GÖRÜŞ

E-ticaret kanununa getirilen düzenleme neyi değiştirecek?

Türkiye’de yakın zamanda e-ticarette rekabeti tesis etme ve tekelleşmeyi önlemeyi hedefleyen yasa değişikliği teklifi kabul edildi. Av. Doç. Dr. Mete Tevetoğlu, halihazırda rekabetin adil şekilde sürdürülmesine ilişkin çeşitli yasa ve düzenlemelerin olduğunu belirterek, son değişikliğin “önleyici ve cezalandırıcı nitelikte” olduğunu belirtti.
Sitede oku
Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un “Rekabeti tesis edecek bir düzenleme yapacağız. Hem üretici hem tüketici korunacak. Tekelleşmeye karşı çıkıyoruz. Birden çok oyuncunun pazarda olmasını istiyoruz. Bu alanı öngörülebilir kurallara bağlayacağız” sözleriyle tanımladığı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Zira, Türkiye’de pandemi ve indirim kampanyalarıyla kullanıcılar e-ticarete yöneldi. Ülkede 2021 yılında e-ticaret hacmi 381.5 milyar TL olarak gerçekleşti. Sipariş sayısı ise bir önceki yıla göre yüzde 46 artışla 3 milyar 347 milyon adede ulaştı. Aynı zamanda 2021 yılı itibarıyla e-ticaret faaliyetinde bulunan 484 bin 347 işletmenin 26 bin 442 adedi kendi sitesinde satış yaparken, 472 bin 604’ü pazar yerlerinde faaliyet gösterdi.
Türkiye’de e-ticaret siteleri arasından Trendyol, Hepsiburada, Amazon ve N11 ön plana çıkıyor. Market alışverişlerinden elektroniğe, giyimden ev eşyalarına ve hatta yemek siparişine kadar pek çok kalemden ürünün satışının gerçekleştiği platformlar, ‘Black Friday’ gibi indirim günlerinde agresif reklam stratejileri uygulayarak sosyal medya kullanıcıları tarafından sert bir şekilde eleştiriliyor. Gündeme sık sık kurye protestolarıyla da gündeme gelen e-ticaret platformların biri ve yüzde 86.5’i Çinli e-ticaret şirketi olan Alibaba’ya ait olan Trendyol’un, Rekabet Kurumu’nun rekabeti engelleme gerekçesiyle soruşturma açmasının ardından, soruşturma öncesi şirketin denetlemesini yapan Rekabet Kurumu Denetim Daire Başkanı Hatice Yavuz’u ‘transfer’ etmeleri büyük tartışmalara da yol açmıştı. Öte yandan, 20 senelik bir geçmişi ve milyonlarca kullanıcısı olan GittiGidiyor, operasyonlarını durduğunu duyurdu.
Peki, e-ticaret kanununa getirilen bu düzenleme neyi değiştirecek? Değişiklikler ‘haksız rekabet’ ve ‘tekelleşmeyi’ ne derece kırabilecek? Tevetoglu Legal Kurucu Ortağı Av. Doç. Dr. Mete Tevetoğlu Sputnik’e anlattı.

Düzenlemenin amacı neydi?

Bu tür bir düzenlemenin özellikle pandemi sonrası elektronik ticarete olan rağbetin artması, küçük ve mikro ölçekliler de dahi pek çok oyuncunun pazara dahil olması ile gerekliliğin ortaya çıkması sinyallerinin alındığını söyleyen Tevetoğlu, düzenlemenin amacını örnek üzerinden “Şöyle ki, elektronik ticarette iki önemli oyuncu var. Bunlardan ilki, e-ticaret sitelerinde hizmetlerinden faydalandığımız işletmeler. Çoğunluğunu mikro ve küçük işletmelerin oluşturduğu bu kesim yeni kanuni düzenlemenin deyimi ile ‘elektronik ticaret hizmet sağlayıcılar’. Bu aktörlerin pazara girebilmesinin en büyük ‘aracısı’ ise gerek alt yapıları gerekse hakim durumdaki konumları ile büyük şirketler, yine kanun değişikliğinde belirtildiği üzere ‘elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıları’. Günümüzde bu ‘aracı’ kurumlar teklifin gerekçesinde de değinildiği üzere ‘tek taraflı belirledikleri veya açık olmayan sözleşme hükümlerini dayatma, kendi mal veya hizmetlerini ön plana çıkarma, veri taşınabilirliğini zorlaştırma veya buna izin vermeme, mal veya hizmet teminine zorlama, geç ödeme yapma, kampanyalı mal veya hizmet sunmaya zorlama, herhangi bir hizmet vermemesine rağmen bedel alma, elektronik ticaret hizmet sağlayıcıları sıralama ya da tavsiye sisteminde geriye düşürme, sunulan hizmetleri kısıtlama, askıya alma veya sonlandırma gibi haksız ve adil olmayan uygulamalarda’ bulunabilmekteydi şeklinde açıkladı ve ekledi:
“Dolayısıyla kıyasen zayıf durumda olan küçük ve mikro ölçekteki işletmeler için haksız ticari uygulamaları engelleyecek bir düzenleme yapmak gerekmekteydi. Aslında burada tüketici nasıl korunuyorsa bu aracı platformlara karşı benzer durumda olan ve aslında hukuk literatüründe yaygın bir şekilde kullanılan haksız ticari uygulamaların e-ticaretin oyuncuları arasında da uygulanabilir hale gelmesi planlamaktaydı. Tabii burada dikkat edilmesi çekilmesi gereken bir nokta bu aracı hizmet sağlayıcılardan elektronik ticaret pazar yeri modeli olanların da yine özellikle pandemi sonrası kendi elektronik pazar yerleri üzerinden bu yarışa girmeleri ve rekabet güçleri ile tekelleşme ve rekabeti bozucu etkiler yaratabilmelerinin önlenmesidir.”

‘Düzenleme e-ticaret aracı hizmet sağlayıcıları tarafsız platformlar haline getirerek rekabeti tek taraflılaştıran bir unsur olmaktan çıkarıyor’

Haksız rekabet ve tekelleşmenin e-ticaret hizmet aracı sağlayıcı ve hizmet sağlayıcıların beraber girmesinin kaçınılmaz bir sonucu olduğunu ifade eden Tevetoğlu “Bir,iki firma e-ticaret sektöründe hakim konumdalar ve bunu da etkili bir şekilde kullanıyorlar. Getirilen düzenleme incelendiğinde, net işlem hacmine göre farklı yükümlülükleri öngörülmesi biraz da kaynakları ve konumları nedeniyle rekabet gücüne sahip firmaların tekelleşmesini ve haksız rekabetini önleyici nitelikte. Örneğin e-ticaret aracı hizmet sağlayıcıların pazar yerlerinin piyasadaki rakipleri dışlayıcı şekilde reklam ve indirim faaliyetlerinde bulunmamasına ilişkin bir düzenleme eklenmiştir. Burada yapılan e-ticaret aracı hizmet sağlayıcıları tarafsız platformlar haline getirerek en azından hizmet sunumu noktasında pazar yerine sahip olmayı rekabeti tek taraflılaştıran bir unsur olmaktan çıkarmaktadır.
Ayrıca aynı amaca yönelik olarak, net işlem hacmi 30 milyar liranın üzerinde olan e-ticaret aracı hizmet sağlayıcıların, e-ticaret hizmet sağlayıcının ticari ilişkilerini, alternatif kanallardan aynı ya da farklı fiyattan mal veya hizmet sunmasını ya da reklam yapmasını kısıtlaması ve herhangi bir kişiden mal veya hizmet teminine zorlaması da engellenmiştir. Dolayısıyla, nasıl ki ticarette aynı işletmeler birden fazla alışveriş merkezinde dükkân açabiliyorsa, e-ticaret hizmet sağlayıcılar da hizmetlerini farklı platformlardan sunarak pazardaki konumlarını platformdan aracıların baskılayıcı ticari uygulamalarından bağımsız olarak sürdürebilmelerinin önü açılmıştır” diye konuştu.

‘Hukuki tabirle ‘kanunu dolanma’ dediğimiz yapıyı tek seferde ve tamamen kaldırabilmesi ne yazık ki mümkün gözükmüyor’

Türkiye’de sektörünün en büyüğü olan Trendyol’un daha önce Rekabet Kurumu’ndan yaptığı ‘transfer’ bağlamında, yeni getirilen düzenlemenin herhangi bir istismara açık olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Tevetoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Trendyol, yani globaldeki adı ile Alibaba, dünyadaki e-ticaret devleri arasında alıyor. Bu tür global firmalar ticari deneyimleri ile keskin hamleler yapıp, bahsettiğiniz olayda olduğu üzere, rakiplerinin bir adım önüne geçerek pazarda hakim konuma gelmeye çalışıyorlar. Ancak e-ticaret alanı dinamik bir alan olduğundan yasal ve hukuki düzenlemelerin yapılmasında bu gibi olaylar da yol gösterici olabiliyor. Bu anlamda yasal düzenlemelerin de piyasadaki gözlemlere dayandırılması daha sonra benzer olayların yaşanmaması açısından büyük önem arz ediyor. Bu bakış açısı ile incelediğimizde, yasa koyucunun tüm ‘boşluk’ olarak nitelendirdiğimiz, bizim hukuki tabirle ‘kanunu dolanma’ dediğimiz yapıyı tek seferde ve tamamen kaldırabilmesi ne yazık ki mümkün gözükmüyor. Ancak getirilen düzenleme ile Trendyol gibi güçlü e-ticaret aktörlerine daha fazla yükümlülük yüklendiğini, idari yaptırımların daha ağır düzenlendiğini görüyoruz ki bu da caydırıcılık açısından olumlu bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor.”

‘Fiili hayattaki uygulanabilirliği konusundaki veriler düşünüldüğünde etkililiği konusunda şüphe uyanıyor’

10 milyar liranın üzerinde işlem hacmi olan e-ticaret aracı hizmet sağlayıcılara bazı ilave yükümlülükler getirildiğine işaret eden Tevetoğlu “Buna göre, Trendyol gibi e-ticaret aracı hizmet sağlayıcılar, e-ticaret hizmet sağlayıcı ve alıcıdan elde ettiği verileri, yalnızca aracılık hizmetlerinin sunulması amacıyla kullanacak ve aracılık hizmeti sunduğu e-ticaret pazar yerleri veya diğer e-ticaret ortamlarında e-ticaret hizmet sağlayıcılarla rekabet ederken kullanamayacaktır. Yani Trendyol’un platform olarak e-ticaret aracı hizmet sağlayıcı olma ve kendi hizmetlerini sunan e-ticaret hizmet sağlayıcı olma sıfatları birbirinden ayrışmıştır. Ancak bunun fiili hayattaki uygulanabilirliği konusunda bugüne kadar elde ettiği rekabet yönelik veriler düşünüldüğünde etkililiği konusunda şüphe uyanmaktadır dedi.

‘Pazara yeni aktörlerin girişinin kolaylaştırılması ve pazarın dengeli ve sağlıklı büyümesinin sağlanması hedefleniyor’

Türkiye’de halihazırda rekabetin adil şekilde sürdürülmesine ilişkin çeşitli yasa ve yönetmeliklerle önlemler alındığına da vurgu yapan Tevetoğlu, söz konusu kanunları şu şekilde sıraladı:
“Örneğin Anayasa’nın 167. maddesi devlete; ‘para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alma’, ‘piyasalarda fiili veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önleme’ görev ve sorumluluğunu yüklemiştir. Dahası Rekabetin Korunması Hakkında Kanun, İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun, İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik, Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği ile rekabetin korunması ve haksız rekabetin önlenmesine ilişkin birçok hüküm düzenlenmiştir. Yeni Kanun düzenlemesi de bu konuda birtakım hükümler içermekte ve bu doğrultuda e-ticarette haksız ticari uygulamaların belirlenmesi ve bunların önlenmesini amaçlamaktadır. Kanunda, e-ticarette haksız rekabetin ve tekelleşmenin önüne geçilerek pazara yeni aktörlerin girişinin kolaylaştırılması ve pazarın dengeli ve sağlıklı büyümesinin sağlanması hedeflenmiştir.”

‘Haksız rekabet’ ve ‘tekelleşmenin’ önüne geçilebilmesi için başka hangi önlemler alınabilir?

“Mevcut düzenlemelerin önleyici ve cezalandırıcı nitelikte olduğu söylenebilir” ifadelerini kullanan Tevetoğlu “Yaptırım uygulamak ve/veya ceza vermek rekabetçi düzenin korunması ve geliştirilmesi için önem arz etmektedir. Ancak cezalandırıcı yaklaşım yerine rekabet sorunları daha oluşmadan bunların, rekabet ihlallerinin önüne geçmek, uygulanması daha pratik olan ve zaman ve paradan tasarruf sağlayan bir yoldur. Rekabetçi düzenin kurumsallaşması sürecinde, yalnızca kamu kurumlarına değil özel sektörde faaliyet gösteren şirketlere ve vatandaşlara, yani tüketicilere, de önemli roller düşmektedir. Tüketicilerin rekabet mevzuatı ve uygulamaları hakkında bilgi sahibi olmaları, şirketlerin bu konuda başta yöneticileri olmak üzere çalışanlarına eğitimler düzenlemesi ve kamu kurumlarının yaptıkları denetimleri sıklaştırarak yaptırımlar konusunda caydırıcı cezalar uygulamaları ‘haksız rekabet' ve 'tekelleşme'nin önlenmesine ciddi katkı sağlayacaktır diye sözlerine son verdi.
Yorum yaz