Büyük Vatanseverlik Savaşı gazileriyle bir araya gelen Medvedev, kolektif Batı’nın derin çıkarlarının Rusya’yı kontrol altına almakta yattığını, bunun yıldan yıla değişmeyen kavramsal bir görev olduğunu söyledi.
Medvedev, “ABD’nin, bazı Avrupa ülkelerinin derin çıkarları, Rusya'nın gelişimini mümkün olduğunca sınırlamakta yatıyor. Bazı yönlerden bize imreniyorlar, imkanlarımızı kıskanıyorlar, muhtemelen bizden korkuyorlar. Ama en önemlisi, aslında, yıldan yıla değişmeyen ve bir hükümetten diğerine geçen kavramsal bir görevlerinin olmasıdır” dedi.
Rusya’nın bir dizi büyük devletle olan ilişkilerinin tarihinin çok karmaşık olduğunu, İkinci Dünya Savaşı sırasında müttefik olan bu ülkelerin savaşın sona ermesinden hemen sonra SSCB'nin gelişimini sınırlandırmayı amaçlayan bir politika yürütmeye başladıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Burada birçok tarihsel neden var, şu anda bu nüanslara girmeyeceğim, sorun şu ki, bugün de ülkemize karşı, Rusya Federasyonu'na karşı, kolektif Batı ya da Batı dünyası gelişimimizi sınırlama politikası izliyor.”
Kırım’a saldırı olması durumunda Ukrayna yönetiminin karşılaşacağı sonuçlar konusunda uyaran Medvedev, “Zaman zaman bir takım açıklamalarla ortaya çıkan bazı yüceltilmiş kanlı palyaçolar, üstelik bizi tehdit etmeye çalışıyor. Kırım'a yönelik saldırıdan bahsediyorum” dedi ve şöyle devam etti:
“Böyle bir şey olması durumunda oradaki herkes için anında Kıyamet Günü gelecek, çok hızlı ve sert bir şekilde. Saklanmak çok zor olacak. Yine de bu tür açıklamalarla genel durumu kışkırtmaya devam ediyorlar.”
Kiev’deki yönetimin er ya da geç Rusya’nın özel askeri operasyonunun amaçlarına ulaşacağının bilincine varmaya başlayacaklarına dikkat çeken Medvedev, ancak böyle bir bilinçlenme konusundaki umutların, ‘bu kişilerin kifayetsiz davrandıkları için oldukça zayıf olduğunu söyledi ve ekledi:
“Kampanyayı şimdiki kabul görmüş deyimiyle ‘son Ukraynalı'ya kadar’ sürdürmeye yönelik sonsuz girişimler, karşı koymaya çalışmalarına rağmen kesinlikle mevcut siyasi rejimin çöküşüne yol açacak.”