Ukrayna'da siyasi kariyerini Rus asıllı nüfusa nefret saçarak inşa etmiş İrina Farion, bundan birkaç sene önce Ukrayna dilini konuşmayan herkesin öldürülmesini salık vermişti. Rus isimleri taşıyan çocukları 'biyoçöplük' diye anıyordu. Yine gazeteci Bogdan Butkeviç 1.5 milyon Donbasslıdan kurtulma temasını Ukrayna için 'gereksiz' oldukları söylemiyle işliyordu... Bu ideolojik çizginin hiç de dışında durmayan Ukrayna liderliğinin; BM onaylı Minsk anlaşmasını ABD desteğiyle taammüden öldürdükten sonra bugün Donbass'ta kendisini 'gereksiz' hale getirmiş olması tesadüf değil.
Ulus devlet tarihi 32 yıl olan, nüfusunun önemli bir kısmını azınlıkların oluşturduğu bir ülke 'kapsayıcı bir üst kültür' de üretememişse, doğrusu bu tür ırkçı söylemler son derece tehlikeli. Ne ki, Kiev'de bunu bilenlerin defteri çoktan dürüldü. Ukrayna'nın sağ siyaseti 2004'deki ABD destekli 'turuncu darbeyi' içeriden çökertmeyi başarırken, 2014'de aleni darbeyle bir ikincisine kalkışıldığında, 1954'te Sovyetlerle kader ortaklığı içindeyken Moskova'dan armağan edilmiş Kırım'dan olmuşlardı. Ukrayna devletine entegre edilen neonazizmin Odesa katliamından ürken Kırımlılar derhal referandum sandığı kurup siyasi birliklerini çok uluslu Rusya Federasyonu içinde aradılar. Donbass'taki Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetleri ise Kiev'in askeri gücüne zaten geçit vermedi. 2014 darbesi sürecinde seçilmiş çikolata kralı Petro Poroşenko'nun bu itaatsizliğe yanıtının "Bizim çocuklarımız okula gidecekler, onların çocukları sığınaklarda yaşayacaklar" olması da tesadüf değildi.
Ukrayna; bugün yeniden Poroşenko yerine 'barış' vaadiyle seçilmiş komedyen Vladimir Zelenskiy'le neonazileri bağrına basmasının sonuçlarıyla karşı karşıya. Ulusal birlik çarelerini işkence, tecavüz ve cinayet suçlusu Ruslan Onişçenko gibileri serbest bırakmakta araması 'Yahudi' kimliğiyle tesis ettiği 'pop nazizmi' kurtarmaya yetecek gibi değil. NATO desteği biçare hali değiştirmiyor. Rusya Federasyonu, Donbass'a saldırıya yeltenen Ukrayna ordusunu, Minsk anlaşmalarının öldürüldüğü bir ortamda bu kez Donetsk ve Lugansk bölgelerinin anayasal sınırlarında geriye doğru itmekte. Bölgenin 'istenmeyenleri' de tercihlerini gözden geçirmekte.
Donbass'ta bir yandan askeri operasyon devam eder diğer yandan da Rusya ve müttefik güçlerin kontrol altına aldığı bölgelerde hayat normale dönerken, nüfus hareketliliği de başladı. Herson bölgesinin ardından Zaparozhia'da da açılan vatandaşlık merkezleri başvuruları kabul ediyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin daha önce anayasal sınırların bir bölümünde kalan Donesk ve Lugansk'ta Rusya pasaportu alımını kolaylaştırmıştı ve sekiz yıla uzanan iç savaş sürecinde 700 binden fazla pasaport verilmişti. Bugün bu süreç askeri harekat sınırlarıyla paralel biçimde ilerliyor.
Donbass'taki operasyon bölgesinde ziyaret ettiğimiz Melitopol kenti başvuru merkezlerinin günde 20-30 pasaport çıkarttığı yerlerden birisi. Ukrayna ordusunun pek sıkı bir 'savunma hattı' kurmayıp terk ettiği için pek az hasar görülen Melitopol'de cadde ve sokaklar hareketli. Bölgede eğitim ve sağlık tesisleri normal düzende devam ediyor. Okulların onarımı için bütçe ayrılmış. Ukraynaca dil sınıflarına yasak da getirilmemiş. Temel dil olarak hangisinin belirleneceği de referanduma bırakılmış. Bölgede yeni siyasi partiler kurulmuş.
Kurulan yeni merkezde sadece Sovyetler Birliği dönemini bilen yaşlılar değil genç insanları da Rusya pasaportu almak üzere başvuru yaptıklarını görüyoruz. Orta yaşlılar ve daha yaşlı olanlar için bu süreç gayet doğal. Olup bitenler çok değil 30 yıl önceki aidiyetlerin tezahürü....
1946 Anapa doğumlu olduğunu belirten Nadya, geçmişi "Rusya'da doğduğum için bizim için çok kıymetli hatıralar var" sözleriyle anıyor. Rusya pasaportuna başvuru yaparken yeni oluşmakta olan yönetimle ilgili beklentilerini de dile getiriyor: "Burada bedava eğitim verilecek. Ücretsiz tıbbi yardım verilecek. Geçmişte değer verdiğimiz şeyler yine burada başlayacak. Kıymet verdiğim için buradayım."
80'ine yakın görünen ve yaşını sorunca "Çok, çok" diyen Nina Sergeyevna, yeni gelen barışa atfen "Her şey çok güzel" vurgusu yapıyor. Geçtiğimiz dört aylık süreçte şiddetli bombardıman sesleriyle yaşadıklarını anlatırken, "Hiçbir zaman gitmek istemedim, nereye gideceğim, burası benim yaşadığım yer" diyo. Sergeyevna, Sovyetler Birliği döneminde Belarus'ta doğmuş, fakat Belaruslu annesi ve Rus babasıyla Melitopol'de büyümüş ve yaşamış. Onun için Rusya vatandaşlığı almak sıradan bir durum gibi görünüyor.
'Kosova gibi yapmayacağız, referandumla halkımıza soracağız'
Donbass'ta bir yandan askeri operasyon devam ederken, diğer yandan kontrol altına alınan bölgelerde sivil hayata geçiş için kurumsal yapı oluşturuluyor. Bölge koşullarında bunun ismi askeri/sivil yönetimler.
Uluslararası basının temsilcileri olarak Melitopol kentini ziyaretimizde Zaporojiye bölgesinde oluşturulan askeri/sivil yönetiminin başkanı Yevgeny Balitsky ile bir araya geliyoruz. Balitsky, bölgedeki sendikalar ve sivil toplum örgütlerinin girişimleriyle sonbahar başlarında referamdunma gideceklerini aktarıyor. Yugoslavya'nın ABD öncülüğündeki NATO tarafından parçalanmasını tamamlayan Kosova deneyiminde kararın mecliste alınması ve referandumla sakinlerine danışılmamış olmasına atıf yapan Balitsky, "Kosova gibi olmayacağız. Çünkü orada halka bir şey sormadılar. Biz dürüst bir şekilde referamdum düzenleyeceğiz ve halkımızın istediğini yapacağız" diyor. Ayrı bir cumhuriyet yaratmayı amaçlamadıklarını, Kırım'a katılmanın da söz konusu olmayacağını söyleyen Balitsky, referandumda insanlara basitçe 'Rusya'ya katılmayı isteyip istemediklerinin' sorulacağını vurguluyor.
'Ukrayna aşırı milliyetçilik yüzünden hasta olmuş bir yapı'
Balitsky'e göre Ukrayna aşırı milliyetçilik yüzünden 'hasta olmuş' bir yapı. Ukrayna devletinin hedefi olduklarını ve artık kendilerini Ukrayna vatandaşı olarak görmediklerini söyleyen Balitskiy, Kiev'in kasıtlı olarak elektrik ve sularını keserek dayatmada bulunduğunu belirterek bunu 'soykırımla' kıyaslıyor. "Ama biz Banderacılara boyun eğmeyeceğiz. Bandera bizim için asla kahraman olmayacak. Bizim için kahraman, anavatanını kurtaran insanlardır" diyen Balitsky, Ukrayna'daki tarihsel miras kapışmasında saflarını "Binalarımızı inşa etmiş babalarımız ve dedelerimizin isimlerinin bulunduğu cadde ve sokaklarda yaşamak istiyoruz" diyerek ortaya koyuyor. Balitskiy'nin "Ukraynalı olacağız ama Rusya'nın parçası olacağız" vurgusu Ukrayna'nın dayatması karşısında çok uluslu Rusya'nın içinde yer almak arzusunun ifadesi.
'Neticede Rusya Federasyonu Rusların yaşadığı bir yerde hareket ediyor'
Donbass'ı birlikte ziyaret ettiğimiz uluslararası gazeteci grubunda Avrupa medyası için çalışan bir meslektaş, durumu "Neticede Rusya Federasyonu, Rusların yaşadığı bir yerde hareket ediyor" diyerek özetledi.
Beri taraftan Polonya Devlet Başkanı Andrej Duda'nın Ukrayna ile aralarında sınır kalmayacağını dile getirdiği bir iklimde, Zelenskiy'nin Polonyalılara özel statü yasası çıkarmaya soyunması var. Bölge yeniden şekilleniyor ve NATO'nun askeri yardımları pratikte bir sonuç getirmezken, Batı'nın salt 'kayırdıkları' için işleyen etnik haklar yerli yerine oturuyor. Olan bu.