Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2014 yılında Ege Denizi'nde bir göçmen teknesinin batmasıyla ilgili davada Yunanistan aleyhine karar verdi.
Mahkeme heyeti, yıllardır devam eden yargılamanın ardından, Yunan güvenlik güçlerinin ve yetkililerinin insan haklarını ihlal ettiğine hükmetti.
Yunan güvenlik güçlerinin olaydaki ihlalleri sebebiyle Yunanistan makamlarını toplamda 330 bin euro tazminata mahkum edildi. Yunanistan'ın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. ve 3. maddelerini ihlal ettiğine karar verildi.
AİHM'den yapılan yazılı açıklamaya göre, mahkeme, Yunan güvenlik güçlerinin davranışlarının göçmenlerin yaşam hakkı ile insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağını ihlal ettiğini karara bağladı.
Olaya yönelik incelemede, ifadeleri alan görevlilerin göçmenlerin dilini bilmemesi sonucu verilen ifadelerle kayıtlara geçenlerin çeliştiği ortaya çıktı.
Mahkeme, Yunan güvenlik güçlerinin göçmenlere can yeleği vermediği, bottan tahliye etmek için daha büyük bir tekne çağırmadığı ve olayın yetkililere gecikmeli olarak bildirildiğini tespit etti.
Hayatta kalan göçmenlerin çok sayıda güvenlik görevlisinin önünde açık alanda soyunmaya zorlandığına işaret eden mahkeme, göçmenlerin insani muamele haklarının da ihlal edildiğini bildirdi.
Mahkeme ayrıca, hayatta kalan göçmenlerin karaya çıkartıldıktan sonra da kötü muamele yasağının ihlal edildiğini belirtti.
Süratle çekilen bot ipi kesilince battı
Ne olmuştu?
Mahkeme kararında yer alan bilgilere göre, Yunan sahil güvenlik ekipleri, 20 Ocak 2014'te aralarında Afganistan, Suriye ve Filistin'den göçmenlerin bulunduğu bir bota müdahale etmişti.
İfadelere göre, Yunan yetkilileri, botun göçmenlerin hareket etmesi sonucu alabora olduğunu açıklarken, olaya tanıklık eden bir göçmen, botu çeken teknenin fazla süratli ve çekiş halatının kısa olduğunu, Yunan güçlerinin ipi kesmesi üzerine ise botun battığını belirtmişti.
Bottan kurtulmayı başaran göçmenler ise botun batmasının ardından göçmenlerin bebekleri göstererek yardım istedi ancak ifadelere göre Yunan sahil güvenlik ekipleri küfrederek karşılık vermişti.
Hayatta kalanlar, kurtarıldıktan sonra güvenlik güçleri tarafından olayı anlatmamaları için tehdit edildiklerini söylemişti.
Dava, 13'ü Afgan, 2'si Suriye ve biri Filistinli olmak üzere 16 kişi tarafından açılmıştı.