Valday Uluslararası Tartışma Kulübü toplantısında konuşan Gruşko, "Zirvenin sonuçları çok titiz bir şekilde hem siyasi hem de askeri açıdan, Rusya'nın güvenliği ve savunma kabiliyetleri ile ilgili meşru çıkarlarının yüzde yüz korunmasını sağlayacak önlemlerin alınması açısından analiz edilecek" dedi.
"Rusya'nın yapabileceği ana çıkarım, NATO'nun 1949'da kurulduktan sonraki gelişiminde evrimsel saltoyu Madrid'de tamamladığı ve köklerine, yani Soğuk Savaş zamanlarının askeri güvenlik uygulamalarına döndüğüdür" diyen Gruşko, bu dönüşümün 2014'ten veya 24 Şubat'tan sonra değil, 2012-2013 yıllarında başladığını düşündüğünü vurguladı.
"Rusya'nın yapabileceği ana çıkarım, NATO'nun 1949'da kurulduktan sonraki gelişiminde evrimsel saltoyu Madrid'de tamamladığı ve köklerine, yani Soğuk Savaş zamanlarının askeri güvenlik uygulamalarına döndüğüdür" diyen Gruşko, bu dönüşümün 2014'ten veya 24 Şubat'tan sonra değil, 2012-2013 yıllarında başladığını düşündüğünü vurguladı.
Gruşko: Finlandiya ve İsveç, NATO askeri planlamasının üsleri haline gelecek
Gruşko, “Bu, çok önemli bir değişim. Bunu, NATO'ya katıldıktan sonra bu iki ülkenin topraklarında neler olacağına bakarak değerlendireceğiz. NATO'ya katılarak, NATO planlamasının üsleri haline gelecekler, yani NATO uygulanacak operasyonların, çeşitli askeri senaryoların planlamasını bu bölgelerden yapacak. Ve bu, askeri planlama sürecimizi etkileyecek yeni bir askeri ve politik gerçeklik halini alacak. Yani önemsiz ve ikincil olarak gördüğümüz şeyler artık geçmişte kaldı” dedi.
Gruşko, NATO’nun Rusya’yı ittifak için bir tehdit olarak kabul ederek Moskova'nın tüm cephelerde kontrol altına alınacağı ilanında bulunduğuna vurgu yaparak, “Rusya ittifak için bir tehdit olarak kabul ediliyor, yani Rusya gibi bir devletin varlığı ittifak için ciddi bir tehdit olarak görülüyor. Bu ciddi bir dönüştür, bu, bizimle karşı karşıya gelmek, Rusya'yı tüm cephelerde, her alanda kontrol altına almanın ilanıdır” diye konuştu.
Gruşko, ittifakın savunma faaliyetleri hakkında ne söylenirse söylensin, askeri faaliyet vektörünün önceden belirlendiğini ve bunun da Rusya’nın çevrelenmesi olduğunu kaydetti.