğimiz konularda, noktalarda birlikte çalışabilir, ihtilaf ettiğimiz konularda, temel hak ve hukukumuza yönelik bir tehdit oluşturmadıkları sürece onlarla bir arada yaşayabiliriz. Erdem ve meşruiyet temelinde, herkesle dirsek teması kurmaktan yanayız.
Övünmeyi ve dövünmeyi bırakıp, Halka hizmeti, Hakk’a hizmetin vesilesi sayan bir akla ihtiyacımız var.
Magazinleşen din, siyaset, tarih ve sağlık fitnesinden kurtulup, aşk ve öfke büyüsünden sıyrılıp gerçeklerle yüzleşme cesareti gösterip, farklılıklarımıza rağmen barış içinde bir arada yaşamak için bir irade ortaya koyabilirsek, umulur ki, Allah’ın yardımı bize ulaşır ve kurtuluşa erenlerden oluruz. Değilse müstevliler ve onları yerli işbirlikçileri, dâhili ve harici bedhahlar aynı ülkenin çocukları birbirine düşürür ve onların kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmeye devam ederler. Herkes ötekinin gözünde çöp aramadan önce kendi gözündeki merteği çıkartsın.
Gelecek günler, geçen günleri aratmasın istiyorsanız, yeryüzünün bütün erdemli, namuslu, şerefli insanları, ortak bir kelimeye gelin. Birleşin!"