Ukrayna’daki krizin ve bu yöndeki güç dengeleri dağılımının, ABD, İngiltere, Çin, Rusya ve Fransa gibi öncü ülkelerin birbirleriyle ve diğer ülkelerle olan politika ve davranışlarının yönünü belirlemekte olduğunu dile getiren Malayek, “Pelosi’nin, koronavirüse yakalandığı için birkaç ay önce ertelenen Doğu Asya seyahati tam da bu kategoride yer alıyor” dedi.
Çin’in daha önce ABD’nin, Tayvan’ın siyasi bağımsızlığına ağırlık kazandırabileceği her türlü eylemlerine kesinlikle sadece beyanlar ve protestolar biçiminde diplomatik tepki verdiğini anımsatan İranlı diplomat, bu konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“Ukrayna’da kriz patlak verdikten sonra, Çin’in de Tayvan’a yönelik askeri taktik uygulayabileceği meselesi ortaya çıktı. Bu nedenle Tayvan sorunu, siyasi ve askeri anlamda, Çin-ABD ilişkilerinde daha önemli hale geldi. ABD için Çin’e, icra olmasa da ciddi düzeyde, Ukrayna krizinin Çin Denizi’nde tekrarlanmaması gerektiği sinyalini göndermek önemli. Çin için de ABD’ye, Tayvan sorununun gündemden kalkmadığını bildirmek önemli.”
Pelosi’nin Tayvan ziyareti sırasında Çin ve ABD arasında savaş çıkacağını beklemenin doğru olmadığını kaydeden Malayek, “Fakat Çin ve Tayvan arasında küçük ve sınırlı askeri çatışma yaşanabilir. Bu çatışmanın nedeni de ABD’nin provokasyonu olabilir” ifadesini kullandı.
Malayek, İran’ın beslediği umudunun, Çin ve Rusya arasındaki işbirliği sayesinde dünyada daha adil sistemin kurulacağı, ABD’nin yaptırım silahının da siyasi arenada yok edileceği yönünde olduğunu söyledi.