İşte Şeyhmus Baraş’ın açıklamalarından satırbaşları:
‘’Duruşma sürecinde karşı taraftan direk bire bir bizzat bana ulaşan değil ama dolaylı yoldan bana ve avukatıma ulaşan tehditler olduğu için SEGBİS sistemiyle uzaktan duruşmaya katıldım. Güvenliğimizin sağlanması açısından SEGBİS ile bağlandık çünkü 21 Temmuz’daki duruşmada tutukluluk hallerinin devamına kararı çıktıktan sonra duruşma çıkışında ölüm tehditleri aldık. Tekrar aynı riski almak istemedik.’’
‘’Duruşma sırasında soruşturma kapsamında hiç bulunmamış hiç ifadesi alınmamış olayın üzerinden iki ay geçmesine rağmen mahkemeye çağrılan iki şahıs vardı. Bu kişiler tanık olarak gelip aynı metni söyleyip, benim şahıslara küfrettiğimi, benim saldırdığımı hatta biraz daha uzatsalardı benim 3-4 kişi darp edeceğimi söyleyeceklerdi. Karşı taraf hiç küfretmemiş, beni yatıştırmaya çalışmış hatta darp bile etmemişler. Tanıkların ifadesinde bunlar vardı ama kamera kayıtları ortada. Olayın en acı tarafı kurumda çalışan hemşire bir arkadaşım olaydan birkaç saat sonra karakola gidip olayı eksiksiz anlatmıştı ve ifadesi tanık olarak dosyada yer alıyordu. Bu sefer tekrar dinlenmek üzere çağrıldığın siyaha beyaz dermiş gibi ifadesini tamamen değiştirerek yalan ifadede bulundu. Beni darp edenler 50 gün içerisinde serbest kalmış oldu.‘’
'Bir umudum vardı, o da bitti'
‘’Sağlıkta şiddet açısından bir umudum vardı. Sağlıkta şiddet uygulanacaksa bunu yapan cezasını çekecek diye düşünüyordum. 50 gün sonra tiyatro gibi sergilenmiş bir duruşma sonucu hemen serbest bırakılmaları o ümidi tekrar sümen altı etmiş. Ben artık yurt dışında hekimlik yapmayı düşünüyorum. Hekimlik yapmak istediğim ülke Finlandiya. Kararı vermek zor, gitmek kolay. Birçok Avrupa ülkesi Türk hekimlerinin ne kadar iyi standartlarda yetiştiğini biliyor o yüzden denklik istemiyor sadece dil sınavını geçmesini istiyor.’’