Batı blokunun ‘gıda krizi’ yaratmakla suçladığı Rusya’nın aldığı inisiyatif ve Türk yönetiminin diplomatik hamleleriyle başlayan tahıl koridorundan sevkiyatlar devam ediyor. Ukrayna limanlarından çıkan tahıl yüklü gemilerin sayısı 14’ü bulurken, bu gemilerin rotası ABD Başkanı Joe Biden’ın deyimiyle ‘açlıktan ölecek olan’ Afrika ülkelerine henüz çizilmedi. Kiev’in açıkça “Ülkemizin güvenliğiyle ilgili sorun çözülmezse, hiçbir tahıl hiçbir yere ve hiç kimseye gitmeyecek” sözlerine rağmen Rusya’ya suçlamalarda bulunan Batı bloğunun başını ise, zamanında ABD ve NATO’nun Libya’ya saldırısını BMGK’ya kabul ettiren Samantha Power çekiyor. Barack Obama’nın Ulusal Güvenlik Konseyi’ne atadığı Power, mevcut durumda ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı'nın başında bulunuyor.
‘Şu ana kadar tek bir gemi bile açlık çeken Afrika veya Güney Asya ülkelerinin kıyılarına ulaşmadı’
Rusya Dışişleri Bakanlığı Enformasyon ve Basın Dairesi Başkan Yardımcısı İvan Neçayev yaptığı açıklamada “Maalesef şu ana kadar tek bir gemi bile açlık çeken Afrika veya Güney Asya ülkelerinin kıyılarına ulaşmadı. Ağırlıklı olarak batı limanlarına gidiyorlar” dedi. İhraç edilen ürünlerin buğday değil, çoğunlukla mısır ve ayçiçek yağı olduğuna dikkat çeken Rus diplomat, bunun Batı'nın küresel gıda güvenliğinin ‘tahıl anlaşmasına’ bağlı olduğu yönündeki açıklamalarının samimiyetten uzak olduğunu gösterdiğine vurgu yaptı.
Ekim alanları azalıyor, küresel buğday üretimi düşüyor
Öte yandan, Gıda Krizine Karşı Küresel Ağ'ın açıkladığı (GNAFC) 2021 raporunda, 53 bölgede yaklaşık 193 milyon insan kriz ya da daha kötü seviyelerde akut gıda güvensizliği yaşadı. Akut gıda güvensizliği çekenler 2020'ye göre 40 milyon kişi daha fazla. Çatışmaların gıda güvensizliğinin ana itici unsuru olmaya devam ettiğinin vurgulandığı analizde, Rusya'nın Ukrayna'ya başlattığı operasyondan önce olmasına rağmen 'küresel gıda sistemlerinin birbirine bağlı doğasını ve kırılganlığını' ortaya koyduğuna işaret edildi.
Batı basınında ‘açlık Afrika’dan göçü artıracak’ vurgusu; Afrika ülkelerinden çare çağrısı
Batı basınında Avrupa Birliği’nin, Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışmanın Afrika’da ‘katasrofik kitlesel kıtlığa’ ve yeni göç dalgalarına yol açmasından, uluslararası toplumun parçalanma riskinin önemli ölçüde artmasından korktuğunu belirtirken, Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall, Africa CEO Forum'da yaptığı konuşmada “Afrika'nın, tüm ortaklarıyla, tıpkı Avrupa'nın gaz satın alma mekanizması gibi bir çözüm bulması gerekiyor. Bu çözüm, bize Rusya'dan gübre veya buğday ithal etmeye devam etmemiz için ödeme yapabilme kolaylığı sağlayacak. Yeteri kadar konuşmuyoruz ama ihtiyaç duyulan gübreyi alamazsak gerçek bir kıtlıkla karşı karşıya kalacağız” ifadelerini kullandı.
ABD Tarım Bakanlığı’nın (USDA) Mayıs ayında yayınladığı ‘Tahıl: Dünya Piyasaları ve Ticaret’ raporuna göre, küresel buğday üretiminin dört yıldır ilk kez düşmesi muhtemel. Yayınlanan rapor, 2022-2023 toplam küresel buğday üretiminin önceki yıla göre 4 milyon ton düşüşle 775 milyon ton olarak tahmin ediyor. Dünyanın toplam buğday tüketiminin 2022-2023 sezonunda 788 milyon ton olması bekleniyor. Diğer taraftan, aşırı sıcaklar, seller birçok ülkenin üretimini de azaltıyor.
Arjantin'de buğday ekim alanları 1 milyon hektar azalmış durumda, hasat hacminin ise yaklaşık yüzde 20 oranında düşmesi bekleniyor. Fas Tarım Bakanı Muhammed es-Sıddiki, Nisan'da yaptığı açıklamada bu yıl ülkesinin tahıl hasadının yüzde 53'ünden olacağını bildirdi. Ülkede son on yılın en şiddetli kuraklık dönemi yaşandı. Gıda arz güvenliğini sağlamak isteyen ülkeler ise ihracat yasakları getiriyor. Örneğin, dünyanın ikinci büyük buğday üreticisi Hindistan'da etkili olan aşırı sıcaklar, tarım sektörünü etkiledi ve mahsul verimini de tehlikeye atarak söz konusu tedarik sorununu büyüttü. Mayıs ayında yapılan söz konusu değişikliğe göre, gıda güvenliğini riske atması nedeniyle buğday ihracatı yasaklandı.
Rusya’dan tahıl ihracatı açıklaması: ‘Planları gözden geçirmemiz gerekecek, ihtiyaç duyulan parçaların tedarikinde zorluklar var’
Dünyanın en büyük buğday ihracatçısı olan Rusya’nın Tarım Bakanı Dmitriy Patruşev, yaptığı açıklamada bu yıl için planlanan 130 milyon ton tahılın toplanmasında riskler gördüklerini belirtti. Rusya pazarının ihtiyaçlarını karşılayabileceklerini söyleyen Patruşev “Ancak planlanan hacimlere ulaşılamazsa, 50 milyon tonluk ihracat planlarını gözden geçirmemiz gerekecek. Ve bunun dünya tahıl piyasası üzerinde olumsuz bir etkisi olabilir” dedi. Patruşev, ülkede hasadın soğuklar nedeniyle geç başladığını, bazı bölgelerde yağmur, yüksek nem ve rüzgar nedeniyle çalışmalar nedeniyle çalışmaların zor yürüdüğünü söyleyerek “Buna ek olarak, tarım makineleri üzerindeki yük önemli ölçüde arttı ve yabancı makineler için ihtiyaç duyulan parçaların tedarikinde zorluklar var” ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, açıkladıkları yaptırım paketlerinde AB yaptırımlarının Rusya'nın diğer ülkelerle yaptığı tarım ürünleri ticaretini hiçbir şekilde kısıtlama amacı taşımadığının açıklandığını belirtti ancak hala Rus gemilerine ambargo uygulanıyor ve tarım için ihtiyaç duyulan parçaların tedarikinde sorunlar yaşanıyor. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova ise Rusya’nın tarım ürünlerinin ihracatına hizmet veren Rosselhozbank dahil bir dizi bankanın SWIFT’ten çıkarıldığını anımsatarak “Bunun sonucunda, yük taşımacılığı, mali ve sigorta hizmetleri büyük ölçüde zora girdi, lojistik zincirler bozuldu. Batılı ekonomi operatörleri ve bankalar, AB üyesi ülkelerin düzenleyici kurumların yaptırım baskısı altında, para transfer işlemlerini uzatıyor veya daha önce yapılan veya yeni sözleşmeleri tamamen reddediyor” sözleriyle yaptırımları sert şekilde eleştirdi.
Yaşanan ‘gıda krizinde’ Batı blokunun alması gereken sorumlulukları Vatan Partisi Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Çiftçi Bürosu Başkanı ve Aydınlık yazarı Prof. Dr. Cengiz Çakır, Sputnik’e değerlendirdi.
‘Doğal ve beşeri kaynakları sonuna kadar sömürülmüş olan Afrika aç kalırken, ‘gelişmiş’ Batı kahveyi, kakaoyu, kolayı yudumluyor’
Gıda krizinin sebeplerini çatışmalar, iklim değişimi ve aşırılıklar, ekonomik durgunluk ve gerileme, sağlıklı öğünlere güç yetirememe şeklinde sıralayan Çakır “En önemli husus en ucuz öğünün en pahalıya mal olduğu kıtanın Afrika olmasıdır. ‘Kuzey Amerika ve Avrupa’ ülkelerinde en ucuz öğün 3.43 dolar iken Afrika’da 4.37 dolardır. Arada 94 sent fark olup bu Afrika’nın yüzde 27 daha pahalı olduğu anlamına gelir. Çer çöp, börtü böcek ne bulursa yemek zorunda kalan Afrikalının en ucuz öğünü ile Amerika ve Avrupa’nın en ucuz öğünü arasında kalite bakımından da elbette büyük fark olacağını da belirtmek gerekir. Doğal ve beşeri kaynakları sonuna kadar sömürülmüş olan Afrika aç kalırken ‘gelişmiş’ Batı ülkeleri kahveyi, kakaoyu, kolayı yudumlamakta ancak bu ürünleri Afrika ve Latin Amerika halkları bunları tüketiminden mahrumdur. Birkaç kez gittiğim Almanya’da muz ve çikolatanın ucuz olduğunu gözlemledim. Bir hevenk muz veya bir tek kakao çekirdeği yetişmeyen Almanya’daki bu bolluk nereden geliyor? Tek açıklaması dış ticaret ve döviz kurları yoluyla gerçekleşen büyük aldatmacadır” dedi.
‘Küresel gıda, enerji ve gübre fiyatları ve tedarik güçlükleri, henüz ülke düzeyindeki çoğu projeksiyon analizine dahil edilmedi’
Çakır, 2022'de küresel akut gıda güvensizliği görünümünün 2021'e göre daha da kötüleşmesinin beklendiğini ifade ederek “Özellikle, Ukrayna'da sürmekte olan harekâtın yansımaları göz önüne alındığında, raporda yer alan zaten ciddi olan 2022 akut gıda güvensizliği tahminlerinin daha da kötüleştirmesi olasıdır. Küresel gıda, enerji ve gübre fiyatları ve tedarik güçlükleri, henüz ülke düzeyindeki çoğu projeksiyon analizine dahil edilmemiştir” diye konuştu.
‘Ticaret savaşları, ambargolar, yaptırımlar ekonomik gelişmeyi ve serbest ticareti engelliyor’
Batı ülkeleri öncülüğünde başlayan sorunların serbest ticareti engellediğini ifade eden Prof. Dr. Çakır “Dünya jandarmalığına soyunan ABD’nin ve onun güdümünde kalan Batı Avrupa ülkeleri ile İsrail, Japonya ve Avustralya’nın dünyamızın bu halde olmasında büyük bir sorumluluğu vardır. En büyük askeri güce ve donanmaya sahip olmakla övünen ABD’nin Afganistan, Irak, Suriye, Libya, İran, Kazakistan, Ermenistan-Azerbaycan, Ukrayna-Rusya, Yunanistan-Türkiye, Çin-Tayvan sorunlarını yarattığı ve çatışma ve savaşları tetiklediği bilinmektedir. Latin Amerika ülkelerinde yapılanlar, Büyük Ortadoğu Projesi gibi 24 ülkenin sınırlarını değiştirme girişimleri de bu aradadır. Amerika’nın üye ülkeleri denetim altına almak için kullandığı silahlı güç olan NATO’yu doğuya genişletme çabaları yeni sorunlar yaratmaktadır. Çin ve Rusya Federasyonu ile olan ticaret savaşları, yaptırımlar, İran ve Venezuela başta olmak üzere çeşitli ülkelere uygulanan ambargolar ekonomik gelişmeyi ve serbest ticareti engellemektedir” diye konuştu.
‘Dünyanın ekmek teknesinde ortaya çıkan çatışma Avrupa dahil birçok ülkede gıda krizi algısına sebep oldu’
Ülkelerin hammadde kaynakları ve mal ve hizmet pazarlaması açısından birbirine bağlı olduğuna dikkat çeken Çakır “Rusya Federasyonu ve Ukrayna tahıl, yağlı tohumlar, petrol ve doğalgaz ve kömür yanında kimyasal gübreleri tedarik eden ülkelerdir. Bunların birbiriyle kapıştırılması hem üretimde hem de elde hazır ürünlerin piyasaya arz edilmesinde büyük güçlükler yarattı. Dünyanın ekmek teknesi durumundaki bu alanda ortaya çıkan çatışma Avrupa dahil birçok ülkede gıda krizi algısına sebep oldu. Fiilen 50 kadar ülkedeki insanlar ancak bu bölgeden gelecek tahıllarla hayatta kalabilmektedir” dedi ve ekledi:
“Türkiye’nin öncülüğünde yapılan toplantılarla tahıl, yağ ve diğer maddelerin Karadeniz ve Türk Boğazları üzerinden dünyaya sevkiyatı başladı ve başarıyla devam ediyor. 20 milyon tonu Ukrayna’dan en az 40 milyon tonu Rusya Federasyonu’ndan olmak üzere tahıl nakliyatı yapılabilecektir. Bu dünyanın rahat nefes almasını sağlayan önemli bir gelişmedir. Tahıl fiyatlarında düşüş olmaktadır. Türkiye’nin bu süreçte oynadığı rolün takdir edilmesi gerekir.”
‘Rahata alışmış Avrupalılar, kışın soğukta kaldığında başlarındaki aciz hükûmetleri alaşağı edecektir’
Rusya yaptırımları yüzünden Almanya'nın kışın gazsız kalması ihtimali ufukta belirirken, Ekonomi Bakanı Robert Habeck'in açıkladığı yeni enerji tasarrufu önlemleri arasında doğal gaz tasarrufu için kömür santralleri yeniden faaliyete geçirilmesi de bulunuyor. Konu hakkında da değerlendirmelerde bulunan Çakır, şu ifadeleri kullandı:
“Avrupa ülkelerinin ABD’nin dayatmalarına uysalca boyun eğerek Rusya Federasyonu’na karşı cephe alıp Ukrayna’da bir kukladan farksız yönetimi desteklemesi akıl ve mantığa aykırıdır. Doğalgaz ve petrol açısından Rusya Federasyonu’na bağımlı olan ülkeler daha fazla enerji nakletmek için döşedikleri boru hattını açmak yerine kömür ocaklarını mı açacaklar? En yakın komşularından kolay ve ucuz şekilde enerji temin edecek durumda iken okyanus ötesinden pahalı LNG getirecek tankerleri mi bekleyecekler? Rahata alışmış Avrupalılar, kışın soğukta kaldığında başlarındaki aciz hükûmetleri alaşağı edecektir. Nitekim İngiltere’de, İtalya’da örnekleri görülmüştür. En yakın düşman en tehlikeli düşmandır. Kışın soğuğuna dayanabilmek için karbon salınımı gibi uzun erimli işleri gözardı etmeleri de pekâlâ beklenebilir.”