Pandemiye dönüşmesine ihtimal verilmeyen ve yayılma hızının Kovid-19 ile eş tutulmaması gerektiğinin altı çizilen ‘maymun çiçeği’ virüsünün Türkiye’deki ilk vakası tespit edildi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'de bir hastada maymun çiçeği hastalığı tespit edildiğini, bağışıklık sistemi yetersizliği olan 37 yaşındaki hastanın tecrit edildiğini bildirdi. Genellikle hayvandan insana ve nadiren insandan insana yakın temasla bulaşan virüs, vücutta yüksek ateş ve kaşıntılı kabarcıklara yol açması ile karakterize olarak öne çıkıyor. 48 ülkede 3 bin 200'ün üzerinde vakaya ulaşan maymun çiçeğinin özellikle Avrupa ve başka ülkelerde de artan enfekte sayısı nedeniyle alarma geçilmişti.
En son 25 Haziran’da Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), maymun çiçeği salgınının şu anda ‘küresel bir halk sağlığı acil durumu’ oluşturmadığını söylese de, bilim insanlarına göre bu virüs, dünyada beklenenden daha hızlı bir şekilde mutasyona uğruyor. Uzmanlar, 2018'den bu yana sirkülasyonda olan virüsün beklenenden 12 kat daha hızlı mutasyon geçirdiğini ve bunun da virüsü daha bulaşıcı kıldığını düşünüyor. Ayrıca DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, daha fazla yayılmayı kontrol etmek için ‘yoğun müdahale çabalarına’ ihtiyaç olduğunu belirtti.
Maymun çiçeğinin kökeni
Maymun çiçeği ilk olarak 1950'lerde laboratuvar maymunlarında tespit edilmişti. Bu nedenle hastalığın adı, virüsün ana taşıyıcıları gibi görünmese de maymunlardan alınmış oldu.
DSÖ’ye göre, ilk insan vakası ise 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde yaşayan dokuz yaşında bir erkek çocukta görüldü. Afrika dışında da seyrek olarak rapor edilen Maymun çiçeği, bölge dışında ilk olarak 2003 yılında kaydedildi.
Hastalığa ne sebep oluyor?
Genellikle Orta ve Batı Afrika'nın bazı bölgelerinde, özellikle tropik yağmur ormanlarında bulunan ortopoks virüsünün neden olduğu nadir bir hastalık. Virüsün Kongo türünün yüzde 10'a kadar ölüm riski bulunurken, Batı Afrika türünün her 2 vakadan birinde yüzde 1 ölüm oranına sahip olduğu biliniyor. Maymun çiçeği ile alakalı, son yıllarda hayvanların seyahat ve ithalatıyla bağlantılı vakalar bildirilirken, son vakaların bağlantılı olup olmadığı ise şu anda için bilinmiyor.
Hastalık vakaları daha önce Orta ve Batı Afrika dışındaki ülkelerde tespit edilmiş olsa da, bunlar genellikle bölgeye seyahat eden insanlardan oluşuyordu. Öte yandan söz konusu bireylerin virüse nasıl maruz kaldığı da henüz net değil, bazılarının endemik bölgelere seyahat geçmişi hiç bunulmuyor. Araştırmacılar, halihazırda son enfeksiyon kümeleri ve bunların nasıl oluştuğu hakkında daha fazla bilgi öğrenmek için çalışmalar yürüttüklerini açıklamıştı.
Hangi ülkelerde, nasıl yayılıyor?
Endemik olmayan ülkelerde tespit edilen son vakaların çoğu Avrupa'da görülüyor. İlk kez 7 Mayıs’ta İngiltere'de görülen vakanın ardından hastalığın çoğunlukla Portekiz ve İspanya’da yayıldığı saptandı. Dünya genelinde vakaların çoğunun, Batı ve Orta Afrika'daki bölgelere seyahat etmekle bağlantılı olmadığı da uzmanlar tarafından açıklanan bilgiler arasında.
DSÖ'nün sosyal medya kanallarında canlı yayınlanan soru- cevap programında konuşan Dr. Rosamund Lewis konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamasında, "Son beş yılda Avrupa'da birkaç vaka vardı, seyahat eden kişilerde ama ilk kez bu kadar ülkede aynı anda, Afrika'daki endemik bölgeleri ziyaret etmeyenlerde vakalar ortaya çıkıyor" demişti.
Ancak bilim insanları hala hastalığın neden ‘bu kadar karakteristik olmayan bir şekilde yayıldığını’ ve virüsün bir şekilde mutasyona uğrayıp uğramadığını anlamak için çalışmalar yürütüyor.
Şu ana kadar DSÖ tarafından açıklanan bulaş şekilleri ise şöyle:
“Maymun çiçeği virüsünü taşıyan hayvanlar, fiziksel temas ile bu virüsü insanlara bulaştırabiliyor. Bu hayvanlar arasında kemirgenler ve primatlar bulunuyor. Bulaşı riskini azaltmak için vahşi hayvanlarla korumasız temas edilmemesi, özellikle de hasta olan hayvanlardan veya ölü hayvanlardan uzak durulması tavsiye ediliyor.”
DSÖ: Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara benziyor, yayılımı çok hızlı
Yetkililere göre virüs sadece cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon değil ama son dönemdeki vakaların çoğu hemcinsleriyle ilişkiye giren erkeklerden oluşuyor. Hastalığın enfekte kişinin mukozasıyla, hasarlı deriyle veya yüz yüze uzun süreli temasta solunum yoluyla çıkan damlacıklara temas nedeniyle bulaşabildiği bildirilmişti.
DSÖ yetkilileri de virüsün ana yayılma biçiminin cinsel yollarla olduğu konusunda uyarıda bulundu. DSÖ'nün Pandemi ve Salgın Potansiyeli Olan Bulaşıcı Tehlikelere İlişkin Stratejik ve Teknik Danışma Grubunun Başkanı David Heymann, "Şu anda olan şey, popülasyona cinsel bir form olarak, bir genital form olarak girdiği ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar gibi yayıldığı, bu da dünya çapında bulaşmasını arttırdığı yönünde" dedi.
Ancak buna karşı çıkan bilim insanları da mevcut. HIV konusunda çalışan Andy Seale’e göre virüsün bulaşması için tek yol cinsel ilişki de değil. Seale, konula ilgili olarak, "Birçok hastalık cinsel yolla bulaşabilir. Cinsel temas sonrası soğuk algınlığı veya öksürük kapabilirsiniz ama bu onların cinsel yolla bulaşan hastalıklar olduğu anlamına gelmez" şerhi düştü.
İngiltere'deki Birmingham Üniversitesi'nde virüs hücresi biyolojisi alanında çalışmalar yürüten Prof. Dr. Jason Mercer, maymun çiçeğinin bazı durumlarda cinsellikle ilişkili gibi görünse de, bunun mutlaka cinsel yolla bulaşan bir hastalık olduğu anlamına gelmediğini düşünenlerden.
Maymun çiçeğinin belirtileri
Uzmanlara göre maymun çiçeği virüsü, Avrupa'da 1980 yılında resmen ortadan kaldırılan çiçek hastalığı ile aynı soydan gelen bir rahatsızlık. Belirtileri, çiçek hastalığıyla benzerlik taşıyan Maymun çiçeği virüsüne yakalananlarda da, çiçek hastalığında olduğu gibi, ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, titreme ve kızarıklık, ciltte kabarıklar gibi şikayetler oluşuyor.
İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Servet Öztürk’e göre, belirtilere bakıldığında şu anda rapor edilen vakalar, yaklaşık yüzde 1'lik daha düşük bir ölüm oranı ile ilişkili olan Batı Afrika maymun çiçeği türüne ait. Öztürk, çiçek hastalığı ile maymun çiçeğinin benzerliğine dikkat çekerek, bilinen belirtileri sıraladı:
“Dünyada aşılama sayesinde artık görülmeyen çiçek hastalığına benzer bir klinik tablo oluşturuyor. Çiçek hastalığına kıyasla daha düşük bir ölüm oranlarına sahip. Yakın temasla kişiler arasında bulaşma zincirleri olduğu da görülüyor. Maymun çiçeği semptomları, maruziyetten 5-21 gün sonra (ortalama 6-16 gün) ateş, halsizlik, lenf bezlerinde şişlik ve ağrı ve baş ağrısı ile başlıyor. İlk belirtilerden 1-5 gün sonra, genellikle yüzde veya genital bölgede başlayan ve daha sonra vücudun diğer bölgelerine, özellikle kol ve bacaklara yayılan bir döküntü gelişir. Enfeksiyon, maymun çiçeği cilt lezyonları veya kabukları ile doğrudan temas, kontamine giysiler veya çarşaflar ile temas veya damlacık iletimi yoluyla yayılabilir. Cinsel yolla bulaşmanın da katkıda bulunup bulunmayacağı da belirsiz.”
Maymun çiçeği virüsünden nasıl korunulur?
Yüksek riskli ve önlemsiz temaslardan kaçınılması gerektiği uzmanlar tarafından sıkça tekrarlanıyor. Bunların arasında oda arkadaşları, cinsel partnerler, yakın temasta olan kişiler ve hastayla ilgilenen sağlık çalışanları yer alıyor. İngiltere’de virüsten korunmak adına eşcinsel erkeklere ve birden fazla partneri olan kişilere yönelik bir bilinçlendirme kampanyası da düzenlenecek.
Aynı evde yaşayanların yüzeyleri, kıyafetleri ve mutfak eşyalarını düzenli olarak temizlemesi de oldukça önemli kabul ediliyor. Çünkü son araştırmalara göre CNBC kanalına konuşan Dr. Scott Gottlieb, virüsün insan vücudu dışında da çok dayanıklı olduğunu ve battaniye gibi eşyalar üzerinde yaşayabildiğini, bu sebeple vakaların görüldüğü yerlerde insanların kıyafet denemekten vazgeçmesi gibi sahneler yaşanabileceğini söyledi.
Çiçek aşısı hastalıktan korur mu?
Maymun çiçeği hastalığı için yaygın kullanılan bir ilaçlar veya spesifik bir tedavisi olmasada da vakalar şimdiye kadar sidofovir, brinsidofovir gibi etken maddeli ilaçlarla kontrol altına alındı.
DSÖ, Afrika'daki tecrübelerden yola çıkarak çiçek aşısının maymun çiçeğinden yüzde 85'e kadar koruma sağlayacağını bildirdi. Fakat çiçek aşısı, hastalığın dünya genelinde sonlanması nedeniyle 1980'den beri uygulanmıyor. Dolayısıyla şu an çiçek aşısı yapılanlar 40-50 yaş üzeri kişilerden oluşuyor. Aradan uzun süre geçmesi ise koruyuculuğun düzeyine ilişkin endişelere sebep oluyor.
Maymun çiçeğinin tedavisi var mı?
Maymun çiçeği virüsü enfeksiyonu için kanıtlanmış, güvenli bir tedavi yöntemi henüz yok. Salgınını kontrol etmek amacıyla çiçek hastalığı aşısı, antiviraller ve aşı immün globulini (VIG) kullanılabileceği uzmanlar tarafından verilen bilgiler arasında. Belirtileri en aza indirgemen için, dermatolog eşliğinde deri döküntülerinin tedavisi de yapılabiliyor.