1 / 6
Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü tarafından 2020 yılında 1380 sayılı 'Su Ürünleri Kanunu'nun güncellemesi ile Marmara Denizi başta olmak üzere denizlerde daha ciddi ve uygulanabilir koruma tedbirleri başlatıldı.
© DHA
2 / 6
Koruma tedbirleri kapsamında, sadece Marmara Denizi'nde son 2,5 yılda kaçak avcılık yaparak biyoçeşitliliğe zarar verdiği tespit edilen 250'ye yakın tekneye el konulup, kamuya devredildi.
© DHA
3 / 6
Marmara Denizi'nde kontrolsüz avlanma tehdidi altında olan kalkan, nesli tükenmekte olan deniz canlısı pina, kırlangıç balığı, deniz çayırları gibi pek çok canlı tekrar görülmeye başlandı.
© DHA
4 / 6
Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Altuğ Atalay, koruma çalışmaları ile Marmara Denizi'nin farklı türlere yuva olmaya başladığını belirterek, şunları söyledi:
"Tüm su ürünleri ve balıkçılık aslında 1380 sayılı 'Su Ürünleri Kanunu'na tabi yapılıyor. Bu kanun 2020 yılında Meclis tarafından güncellendi. Bu güncelleme ile hem Marmara'da hem de diğer bölgelerimizde çok daha ciddi ve uygulanabilir koruma tedbirleri başlattık. Örneğin; 2020 yılının başından itibaren 2.5 yılda sadece Marmara'da kaçak avcılık yapan 250 tekneyi kamuya geçirdik, el koyduk, büyük bir kısmını kamu kurum ve kuruluşlarına bağışladık ya da parçaladık. Çünkü kanun gereği bunlar tekrar balıkçıya geri verilmiyor. Bunun altyapısına baktığımızda da balıkçıların kurallara uyması ile Marmara'da da diğer denizlerimizde de biyolojik çeşitlilik zenginlinin arttığını tespit ediyoruz. Hem bakanlık olarak yaptığımız çalışmada hem Bursa Büyükşehir Belediyesi ve diğer belediyelerin yaptığı çalışmalarda hem de özel yapılan çalışmalarda özellikle su altı fotoğrafçısı ve belgesel yapımcısı Tahsin Ceylan'ın çektiği görüntülerde koruma altına aldığımız alanların biyolojik zenginlik açısından neredeyse eski haline ulaştığını, pek çok canlıya tekrar yuva olduğunu görüyoruz."
© DHA
5 / 6
Genel Müdür Atalay, artan türlere örnek vererek, "Bunlar arasında nesli neredeyse Akdeniz'de tükenmekte olan pina gibi canlılar, kırlangıç balığı ve deniz çayırlarının hızla geliştiğini, eski canlılığına kavuştuğunu tespit etmek bizleri mutlu ediyor. Bu alanda müsilajın etkisi de kalmadı diyebiliriz. Balıkçılarımız son derece memnun, 1980’lerden beri av vermeyen uskumru tekrar avlanmaya başlandı. Mesela kalkan, bunlar göç koridoru olan Marmara ve boğazlardaki koruma tedbirlerinin artması ile oldu" diye konuştu.
© DHA
6 / 6
Atalay, Marmara'da denizin alt tabakasında oksijenin azalmasının, balıklara etkisinin olup olmayacağına ilişkin de "Marmara çok derin bölgesi olan bir deniz. Dipten avlanan balıklar daha çok kıyı bölgelerinde oluyor, asıl Marmara'da avcılığı yapılan türler ise dibe yansımayan ya da orta derinlikte yüzen balıklar. Dolayısı ile bundan etkilenmezler. Balıklar rahatlıkla oksijenin uygun olduğu bölgeleri seçerler ve ona göre yerlerde bulunurlar. Tabi Marmara'yı korumaya devam etmek gerekir. Özellikle Marmara Denizi'nde koruma altına alınan alanlarda biyoçeşitliliğin ciddi şekilde arttığını biz görüntüler ile tespit ediyoruz. Yaptığımız çalışmaların tamamında ve balıkçıların memnuniyetinde bunu rahatlıkla görüyoruz ki Marmara'da koruma alanları karşılığını veriyor" dedi.
© DHA