ANKARA FARKI

Eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı Pekin: ABD'nin şartlı F-16 satışı kabul edilmemeli

Eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin, “Bu şart kabul edilemez. Bu şart bağımsız bir devlete hakarettir, bağımsız bir devletin halkını, hükümetini aşağılamaktır. Böyle bir şeyin akla bile getirilmemesi lazım” dedi.
Sitede oku
Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programına konuk olan Eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin, ABD’den F-16 alımı, Tahran Zirvesi ve dünyada gelişmeye başlayan güç dengelerini değerlendirdi.

‘Türkiye Fırat’ın doğusuna müdahale edemeyecek mi?’

ABD Temsilciler Meclisi’nin Türkiye’ye F-16 satışını ‘ABD’nin ulusal çıkarlarına aykırı olmama ve Yunanistan hava sahasını ihlal etmeme’ şartına bağlaması kararına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Pekin, “ABD’nin ulusal çıkarları nedir? Mesela Suriye’nin güneyinde ya da Fırat’ın kuzeydoğusunda bir garnizon devleti kurmak Türkiye’ye karşı olursa bu Amerikan çıkarlarına aykırı mıdır Türkiye müdahale ederse? Yunanistan adaları silahlandırıyor, ne yapacağız o zaman? 152 tane ada var şu anda aidiyeti Yunanistan’a verilmeyen, bunların üzerinden geçtiğiniz zaman Yunanistan hava sahası mı ilan ediliyor? Bu şart kabul edilemez, böyle bir şey olmaz. Bu şart bağımsız bir devlete hakarettir, bağımsız bir devletin halkını, hükümetini aşağılamaktır. Bana göre böyle bir şeyin akla bile getirilmemesi lazım. Böyle bir şart koyuyorlarsa F-16 almamıza gerek yok. Biz F-16’lar olmayınca ölmeyiz, ona göre tedbir alırız. Her yerden uçak alabiliriz, elimizdekileri de kullanabiliriz” şeklinde konuştu.

‘Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan hiç kimse böyle bir şeyin altına imza atmaz’

ABD’nin amacının Yunanistan’ı güçlendirerek Türk Hava Kuvvetleri ve Türk Deniz Kuvvetleri'ni imha etmek, bunun yanında Türkiye’yi Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve Ege’deki haklarından vazgeçirmek olduğunun altını çizen Pekin, şunları söyledi:

“Sizin önünüze bir güç koyuyor ABD, ‘Ben Ege Denizinde Türk Hava Kuvvetlerini ve Türk Deniz Kuvvetlerini Yunanistan ile beraber imha edeceğim’ diyor. Hedefi bu. Güç projeksiyonunu ona göre ayarlıyor. Yarın öbür gün Kıbrıs ile ilgili bir konuya başladığınız zaman ya da Doğu Akdeniz ile ilgili araştırmaya başladığınız zaman önünüze Yunan hava kuvvetlerini, Yunan deniz kuvvetlerini çıkaracaklar. Ortaya koydukları şartlarda bunun altına imza atacak Türk devlet yetkilisi olduğunu sanmıyorum, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hiç kimse böyle bir şeyin altına imza atmaz. Bizim hedefimiz belli. T.C. Devleti hem karasını hem havasını hem mavi vatanını koruyup tedbir alacak. Bu tedbirler de belli. Allah’a çok şükür şu anda da komutanlarımız, savunmayla ilgilenenler bu konuda neler yapılması gerektiğini de biliyorlar. Türk MİLGEM’ler olacak Allah kısmet ederse, denizaltılarımız da yerli deniz altı olacak. Almanya’nın ve Amerika’nın Türk deniz kuvvetlerindeki bu baskısı bitecek. Eğer gerçekten müttefiklerse Türkiye’nin güçlenmesini istemeleri lazım. Müttefik değillerse, Türkiye’nin parçalanması hesapları varsa, Türkiye’yi bir hedef olarak görüyorlarsa, Türkiye’yi masaya yemek olarak koymuşlarsa o zaman biz neden bu işi kolaylaştıralım? Kendi paramızla, bu milletin alın teri ile kazandığı paralarla neden Amerika’ya hizmet edelim? Neden Amerikan silah sanayini, uçak sanayini geliştirelim? Üstelik onu geliştirdiğimiz gibi bir de ‘Biz bunu aldık ama kusura bakmayın biz buralarda kullanmayacağız hiç merak etmeyin’ mi diyeceğiz? Amerika her şeyi biliyor, bilmedikleri şey Türkiye’nin gücü.”

‘Bölgede gözü olan devletlere bir gözdağı’

Türkiye-Rusya-İran arasında başkent Tahran'da düzenlenen ‘Astana Formatında 7. Üçlü Zirve Toplantısı’ ile Astana Süreci’nin yeniden canlandırıldığını söyleyen Pekin, Astana süreci vasıtasıyla tekrar Türkiye, Rusya ve İran belki Suriye’yi de, Irak’ı da yanlarına almak suretiyle bu bölgede yapılacak bir harekatın, bu bölgeyle ilgili alınacak tasarrufların, bu bölgede önümüzdeki dönemde görülecek olan gelişmelerin bir hesabını yapıyorlar ve nasıl hareket edecekleri konusunda ortak bir fikir beyan ediyorlar. Bu bakımdan ben çok önemli olduğunu değerlendiriyorum, bu aynı zamanda hem İsrail’e hem bölgede gözü olan ya da bölgede gücü olan Amerika dahil olmak üzere diğer devletlere bir gözdağı ya da bir gelişme diye değerlendiriyorum. Eğer bu 3 ülke Suriye ile beraber bu işi toparlayabilirse bu bizim hem Kıbrıs’ta hem Doğu Akdeniz’de hem de Ege’de çok yararımıza olacak bir konu. Rusya ile de ilişkilerimiz böyle gelişmiş olacak. Bu arada unutmayalım İran’ın başka problemleri de var. Yani bu nükleer yeteneklerin kazanılması konusuyla ilgili görüşmeler devam ediyor, bu da çok önemli. İran da buradan güç alacak, Rusya da buradan güç alacak. Dolayısıyla Türkiye’nin de gerçekten güçlenerek buradan çıkacağını değerlendiriyorum” dedi.

‘Astana zirvesi bir ittifaka dönüşebilir’

Oluşabilecek bir ittifakın bölgede denge unsuru yaratacağını dile getiren Pekin, dünyada yaşanan ekonomik gelişmelerin de ortak çalışmayı gerektirdiğini vurguladı. Pekin şunları kaydetti:
“Komşularla ilişkilerin geliştirilmesi çok önemli. Dikkat ederseniz İran’ın terör örgütünü desteklediği konusunda birtakım provokasyonlar yapılıyor, birtakım söylentiler çıkartılıyor Türkiye ile arayı bozmak için, bu bakımdan çok önemli. Biliyorsunuz İran’ın çok önemli bölgede birlikleri, çok önemli bir faaliyeti var. O faaliyetlerinden bir tanesinde işte İran devrim muhafızları yapıyor. Devrim muhafızlarını biliyorsunuz ABD terör örgütü olarak görüyor. Bütün bunlara karşı İran’ın da güçlenmeye ihtiyacı var yani İsrail bölgede İran’ı, Türkiye’yi, Rusya’yı karşısına alacak şekilde hatta Suriye de olmak üzere bir İbrahim Anlaşmaları yaptılar vs. bu tarafta tabii buna karşı bir cevap verilmesi gerekiyor. Astana Zirvesi artık sadece Suriye sorunu değil, bölgedeki sorunları da kapsayacak şekilde bir belki de farklı bir ittifaka dönüşecek. Önemli bir ittifak olabilir ya da bir görüşme platformu olabilir ama bu platform sadece Suriye’yi değil bütün bölgedeki faaliyetleri yani İran’ı da, Irak’ı da, Suriye’yi de, Türkiye’yi de, Türkiye’nin bu bölgedeki sorunlarını da içine alacak şekilde önemli bir faaliyet olur diye değerlendiriyorum. Dolayısıyla bu Astana süreci bence Ortadoğu bölgesinde önemli bir platform olmaya doğru gidiyor, bunu eğer gerçekten önemli bir platform yaparlarsa bu aynı zamanda bir denge unsuru olacak bölgede. Yani hem ABD’nin İbrahim Anlaşmaları ile kurmaya çalıştığı sisteme, dışarıdan müdahalelere karşı bir denge sistemi olacak. Böyle baktığımızda çok önemli bir aşamadayız, çok önemli bir eşikteyiz diye düşünüyorum.”

‘ABD geri adım atar’

Bölge devletlerinin bir araya gelerek sorunları çözebileceklerini ve ABD’nin bölgedeki hedeflerini gerçekleştirmesini engelleyebileceklerini ifade eden Pekin, şöyle devam etti:
“Gerçekten bölge çok karışık. Yani anlaşılıyor ki ABD Türkiye’ye bu bölgeye girmemesi konusunda önüne devamlı set çekiyor. Bu nasıl önlenebilir? Ancak İran, Suriye, Türkiye ve Rusya birlikte olursa bu şekilde önlenebilir. Bu bir denge unsuru olur ve ABD o bölgede bir garnizon devletçiği kurma konusunda geri adım atar. Başka türlü geri adım attıramazsınız. Lafla sözle değil, karşıda bir güç olması lazım. Bütün Ortadoğu’yu etkileyen bir güç olması lazım. Ortadoğu’yu etkileyen güç ne demek? Bu komşuların bölge ülkelerinin sorunların çözümünde iş birliği yapması demek. O takdirde ABD kesinlikle düşündüğü garnizon devletçiğini kurma konusunda ya zamana yayar, ya daha geriye iter ya da onları ortada bırakır. Konuşmamız lazım ve birbirimize güvenmemiz lazım, en önemli konu o. Ortak menfaatlerimiz neyse ortaya koyacağız, o zaman Astana süreci içerisinde ortak bir mekanizma da kurulabilir. Bu mekanizma hem barışı sağlar, hem güvenliği sağlar hem ortak güvenliği, ortak barışı sağlar. Böylece burada 3 veya 4 devlet çok rahatlıkla sorunlarını çözer ve dışarıdan, 15 bin km ileriden gelen unsurlara güvenmeye çalışmazlar.”
DÜNYA
Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi 7. Toplantısı'na ilişkin ortak bildiri
Yorum yaz