İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanık İlhan Karagöz, bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Sanığın avukatının da hazır bulunduğu duruşmada, mahkeme heyeti davayı karara bağladı.
Mahkemenin kararında, darbe teşebbüsünden haberdar olan sanığın bu amaç ve iradeyle yargısal yetkisini örgütün amaçları doğrultusunda kullandığını ve hakimlik mesleğini suistimal ettiği belirtildi.
Kararda, sanığın mesai saatleri dışında, dava dosyasıyla ilgisiz, usul ve yasalara aykırı şekilde siyasi ve suç oluşturur söylemlerde bulunarak, FETÖ elebaşını 'mehdi' ilan eder mahiyette, olay ve faille alakasız, örgüt amaçlarına hizmet eder şekilde gerekçeli karar yazdığı anlatıldı.
Sanığın bu davranışının 'kamikaze' eylem olarak ifade edildiği kararda, devlet ve kamu kurum yetkilileri ve ilgili kişiler hakkında suç duyurusunda bulunup müzekkere yazan sanığın darbe teşebbüsünden çok kısa süre önce fiili davranışlarda bulunduğu kaydedildi.
Sanığın 'hakim sıfatı nedeniyle örgüt imamlarıyla bağlantısının, sağladığı yararın, söz konusu kamikaze eylem neticesinde örgütün sağlayacağı meşruiyetin ve faydanın, fiilinin dünya tarihindeki eşi benzeri görülmemiş istisnai ağırlığının' dikkate alındığı belirtilen kararda, mahkeme sanığa FETÖ kapsamında "silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan üst sınırdan 9 yıl hapis cezası verdi.
Sanığın terör suçu işlemesi nedeniyle cezayı 13 yıl 6 aya çıkaran mahkeme, duruşmada gösterdiği olumsuz tutum ve davranışlarını, yazmış olduğu savunma dilekçelerinde mahkemeyi töhmet altında bırakıcı söylemlerde bulunmasını ve mahkemeyi tanımaz davranışlarını dikkate alarak cezada indirim uygulamadı.
Heyet ayrıca sanık Karagöz'ün tutukluluk halinin devamını, sanıktan ele geçen 1 ABD doları, not kağıtları ve bilgisayar çıktılarının delil olarak saklanmasını kararlaştırdı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Balyoz Planı davasında bilirkişi raporu hazırlayan sanıklara yönelik davayı reddeden eski İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi İlhan Karagöz'ün, davanın duruşma tarihi 23 Eylül 2016 olmasına rağmen, müdahil ve sanık avukatlarına haber verilmeden, Ramazan Bayramı'nın arife gününe denk gelen 4 Temmuz 2016'ya duruşma açarak davaya ilişkin gerekçeli karar yazdırdığı belirtilmişti.
Karagöz,'ün, medyanın gündemine de giren ve davanın reddedilmesi hükmünü kurduğu 572 sayfalık 'ilginç' kararında, FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen hakkında mehdi nitelemesinde bulunduğu, ayrıca başta Cumhurbaşkanı olmak üzere birçok devlet yetkilisinin gözaltına alınması için Genelkurmay Başkanlığını harekete çağıran ifadeler kullandığı kaydedilmişti.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yargılanan sanık 29 Mayıs 2019'daki karar duruşmasında 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.
Dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Karagöz'ün 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçlamasından aldığı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını bozarak, 'örgüt üyeliği' suçlamasıyla üst sınırdan ceza verilecek şekilde hüküm kurulması gerektiğini bildirmişti.